BAŞKA ULUSLARIN DÜNYA HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

 

BAŞKA ULUSLARIN DÜNYA HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

Çinliler

Denizcilik konusunda birçok buluşu onlara borçlu olmamıza ve çok çabuk açık denizlere dayanıklı, güçlü gemiler yapmış olmalarına rağmen Çinliler, (1405-1433 arasında yaptıkları takdire sayan Hint Okyanusu seferleri dışında) deniz seferlerine önem vermeyerek, Asya’nın iç bölgelerine yönelik seferleri öne çıkardılar. Bunun gerekçesi de, büyük ölçüde, orada önce Türklerin sonra da Moğolların sürekli sorun yaratan akmlarıydı. Çinliler bir taraftan onlarla barış yapmaya çalıştılar, diğer taraftan da inşa ettikleri uzun duvarlar ve askerî seferlerle onları sınırlayıp, püskürttüler. Aynı zamanda Taklamakan Çölü’nü çevreleyen îpek Yolu’nu oluşturan büyük ticarî yolların, her an tehlikedeki güvenliğini de sağladılar. Bu yollar Semerkand yakınlarında, Aral Gölü’nün güneyinde sona eriyordu. Pekin’den yola çıkan kervanlar buraya altı ayda ulaşıyordu. Batı’da Çin ipeği talebi çok fazla olduğu için, IV. yy’da Bizanslıların Çin’den ipek kozalarını çalarak ipek üretimine başlayıncaya kadar bu yollar çok kullanılıyordu. Çinliler, yabancı dünya ile bütün ilişkilerini kesen XIII. yy’daki Moğol işgaline kadar, ipeklerini Hindistan veya Orta Asya seyyahları aracılığıyla tanıtmaya çalışarak bu duruma boyun eğmediler. Aynı zamanda da, Dünya’nın haritasını (ki doğal olarak Çin bu haritanın merkeziydi) mükemmelleştirmeye çalışıyorlardı. Bilindiğine göre Afrika’nın doğu kıyılarını gerçeğe uygun olarak çizen ilk harita Çinliler’in eseridir.
kıyaslanacak niteliktedir.

Arap-İran filoları hiçbir zaman tam egemen c Hint Okyanusu Müslümanların özel inceleme al riydi. IX. yy’da bilinmeyen bir kişi tarafından «Çin’le Hindistan’ın İlişkisi» adlı kitap, çok canlı vı yapar. Bir yüzyıl sonra, el-Mesudi, (Akdeniz’der zi’ne kadar yaptığı yolculuğun seyahatnamesi ne bölmüştür) Afrika’nın doğu kıyıları boyunca ileri veriler sağladı ve Svahilice konuşanları ilk görenle

Gezginler ve maceracılar keşfedemediklerini ha tirler: masallarda söylenen, mesela Binbir Gece l denizci Sinbad tipi kurgunun genellikle gerçek I yandığını gösterir. Bu masallarda sözü edilen kor Madagaskar’da bulunan ve Arap veya Perslerin s< da fazla avlayarak soyunu tükettikleri büyük bir c gilidir.

XIII. yy’dan itibaren Hindistan’ın keşfi sistem; yapıldı; astronomi kitapları, deniz yolları hızla ar tanımaya meraklı, belki de işgalci amaçlardan da p yan X. yy halifeleri, uzak ülkelere doğru araştım ladılar. Bunlar, anlattıkları günümüze kadar mı gerçek kâşiflerdir. Ibni Fadlan, hem İslamı yay İran’dan kürk ticaretini başlatmak amacıyla çıkt haziran 921 ile mayıs 922 arasında Volga Nehri’n mma vararak, orada «hiç görülmemiş» olaylarla I kuzey gündoğuşu, hiç güneş batmayan bir gün. ‘ nında o bölgelerde yaşayan topluluklarla ilgili ko ler de anlatmıştır. Alcusvani, yine X. yy’da, Nil’ir yaranın güneyine, Hıristiyan Nübye’nin gücünü ölçmek üzere gönderilmişti. Raporunda Fatimîleı raklarını işgal ettiklerine dair herhangi bir işaret bu üçüncü çağlayandan sonra buğday ekilmeyip den söz eder. Tortosalı (Ispanya) Musevî bir tacir daha büyük bir yol izledi. Önce pisliklerinden r Fransa’yı ziyaret etti, daha sonra Mayence’e gı ka’nın güneyinden Krakov’a vardı; o da yolculu| çok değerli bir raporunu yazmıştır.

Ancak Islamın en büyük seyyahı Ibni Batuta yaşında Tanca’dan yola çıkıp bütün Akdeniz’i, / tınordu Hanlığı’nı, Harezmi, Afganistan’ı, Hindis ri, Seylan ve Sumatra’yı, Çin’i ve Doğu Afrika kr tam bir çeyrek yüzyıl sonra geri döndü. Daha döı kralının emriyle tekrar Grenada Krallığı ve Sudc çıktı. Toplam olarak Dünya çevresinin üç mislin
Hint Okyanusu’nda gemiyle yolculuk (1237 tarihli bir Arap t Paris, Millî Kütüphane). Hariri’nin «Makamat» adlı eseri atılg. maceralannı anlatır; Müslüman gemicilerin at oynattığı okyaı onu görmek hiç de hayret edilecek bir şey değildir. Araplar d İslam’ı Seylan’da, Çin’de ve Endonezya’da yaydılar.
İslam dünyası

Müslümanlar ilk defa, Avrupa’dan Asya’ya kadar, büyük topraklara sahip oluyorlardı. VIII. yy’da Asya’da ve Avrupa’da büyüme sınırlarına varmışlarsa da, (Asya’da Çin’e, Avrupa’da Fransa’ya kadar) özellikle Afrika’da hem fikir alanında, hem de barış yoluyla toprak kazanarak büyümeye devam ettiler.

Dolayısıyla Arap seyyahlarının büyük bir bölümü, bilinen dünyanın durumunu daha iyi tarif etmeye çalıştılar. XII. yy’dan itibaren seyahatnameler (Rihla) İslam dünyasında çok itibar gören bir edebiyat türü haline geldi. Bunlardan ilkinin 1145’te Ispanya’da Valencia’da doğmuş olan Ibni Cübeyr’e ait olduğu söylenir: Cübeyr 1 şubat 1183’te Grenada’dan Mekke’ye gitmek üzere yola çıktı, Kahire, Orta Nil ve Kızıldeniz kıyılarında ilerledi. Dönüşte Bağdat, Musul, Halep ve Şam’ı ziyaret etti ve çok harekedi bir yolculuk geçirmek üzere Akka’da gemiye bindi, tb-ni Cübeyr, gerçek anlamda bir kâşif değildi, ancak gözlemlerle dolu seyahatnamesi, daha sonra yapılan bilimsel gezilerden, başka metinlerden ve arkeolojik çalışmalardan edinilen bilgilerle
214

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*