wiki

AHMED-İ BEZZÂR

Basra’da yetişen hadîs âlimlerinin büyüklerinden. Ahmed bin Amr el-Bezzâr el-ltkî, hâfız (yüzbinden fazla hadîs-i şerifi râvileri ile birlikte ezbere bilen) âlimlerden olup, künyesi Ebû Bekir’ dir. ömrünün sonlarına doğru Isfehan, Bağdad, Irak ve Şam’da hadîs ve hadîs usûlü ilmi hakkında dersler verdi. 292 (m. 905) de Rabî-ul-evvel ayında Remle kasabasında vefât etti. Hadîs ilminde sika (güvenilir) zâtlardandır. Ömer bin Mûsâ el-Hâdî, İsmail bin Seyf, Abdürrahmân bin el-Fadl bin Muvaffak, Hasen bin Ali bin Râşid el-Vâsıti, İbrâ- him bin Sa’îd el-Cevherî gibi zâtlardan ilim öğrendi. Kendisinden de, Ebül-Hasan Ali bin Mujıammed el-Mısrî, Muhammed bin el-Abbâs bin Nûceyh, Abdul-Bâki bin Kani’, Ebû Bekir bin Selem gibi zâtlar rivâyette bulundular. Ahmed bin Bezzâr’m (r.a.) Müsned-i Kebîr ve Müsned-i Sagîr isminde eserleri vardır. Müsned-i Kebîr’in diğer ismi (el- Bahr-üz-Zâhir) dir. Müsned-i Sagir, Ribat Kütüphânesi 234 numarada el yazması olarak mevcuttur. Bezzâr’m (r.a.) rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden ba’zılan; Peygamber efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Üç şey inşam helâk eder. Son derece cimrilik, tamamen arzularına uymak ve kişinin kendini beğenmesi.” “Sararmış dişlerle huzuruma gelmeyiniz. Misvak kullanınız.” “Kırk sene beklemek, namaz kılanın önünden geçmekten hayırlıdır.” “Helalden kazandığı malını infâk edene (Allah yolunda harcayana) müjdeler olsun.” “Din kardeşinin arzu ettiği yemeği kendisine yediren kimsenin günahları bağışlanır. Din kardeşini sevindiren Allahü teâlâyı sevindirmiş olur.” “Kişinin yediğinin en helâli, el emeği ve meşrû olan alış-verişten temin ettiği kazancıdır.” “tki müslüman karşılaştıklarında, birbirlerine selâm verip müsâfeha ederlerse, aralarına yüz rahmet iner. Bunlardan doksanı, önce selâm verip müsâfeha edene, kalanı da diğer şahsadır.” “Üç türlü komşuluk vardır. Birinin bir hakkı, İkincisinin iki hakkı ve üçüncüsünün üç hakkı vardır. Üç hakkı olan komşu, Müslüman olan ve akrabâ olan komşudur. Bunun komşuluk, İslâmiyet ve akrabalık olmak Üzere üç hakkı vardır. Akrabâ olmayan müslüman komşunun, İslâmiyet ve komşuluk hakkı olmak üzere iki hakkı vardır.” “Allah için tevâzu edeni Allahü teâlâ yükseltir.” “Siz, insanlara, mallarınızla yardımı yetiştiremezsiniz. Yardıma mallarınız yetmez. Hiç olmazsa, onları deşler birbirini görüp-görüşmek arzu ederler. Bu sırada, her ikisinin de üzerine oturdukları taht harekete geçer. Birisi gider ve diğeri gelirken yolda buluşur, sohbet ederler. “Falan gün, falan yerde yaptıklarınızı hatırlar m ısınız?” şeklinde konuşurlar, “Orada duâ ettik de, Allahü teâlâ bizi mağfiret etti99 derler ”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir