ADANA

ADANA

Osmaniye (122.303), Ceyhan (85.308), Kadirli (55061), Kozan (54.451), Dûzlçi (31.813), Imamoğlu (21.484), Bahçe (16.009), İncirlik (11.339)

(Yukarıova ve Çukurova)

Başlıca akarsular; Seyhan, Ceyhan Başlıca göller: Akyatan ve Akyayan aöllerl

İlçeleri; Seyhan, Yüreğir, Aladağ, Bahçe, Ceyhan, DOziçi, Feke, Imamoğlu, Kadirli, KaraisalI, Karataş, Kozan, Osmaniye, Pozantı, Saimbeyli, Tufanbeyli, Yumurtalık Köy sayısı; 740

Adana ilinde nüfusu 10.000’i aşan yerleşmeler; Adana (916.150 nüfus),
Yüzölçümü; 17.253 km‘

Nüfusu; 1.934.907 (1990 sayımı) Nüfus yoğunluğu; 112 Komşu olduğu iller: İçel, Niğde, Kayseri, K.Maraş, Gaziantep, Hatay Başlıca dağlar; Orta Teraslar,

Aman uslar

i Başlıca ovalar; Adana Ovası

dana, Türkiye’nin güneyinde, tanfiamı AkdenizBölgesi sınırları içerisinde bulunan bir ilimizdir. Akdeniz kıyılarından başlayarak, Orta Torosiar’ın yüksek kesimlerine kadar geniş bir alana yayılan Adana ili, 15,000 km^’yl aşan (17.253 km’) yüzölçümü ile büyüklük bakımmdan Türkiye illeri arasında 9. sırayı alır.
YÜZEY ŞEKİLLERİ
Yüzey şekilleri bakımından Adana’-nın kuzey kesimleri ile güney kesimleri birbirinden son derece değişiktir. İlin kuzey ve doğu kesimleri dağlık, güney kesimleri genellikle ovalıktır. Kuzeyde yer alan dağlar, “Toroslar” adı verilen sistemin “Orta Toroslar” adını alan bölümünün parçalarıdır. Güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda birbirine paralel sıralar biçiminde uzanan OrtaToroslar’m en yüksek doruklarının yer aldığı Aladağlar’ın bir kesimi, Adana il sınırları içinde kalır. Ala-dağlar doğuda Zamantı Irmağı Vadisi ile, batıdaki oluk biçimli Ecemiş çukuru arasında güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda yaklaşık 100 km boyunca yüksek bir set halinde uzanır. Kütle, Ecemiş çukuruna bakan yamaçlar da dimdik yükselen görkemli bir duvar gibidir. Kuzey ve güney kesimlerinde ikinci Zaman kalkerlerinden oluşan Aladağlar’ın yükseltisi kuzeyi doğru gittikçe daha da yükselir. Güneyde, Pozantı dolaylarında, Ak-dağ’da 2.424 m olan yükselti, Karanfil Dağı’nda 3.059 m’ye, daha kuzeyde Adana ili sınırlarının biraz dışında kalan Demirkazık Tepesi’nde 3.756 m’ye
(Orta Toroslar’ın en yüksek noktası) ulaşır. Aladağlar’ın en yüksek kesiminde yer alan, “sirk” adı verilen çukurlara yerleşmiş küçük buzullar görülür. Kütlenin 3.000 m’nin üstündeki bölümleri Dördüncü Zaman’da da buzullarla geniş ölçüde kaplanmış ve buzul aşındırmasıyla biçimlenmiştir. Aladağ-lar kanyon biçimli dar ve derin vadilerle (Çakıt ve Görgün çayları) yarılmıştır.

Adana’nın doğusunda, doğu sınırları üstünde yükselen Amanos Dağları yer alır. İskenderun körfezi doğusunda, kuzey-güney doğrultusunda uzanan dağ sırası, Kahramanmaraş’ın güneyinde, Ceyhan Vadisi’nden başlar. Asi İrmağı ağzının kuzeyine kadar kesintisiz uzanır. Yaklaşık 4.500 km^’lik bir alanı kaplayan kütlenin uzunluğu 165 km’dir. En yüksek noktası Dörtyol’un doğusundaki 2.240 m yükseklikte Bozdağ’dır. Toros sıradağlar sisteminin bir kolu olan Amanos Dağları, genellikle ofiyolitli, yeşil renkli ka-yaçlardan oluşur. Fayların belirlediği doğu yamaçları daha diktir.

ilin güneyindeki ovalık kesimde Adana Ovası adı verilen geniş düzlük yer alır. Türkiye’nin deniz yüzeyine yakın düzlüklerinin en büyüğü olan Adana Ovası, Toroslar, Amanos Dağları ve Akdeniz arasında yer alır. Adı ve sınırları coğrafyacılar arasında tartışma konusudur. Bazılarına göre kuzeyde Orta Toroslar’dan başlayarak doğuda Amanos Dağları’nın eteklerine, güneyde Akdeniz kıyısına ka ‘ar uzanan büyük ovaya Adana Ovası öu ovanın Seyhan ve Yakapmar’ın yakmlanndan başlayarak Ceyhan’ın aşağı çığırında yayılıp Akdeniz’e kadar uzanan kesimine Çukurova, Misis Tepeleri’yle ayrılarak Ceyhan kenti yakınlarından başlayıp doğuda Osmaniye, kuzeyde Kadirli ve Kozan kentlerine kadar uzanan ke-
simine de Yukarıova adı verilir. Bazılarıysa Çukurova’yla Yukarıova’nın ikisine birden Çukurova adını verir. Yörede oturanlar Çukurova adını bu biçimde, geniş anlamda kullanırlar. Bazı coğrafyacılar da Orta Toroslar’ın eteklerinden Akdeniz’e kadar uzanan geniş ovanın bütününü Adana ovalan adıyla anmak, bunun içinde daha çok sayıda ova birimleri ayırmak eğilimindedir. Bunlara örnek olarak Tarsus Ovası, Yüreğir Ovası, Ceyhan Ovası ya da Yukarıova, Haruniye Ovası, Osmaniye Ovası, Yumurtalık Ovası ve Misis Ovası gösterilebilir.

Çukurova kuzeybatıda Bolkar Dağları, kuzeyde Aladağlar ve doğuda Amanos Dağlan’yla çevrilidir. Yüzölçümü, dar anlamda yaklaşık 3.000 km^ geniş anlamdaysa 5.000 km^’nin üs -tündedir.

Çukurova, Seyhan ve Ceyhan ırmaklarıyla Tarsus Çayı’nın taşıdığı alüvyonlann yığılması sonucu uzun bir dönemde oluşmuştur. Karışık yapılı bir delta görünümündedir. Holosen döneminde alüvyon yığılmasıyla ortaya çıkan yeni kesim Çukurova’ya en son eklenmiştir. Bunun gerisinde Pleistosen dönemine ait aaha eski delta vardır. Bu eski deltanın yüzeyleri bugün üç ayrı taraça halinde yüksekte kalmıştır. Buralarda alüvyon kalınlığı 100 m’yi geçer. Deltanın yeni ve eski kesimlerinin sınırını kabaca eski yerleşmelerin izleri olan bir dizi höyük belirler.

Delta denizden birkaç sıra halindeki kumul setleriyle ayrılır. Kumul setleri kuşağıyla deniz arasında lagünler vardır.

