Mısır’da yetişen Mâliki mez hebi müctehidlerinden. Hadîs, fıkıh, târih ve edebiyyatta zamanın en büyük âlimi idi. Künyesi Ebû Muhammed, nisbeti Mısrî, asıl ismi, Abdullah bin Abdülhakem bm Ayen bin Leys’dir. 155 (m. 772) senesinde İskenderiye’de doğdu. Hz. Osman’ın azâd- lılanndan Râfî veya Hz Osman’ın bir başka azâdlısmın azâd ettiği kölelerden Abdülhakem’in oğludur. Babası ve kardeşleri de kendisi gibi âlimdi. Âile muhitinin de İlmî bir hüviyete sâhip olması, O’nun çalışmalarına destek oldu îlk tahsilini babasından alan Ebû Muhammed bin Abdülhakem, zamanın birçok âliminden ilim tahsil edip, hadîs-ı şerîf rivâyet etti, tmâm-ı Mâlik’in (r a.) en mümtaz talebeleri arasında yer aldı. Çok zengin olmasına rağmen, kazancını fakirlere sadaka ve dîn-i Islâm’a hizmet yolunda sarfederek zâhid hayata yaşardı. Abdullah bin Abdülhakem (r.a.) Mısır vâlisi Yezîd’in Kur’ân-ı kerîm hakkında yanlış görüşlerine katılmadığı için Kahire’de zindana atıldı. 214 (m. 829) Ramazan ajanda zindanda şehid edildi. Kahire’de Imâm-ı Şâfiî’nin (r.a.) yanma defnedildi. Fakîh, zâhid, saduk (itimâd edilir) sika, (güvenilir), çok zeki, müdekkîk (çok araştırıcı) olduğunu birçok meşhûr âlim, eserlerinde bildirdi. Mâlik bin Enes’ten el-Muvattâ’yı işiterek rivâyet eden Abdullah bin Abdülha- kem, aynca Leys, Mufaddal bin Fadâle, Bekr bin Mudar, ibni Lühey’a, Müslim bin Hâlid ez-Zenci ve daha birçok âlimden ilim tahsil edip hadîs-i şerîf rivâyet etti. Mâliki mezhebinin derinliklerine vâkıf bir âlim olan Abdullah bin Abdülhakem (r.a.), Mısır’da M ali kilerin reisi olan Eşheb’ in vefâtmdan sonra onlara imâm olup, mes’elelerini halletti. Imâm-ı Şafiî hazretleri ile dostlukları vardı. Imâm-ı Şafiî (r.a.) O’nun beldesine geldiğinde misafiri olurdu. Hattâ Imâm-ı Şâfiî, O’nun evinde vefât etti. Imâm-ı Şafiî’ den yazdıklarını kendisi ve oğlu için de yazardı. Bu yazdıklarını daha sonra oğullarından Muhammed tedvin etti (kitap hâline getirdi). Kendisi babasından ilim tahsil ettiği gibi oğullan Abdülhakem, Abdurrahmân, Sa’d ve Muhammed de babalan Abdullah’ dan ders alarak zamanlarının âlimleri oldular. Bunlar arasında en fakîhinin Abdülhakem olduğu zikredilir. Ayrıca, Abdullah bin Abdtilhakem’den, Rebi’ bin Süleymân, el-Cebrî, Abdullah bin Abdurrahmân ed-Dârimî, Muhammed bin Müslim bin Vâre, Muhammed bin Sehl bin Asker, Mikdâm bin Dâvûd er-Ruaynî, Ebû Yezîd Yûnus bin Yezîd el-Karâtisî ve birçokları ilim öğrenip, hadîs-i şerîf rivâyet etmekle şereflendiler. Imâm-ı Mâlik hazretlerinin ileri gelen talebelerinden olmakla şereflenen Abdullah bin Abdülhakem hazretleri için zamanın büyük âlimlerinden olan Ebû Zür’a “O sika”, Ebû Hâtim “O, sadûk”, îbni Vâre “O Mısır şeyhi”, ibni Yûnus “Abdullah bin Abdülhakem, fakîh ve çok akıllı idi”, el-Iclî “O, sikadır”, Muhammed bin Kâsım “Yahyâ bin Maîn Mısır’a geldiğinde Abdullah’ın meclisinde bulunurdu”, el- Halîlî “İrşad’da sika (güvenilir) ve meşhûr âlimdir” (demektedir. Abdullah bin Abdülhakem hazretleri Mâliki âlimi Eşheb’in kitaplarını kısaltarak telif ettiği “el-Muhtasaru’l-kebîr” adlı eserinde onsekiz bin mes’eleden bahseder. “Evâsıt”ta dörtbin, “Sagir”de binikiyüz mes’eleden bahseder. “Kitabü’l-ahvâl”, “Kitâbü’l-kadâ fi’l-bünyân”, “Kitâbü’l- menârik” ve “Kitabü fedâilü Ömer bin Abdülazîz” adlı eserlerinde de otuzaltıbin mes’eleyi nakleder. “Muhtasar-ı Sagîr” adlı eserinde, îmâm-ı Mâlik hazretlerinin “Muvattâ” adlı kitabındaki bilgilerden nakiller yapar. Ayrıca, “Kitâbü’l-fütuh” adlı bir eserinden daha bahsetmektedir. Ancak Fütûh’un, oğlu Abdurrahmân tarafından yazılmış veya tamamlanmış olduğu söylenmektedir. Bir târih kitabı mahiyetinde olan bu eserde, Mısır’ın fethi, idâresi, idârecileri, Mısır’a Sahâbe-i kirâm (r. anhüm) tarafından getirilen hadîs-i şerifler uzun uzun anlatılmıştır. Eser, Th. Ç. Tor- rey, tarafından yirmidört sayfalık bir mukaddime ilâve ederek “Fütûh-u Mısr” adıyla neşredilmiştir. Onun yazmış olduğu fıkhî mes’eleleri Ebû Bekir el-Ebherî şerhet- miştir (açıklamıştır). Bişr bin Bekr anlatır: “Ben, ölümünden sonra Mâlik bin Enes’i (r.a.) rü’yâmda gördüm. Bana “Sizin memleketinizde bir âlim vardır. Ona ibni Abdülhakem denir. Ondan ilim öğreniniz ve istifâde edip, hadîs-i şerîf rivâyet ediniz. Çünkü O’nun ilmi 4oğrudur” buyurdu.
ABDULLAH BİN ABDÜLKAKEEfl
23
Nis