Osmanlı şâiri. Asıl adı Mansur Çelebi’dir. Rumeli’de Vardar Yenicesi’nde doğdu. Do
ğum târihi bilinmemektedir. Medrese öğrenimi
görüp Hoca Kaynı Mehmed Efendiden mülâzım oldu. İstanbul ve G elibolu’da müderrislik yaptı.
Haslar kâdılığında bulundu. Kâdılıktan emekli
iken İstanbul’da 1577 senesinde vefât etti.
Agehî, fazîlet, irfân sâhibi ve âlimlerin yolunda idi. Zamânmdaki aklî ve naklî ilimlerde mâ-
hir olup, mârifetler deryâsmın dalgıcı ve benzer siz olduğu gibi, güzel şiirleri ve hoş sözleri vardır. Âgehî, gençliğinde bir müddet Piyâle Paşa
donanmasında bulunduğu için, gemici terim leriyle yazdığı kasidesiyle dikkati çekmiştir. Bu kaside yalnız san’at bakımından değil, denizcilik terimleri üzerinde araştırma yapacaklar için çok
faydalı bir kaynaktır. Âgehî bu kasîdesiyle Kanûnî Sultan Süleymân’ın iltifâtına nâil olmuş ve
kendisine İstanbul’da molla Şeref medresesi müderrisliği verilmiştir. Bu şiirin bir kaç beyti şöyledir:
Bâd-ı aşkun alavand eyledi sabrum gemisin
İlevend oldı gönül tıflı senün derdinden
Hüblar forsa kaçup sana kenar olmaz ise
Olma anlardan alarga bir iki gün katlan
Ey gönül nice yatursın bu limân-ı tende
Himmetün lengerin al mevsimidür aç yelken
Bu mısralarda görülen forsa, kenar, levend,
alavand, lenger, liman alarga ve yelken gibi kelimeler, şiirin diğer mısralarında göze çarpan denizcilik terimlerinden bir kaç tânesidir. Metindeki levend kelimesinin ilevend telaffuzu, hem bir
Rumeli ağzı, hem de Türkçe’nin 1 harfiyle başlayan yabancı kelimeler üzerindeki umûmî tasarrufudur. Bu deyimleri dîvân şiirinin klâsik yapısını
bozmadan ustalıkla kullanmasıyla Âgehî, on altıncı
asır edebiyâtına değişik bir hava getirmiş oldu.
Bu yüzden de kasideye çok sayıda nazîre ve tahmis yazılmıştır.
Âgehî’nin, Fetih-nâme-i Kal’a-i Sigetvâr
adlı eseri, Kânûnî Sultan Süleymân’ın Zigetvâr
Kalesini fethini anlatır. Bir de Menâkıb-ı İmâm-
ı Gazâlî adlı bir eseri daha vardır. Bir dîvânda
toplanmamış olan şiirleri çeşitli mecmûalarda bulunur.
AGEHİ
03
Ağu