Bugünkü delta alanında alüvyon yığılması her noktada aynı kalmamış, deltanın en fazla büyüdüğü kesim zamanla yer değiştirmiştir. Karataş’ın ba-

Adana kenti son yıllarda alan bakımından olduğu kadar, çok katlı

binalarla dikey olarak da büyümektedir. Yukarıdaki resimde son yıllarda sayıları artan çok kaiiı binalardan biri görülüyor. Sağda ise Adana Saat Kulesl(Büyük Saat).

tısında az olan birikme, Karataş’ın doğusunda kalan Ceyhan deltasında en yüksek düzeye ulaşır. Deltanın oluşumunda büyük rol oynayan Seyhan ve Ceyhan ırmakları, ovada sık sık yatak değiştirmiş, bazen birleşmiş, bazen aynimışlardır. Çukurova’nın Seyhan ve Ceyhan’ın aşağı çığırları arasında kalan kesimine Yüreğir Ovası adı verilir. Ceyhan 2.500 yıl öncesine değin, Seyhan gibi Karataş’ın batısında denize ulaşırken, sonradan Bebeli boğazını yararak doğuya dönmüş ve İskenderun Körfezi’ne dökülmeye başlamıştır. Daha yakın yıliarda(1935) da bir taşma sonucunda gü(seye yönelmiştir. O tarihten beri Hurma boğazından denize dökülmektedir. Seyhan İrmağı ise Tarsus Çayı’nın ağzının hemen güneydoğusundaki Deli Burnu’ndan Akdeniz’e dökülür.
İKLİM
Adana, Akdeniz ikliminin etkisi al tındadır. En sıcak ay ortalamas 28,1 °C, en soğuk ay ortalamas 9,3°C’dir. Adana’da günümüze kadar rastlanan en yüksek sıcaklık 45,6°C(24.Ağustos 1958), en düşük sıcaklık ise —8,4°G(20.0cak 1964) olmuştur.

Yıllık yağış tutan 647 mm’dir. Bu
yağışın yaklaşık yarısı kışın düşer”. Yazın düşen yağış ise, yıllık yağışın yalnızca yüzde 4’ü kadardır. 11 merkezinde 647 mm olan yıllık yağış tutan, dağlık kesimlere doğru artar.

Ovalık bölgelerde yağış miktarı, aşağı yukarı il merkezindeki kadardır. Dağlık ve ovalık kesimler arasında ise büyük sıcaklık farkları vardır. Bunun sonucu olarak ovalara ve denize yakın bölgelere hemen hiç kar yağmaz. Yağsa da çabucak erir. Dağlık kesimlere ise bol kar yağar. Dağlann dorukları aylarca bembeyaz kalır. Ovalık ve dağlık kesimler arasındaki sıcaklık yüzünden ova halkı sıcaktan bunalıp yaylalara çıkar. “Yaylaya çıkma” bölgede gelenek haline gelmiştir.
BİTKİ ÖRTÜSÜ
Adana ilinin doğal bitki örtüsü Akdeniz ikliminin sonucu olarak kurakçıl karakterlidir. Alçak kesimler belli yükseltilere kadar, Akdeniz çevresinin tanıtıcı bitkisi olan bodur makilerle kaplıdır. OrtaToroslar’daki Aladağlar’-ın 1.500-2.200 m arasında yer alan kesimlerinde yer yer karaçam ormanlarına rastlanır. İlin doğusundaki Amanos Dağlan’nm alçak kesimleri makilerle, yüksek kesimleri iğne yapraklı
ormanlarla kasılıdır. Bu dağlann bazı kesimlerinde kayın ormanlanna da rastlanır. Adana ilinin denize yakın kesimlerinde deltalarda çok görülen kumcul ve tuzcul bitki türleri vardır.
AKARSULAR
İlin en önemli akarsulan Seyhan ve Ceyhan ırmaklarıdır. Seyhan Irmağı’-nın uzunluğu 560 km’dir. Yaklaşık 20.000 km^’lik bir alanın sulannı toplar. Kaymaklarını iç Anadolu Bölgesi’-ndeki Uzunyayla’dan alan Zamantı Irmağı. ile Sarız yöresinden doğan Göksu Irmağı’nın birleşmesiyle oluşur. Bu iki akarsu Orta Toroslar’a dağlar arasındaki dar boğazlardan geçtikten sonra, Aladağ İlçesinin kuzeydoğu kesiminde birleşir. Birleşme noktasında Seyhan vadisi tabanının deniz yüzeyinden yüksekliği 450 m’dir. Daha sonra güç geçit veren tepelik ve çalılık bir araziden geçen akarsu, KaraisalI ilçesine bağlı Çata-lan bucak merkezinin güneyinde Çukurova’ya iner. Bu kesimde. Adana kentinin kuzeyinde kurulmuş olan Seyhan Barajı ardındasulann birikmesiyle oluşan baraj gölüne dökülür. Ala-dağlar’dan kaynaklanan ve kuzeybatıdan gelen Eğlence Çayı’nın yanı sıra Görgün Çayı ile Çakıt Suyu da bu ke-

