(ritim ve blııes anlamına gelen amerikanca deyim). Blues, caz ve gospel’den doğan, dansla birlikte icra edilen ve rock and roll’un geniş ölçüde yararlandığı zenci amerikan halk müziği. —ANSİKL. 40’lı yıllarda, birtakım caz (Ar- nett Cobb, Louis Jordan, Eart Bostic. Bili Doggett) ya da blues (Ray Brown, Eddie Vinson, Joe Turner) müzikçileri, küçük dans orkestraları kurmuşlardı. Bu orkest- ralann ortak özelliği bir süre önce Lionel Hampton’ın keşfettiği bir ritim kalıbından yararlanmalanydı: “afterbeat” denilen bu yöntemde ölçünün ikinci ve dördüncü zamanları zorunlu olarak vurgulanıyordu. Bu müzikçilerin yapıtları o güne kadar gramofon endüstrisi tarafından “race records” etiketiyle ayırt ediliyordu. İkinci Dünya savaşı’nın ertesinde, bu adı fazla ayrımcı bulanlar bunun yerine “rtıythm and blues” deyimini yeğlediler. 50’li yıllarda kısaca “R and B” diye yazılan “rtıythm and blues” zenci cemaat arasında son- suz bir ilgi gördü. Ayrıca, danslı halk müziği biçimindeki bu caz türü, sürekli olarak yerel zenci radyolar tarafından yayınlandığı için kısa sürede beyaz gençliğin geniş bir kesimi tarafından da benimsendi. Bunun üzerine taklitleri çoğaldı, ri
rhyton timleri örnek alınmaya başlandı. Beyaz dinleyicileri kendine bağlayan ilk rhythm and blues müzikçisi Fats Domino’duc Fats Domino bu sayede rock and roll’un doğmasını sağladı. 50’li yıllann sonunda, başka bir şarkıcı ve piyanocu, yani Ray Charles, özgünlüğüyle dikkati çeken yepyeni blues ve gospel karışımını ortaya attı ve bu karışımdan da soul music dediğimiz yeni bir “rhythm and blues” türü doğdu
RHYTHM AND BLUES
28
Mar