Ege denizi’nin kuzeyinde (Kavala nomosu) yunan adası, kıtadan Taşoz boğazı ile ayrılır; 378 km2; 13 300 nüf. Merkezi Taşoz, adanın kuzey kıyısındadır. Dağlık ve ağaçlık bu adanın en yüksek doruğu 1 127 m’ye ulaşır. —Tar. Paroslular, kıtadaki Pangaion dağının altın ve gümüş madenlerini işletmek için, erken bir tarihte adaya yerleştiler. O dönemde adanın kendisi de bağları ve zeytinlikleri sayesinde çok zengindi. İ.Ö. 491’de Persler adayı işgal etti ve surlarını yıktı. Med savaşlarının ardından Jaşoz Atina konfederasyonuna girdi. İ.Ö. 465’te birlikten çıkmak isteyen adaya, İ.Û. 462’de Kimon boyun eğdirdi. Daha sonra Pelo- ponisos savaşı boyunca Taşoz, Sparta ve Atina arasında el değiştirdi. Hellenistik dönemde ada Roma’nın tarafını tuttu ve böylece zenginliğini sürdürdü. Roma impa- ratorfuğu’nun ikiye bölünmesi üzerine (İ.S. 395) Bizans devletinin (Doğu Roma imparatorluğu) payına düştü. Dördüncü Haçlı seferi sırasında İstanbul’u ele geçirerek Latin imparatorluğu’nu kuran katolik devletlerden Venedik Cumhuriyeti’ne bağlandı (1204). BizanslIlar tarafından geri alındı (1261). İstanbul’un fethinden (1453) hemen sonra Hamza Bey komutasındaki türk donanmasınca ele geçirilen Taşoz, Midilli’nin ceneviz dukası Rodrigo’nun yönetimine bırakıldı. Sadrazam Mahmut Paşa tarafından doğrudan osmanlı topraklarına katıldı (1456). Limni ile birlikte papalık donanmasının işgaline uğrayan ada (1457), Fatih’in Mora seferi sırasında (1458) türk donanmasınca geri alındı. 1463-1479 Türk-Venedik savaşı’nda iki taraf arasında sürekli el değiştiren ve sonunda Osmanlı devletinin egemenliğinde kalan Taşoz, daha sonra Cezairi Bahri Sefid vilayeti adını alan Kaptanpaşa eyaletine bağlandı Balkan savaşı sırasında yunan deniz kuvvetleri tarafından ele geçirilerek türk yönetiminden çıktı (1912). —Arkeol. Kazılar sonucu Taşoz kentinin büyük bir bölümü, özellikle de dinsel yaşamın yoğunlaştığı “Theoroslar geçidi” ortaya çıkarıldı. Burada yer alan büyük sunak Apollon ve Musalar’ı betimleyen klasik dönem başlarına ait kabartmalarla (Louvre) süslenmişti ve dinsel görevliler olan fheoros’ların adlarının kazılı olduğu uzun listelerle kaplıydı. Kentte önemli tapınaklar yer alıyordu: Artemis tapınağı’n- da güzel heykeller ve çeşitli atölyelerden çıkma doğu üslubunda vazolar ele geçirildi. Herodotos’un da sözünü ettiği He- rakles tapınağı ikili bir külte sahne oluyordu: tanrı Herakles ve kahraman Herakles kültü. Kazılarda ayrıca agora, kentin siyasal yaşamına ilişkin yapılar ve konutların bulunduğu birçok semt gün ışığına çıkarıldı. Kent, büyük bölümü mermerden yapılmış olan sur duvarıyla övünüyordu; surun kapıları büyük boy kabartmalarla süslüydü: Silenos kapısı (Dionysos’un bu arkadaşını bugün de aynı yerde görmek mümkündür: at kuyruğu, kulakları ve toynakları olan ve kente giren bir adam), Ze- us kapısı, Herakles kapısı (kabartması İstanbul’da). Adada heykel atölyelerinin gelişme göstermesi (dev boyutlu koç taşıyan adam heykeli, İ.Ö. VI. yy. ortaları; Diony- sos heykeli, İ.Ö. IV. yy. ortaları, aynı dönemden kalma Musa heykelleri), zengin mermer yataklarının varlığıyla açıklanır Ta- şoz’da yüksek bir anlatım gücüne sahip figürlerle kaplı (İ.Ö. V. yy.’da, bir nymphe- yi kaçıran Silenos, daha sonraları da Di- onysos ve Herakles) sikkeler basıldı.
TAŞOZ,
04
Oca