i. (ar. nübüt’tan istinbat). Esk. Hüküm çıkarma, bir söz veya işten gizli mânâ çıkarma, dolayısıyle anlama. || ls- tinbat etmek, çıkarmak, zımnî olanı anlamak: İsmini hûn-i dilimden edesin istinbat (Sünbülzade Vehbi). || istinbat olunmak, çıkarılmak, anlaşılmak: Mütalâattan suhuletle istinbat olunmakta idi ki (Atatürk),
İSTİNBAT
10
Eki