wiki

ABDÜLMELİK BİN MERVAN

Emevi halîfelerinin beşincisi. 646 (H. 26) yılında doğdu. Babası
Mervân bin Hakem, annesi Âişe binti Muâviye
bin M uğîre’dir. Hazret-i Muâviye zamânında 16
yaşındayken Medine Dîvânı reisliğine tâyin edildi.
Uzun yıllar bu görevde kaldı. Babasının ölümünden
sonra Şam hilâfet makâmına geçti. Ancak
halifeliğini yalnız Suriye ve Mısır eyâletleri tanıdı.
Bu sırada Şiîleri etrâfına toplayarak isyan eden
Muhtar’üs-Sekafî ve Mekke’de hüküm sürmekte olan Abdullah bin Zübeyr, kendini halîfe olarak tanımadılar.
Muhtar’ı, Abdullah bin Zübeyr’in kardeşi
Mus’ab, Muhalleb bin Ebû Sufra ile birleşerek
ortadan kaldırdı. Abdülmelik, Abdullah bin
Zübeyr’i ve hâricîleri de meşhur Haccac vâsıtasıyla
bertaraf etti. Böylece bütün İslâm memleketlerine
hâkim oldu. Devrinde, BizanslIlarla uğraşıp, Mûsâ
bin Nusayr, Târik bin Ziyâd gibi komutanlar vâsıtasıyla
Kuzey Afrika ve İspanya’da fetihleri devâm
ettirdi. Abdülmelik’in oğlu Abdullah 701 yılında
Erzurum’u, ertesi sene Dârende’yi fethetti.
Böylece yapılan fetihlerle Abdülmelik, İslâm ülkelerini,
doğuda Hindistan’a, batıda İspanya içlerine
kadar genişletti.
Abdülmelik, 21 sene hükümet sürüp 705 (H.
86) yılında vefât etti. Yerine oğlu Velid geçti.
Abdülmelik devrinde bir çok önemli işler yapıldı.
İç muhârebeler sebebiyle hasar gören Kâ’be
tâmir edilerek bugünkü şekli verildi. İlk defâ olarak,
Arapça yazılı paralar basıldı. Devlet dairelerinde
Arapçadan başka dil kullanılması yasaklandı.
Posta ve haberleşme teşkîlâtlan ıslâh edildi. Din
âlimlerine önemli mevkîler verilerek İlmî çalışmaların
gelişmesine yardımcı olundu. Fârisî birçok
divân Arabîye tercüme edildi. Birçok bayındırlık
eserleri yapıldı.
Abdülmelik, ilmi ile âmil, dînî vecîbelerini
yerine getiren bir hükümdardı. Fıkıh, tefsir ve diğer
din ilimlerinde söz sâhibiydi. Rivâyet edilir ki:
Abdullah bin Ömer’e sordular:
“Sizler vefât ettikten sonra fıkhî meseleleri
kime soralım?”
İbni Ömer; “Abdülmelik bin Mervân’a sorarsınız.”
diye cevab verdi.
Halîfe Abdülmelik vefât ettiğinde oğlu Velîd’e,
Atlas Okyanusundan Ceyhun Nehrine kadar
uzanan siyâsî, askerî ve idârî bakımdan sağlam
bir devlet bırakmıştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir