Sonra da hazinedarla görüştüm ve “Hâzinenin gelir ve giderlerine çok dikkat etmeni istiyorum. Sakın doğruluktan ayrılma. Yanlışını görür ve hainliğini fark edersek boynunu cellattan kurtaramazsın.” diyerek onu uyardım. Eski sadrazam Köprülüzade Mustafa Paşa’yı çok severdim. İyi bir asker ve çok dürüst bir insandı. Şimdi yine onu sadrazamlık makamında görmek istiyordum. Hemen bir mektup yazarak sadrazamlık mührünü ona gönderdim.Yeni sadrazam o sıralarda Sofya’da bulunuyordu. Oradan da Belgrad’a hareket etti. Hemen Sava üzerine bir köprü kurdurup Macaristan topraklarına girmiş ama o sırada nehir taşıp köprü yıkılmış. Askerin bir kısmı köprüyü geçebilmiş ama sadrazamla birlikte olan diğer grup sahilde kalmış. Paşa, orada bulunan bir esirden, Avusturya ordusunun baskına hazırlandığını öğrenmiş. Sonra da diğer paşalarla bir toplantı yapmış. Sadrazam, “Durumu biliyorsunuz. Söyleyin bakalım şimdi ne yapacağız?” deyince, deneyimli paşalar, “Eyalet askerleri ile Tatar kuvvetleri henüz gelmedi.
© 2007 Eserin her hakkı anlaşmalı olarak Timaş Basım Tîcaret ve Sanayi Anonim Şrrketi’ne aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir