Doktorlar, âdetin (alışkanlığın) ikinci tabiat olduğunu söylüyorlar. Hz. Enes şöyle diyor-
«Peygamber S.A.V. akşam yemeğini, yatsı namazından sonra yerdi.» — Ebu Nuaym. Hz. Âişe de şöyle bir hadis rivayet ediyor: «Bir gün Resulullah S.A.V. yanıma geldi. Ben O sırada bir hastalıktan dert yanıyordum. Bana şöyle dedi: Az yemek ilaçtır. Mide, hastalıkların evidir. Vücudunuz neye alışmışsa onu yerine getirin.» Hz. Ali de şöyle diyor: Mide, hastalığın evi, perhiz tıp ilminin başı, âdet ise, ikinci tabiattır. Bu iki hadisi, Kadı Ebu Yâ’lâ rivayet etmişlerdir. Peygamberimiz S.A.V. «Mide, hastalıkların evidir.» demekle az yemeye ve şehveti terk etmeğe işaret ediyorlardır. Adet ise, yukarıda geçtiği gibi, sanki insanın ikinci tabiatıdır. Âdet beden içinde büyük bir kuvvettir. Sağlığı koruyan bir temeldir. Bunun içindir ki, Peygamberimiz S.A.V. herkes âdetine uygun hareket etmelidir, demiştir. Ebu Nuaym, Hazreti Âişe’den şöyle bir hadis rivayet ediyor: «Peygamber S.A.V. kışın Kâbenin içine girmek isterse, Cuma gecesi girmek ister, yazın üstüne çıkmak isterse Cuma gecesi çıkmak isterdi.» Doktorlara göre ahlak, bedendeki mizaca bağlıdır, nitekim yukarıda bundan bahs etmiştik. Açlık, susuzluk ve uyku yönünden beden mutedil oldukça ve bunu bir âdet haline getirdikçe, nefis (Ruh) dinç ve hareketli olur. Hayır işlemek ister. Ne zaman ifrat ve tefrite düşerse hareketlerinde ona göre sapmalar olur. Bunun içindir ki, Peygamberimiz S.A.V.: «Ben, hem uyurum, hem gece kalkar namaz kılarım, hem oruç tutarım hem de tutmam.» buyurmuşlardır.