Tâbün dev rinde yetişen hâdis âlimlerinden ve evliyâ- mn büyüklerinden. Adı, Seyyâr Ibni Ebî Seyyâr’dır. Adının Verdân, Verd veya Dînâr olduğu da bildirilmektedir. Künyesi Ebü’l-Hakem el-Anzî veya el-Basrî’dir. Hadîs ilminin büyük bir âlimidir. Çok ibâdet eden, sabırlı ve şükredici bir zâttı. Takvâ ehli idi. Ya’nî haram ve şüphelilerden çok sakınırdı. Tasavufta yüksek derecelere kavuşmuştu. 122 (m. 739; senesinde vefât etti. Seyyâr Ebü’l-Hakem, hadîs ilminde âlim bir zâttı. O, Eshâb-ı kiramdan olduğu
bildirilen Târik bin Şihâb, İmâm-ı Şa’bî, Ebû Vâil, Ebû Hâzım el-Eşcâî, Yezîd el- Fakîr, Sâbit en Nebâtî, Bekr bin Abdullah el-Müzenî ve daha başka hadîs âlimlerinden ilim alıp hadîs-i şerif rivâyet etmiştir. Kendisinden de, Sa’îd bin Uyeyne, Mis’ar bin Kedâm, îsmâil bin Ebî Hâlid, Beşîr bin Süleyman et-Teymî ve daha pekçok âlim ilim alıp hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir. Seyyâr Ebü’l-Hakem, çok ibâdet ederdi. Çok sabırlı ve şükredici idi. Allahü teâlânın ismini devamlı söyler, bununla meşgûl olurdu. Yünlü kumaşlardan yapılmış güzel elbiseler giyer, fakat gönlünü hiçbir şeye bağlamayıp devamlı Allah korkusuyla ağlardı. Ebû Ma’mer şöyle bildiriyor Biı gün Seyyâr Ebü’l-Hakem’in yanına uğra mıştık. Hep ağlıyordu. Ona, “Seni ağlatar şey nedir?” diye sorduk, O da bize: “Bender önceki âbidleri (çok ibâdet yapanları* ağla tan şeydir” diye cevap verdi. Kalbindi dünyâ sevgisi yoktu. Dünyânın fânî, geçic olduğunu yakinî olarak bilenlerdendi Bunun için buyurdu ki: “Bir kulun kalbindi dünyâ ve âhıretin ikisi bir arada topla nınca, onlardan hangisinin sevgisi çoksa diğerine tâbi olur.” Evliyânın büyüklerin den Mâlik bin Dînâr ile çok sevişirler, sil sık buluşup sohbet ederlerdi (Bkz. Mâli] bin Dînar;. Rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden bs zılan şunlardır: “Kendisine fakirlik verilen bi
3 7 2 İslam İlimleri Ansiklopedisi r
SÜDDf-l KEBÎR
kimse, ihtiyâcını insanlara bildirip o n la rd a n b irş e y b e k le r s e , fa k irliğ i devam eder. Şâyet hâlini Allahü teâ- lâya arz edip O’ndan birşey beklerse, ona ihtiyâcının karşılığını verir. Bu, ya âhırette vereceği bir ecir, sevaptır. Veyahut da dünyâdaki zenginliktir. ” “Bir kimse hac yapıp, zinâ ve başka hiç günah işlemeden dönerse, anasından doğduğu günkü gibi günahlarından temizlenir.” “Benden önceki Peygamberlerden hiçbirine verilmeyen beş şey, bana verildi: 1- Düşmanlarımı, bir aylık yoldan benim korkum kaplardı. 2- Yeryüzünün her tarafı bana mes- cid yapıldı ve temiz kılındı. Ümmetimden bir kişi, namaz vakti nerede girerse, orada namazını kılsın! 3- Düşmanla yapılan harbin sonunda ele geçen ganimetler bana helâl kılındı. Benden önce kimseye helâl olmadı. 4- Bana şefâat etmem için izin verildi. 5- D iğer peygam berler, kendi kavimlerine peygamber olarak gönderilmişti. Ben ise bütün insanlara peygamber olarak gönderildim. ”
1) Tehzib-üt-tehzib cild-4, sh-291 2) Hilyet-ül-evliyâ cild-8, sh-313
SEYYÂR EBÜ’L-HAKEM
03
Oca