simde ırmağa katılır. Baraj gölünden sonra yoluna devam ederek Adana kentindeki ünlü Taşköprü’nün altından geçen Seyhan Irmağı, güneydeki Hı-dırlı kasabası yakınlannda güneybatıya dönerek menderesler oluşturmaya başlar. Eskiden sık sık yatak değiştirdiği aşağı çığırında ise alüvyonlann yığılmasıyla oluşan deltayı aşarak Deli Burnu’nda Akdeniz’e dökülür. Seyhan Deltası bazılarının yüksekliği 10 m’yi bulan ve birbirine koşut olan bir sıra kumul setiyle denizden aynlır.

Yağmur ve kar sularıyla beslenen akarsuyun neden olduğu taşkınlardan Çukurova’yı korumak amacıyla aşağı çığırında setler yapılmış, ayrıca tarım alanlarının sulanması için kanallar açılmıştır, ilkbaharda kabaran sulan yaz sonu ve sonbaharda en düşük düzeye iner. Ortalama 182 mVs olan debisinin, uzun bir dönem içinde 380 m’/s ile 100 m=/s arasında değiştiği saptanmıştır.

Ceyhan Irmağı ise Doğu Anadolu’nun batı kesiminden doğar ve Adana’-nın güneyinde Akdeniz’e dökülür. Uzunluğu 509 km’dir. Yaklaşık 22.000 km’’lik bir alanın sularını toplar. Kay-naklannı. Tahtalı Dağ’dan inen Hurma, NurhaK Dağları’ndan inen Söğütlü ve Binboğa Dağları’ndan inen Göksün çaylan oluşturur. Geniş Elbistan Hav-zası’na yönelen bu çayların birleşmesiyle oluşan Ceyhan, Elbistan Havza-sı’yla Ceyhan Ovası arasında Güneydo-ğa Toroslar’ın bazıları 3.000 m’yi bulan doruklarının yer aldığı dağlık bir alana girer. Buradaki dağ sıralannı, derin ve dolambaçlı boğazlarla yarar, dağlık alandan çıkmadan önce, Kahramanmaraş’ın batısında. Doğu Anadolu fayı boyunca sıralanmış göllerin sularını toplayan Aksu Irmağı’nı soldan alır ve tekrar dar boğazlardan geçerek Yukanova’ya iner. Zaman zaman taşkınlann görüldüğü ve bataklık alanların yer aldığı bu ovada, kuzeydeki dağlardan gelen sel karakterli birçok akarsuyu alır ve Misis Boğazı’ndan sonra Çukurova’ya çıkar. Bu delta ovasının doğu kenarını izleyen Ceyhap, Karataş’ın doğusunda Misis Dağları nın uzantısı olan alçak tepeleri Bebeli Boğazı’nda yararak denize ulaşır. Bu kıyıda Ceyhan, kendi oluşturduğu deltada bazı ağ^z kollanna aynlır. Bunlar-
dan biri doğuda Yumurtalık’a doğru dile benzeyen sivri bir delta çıkıntısı boyunca uzanır, ikinci ağız kolu, Bebeli’-nin hemen güneyinde Hurma Boğazı mevkiinde denize ulaşır. Irmak, 1930’lu yıllardaki bir taşkın sırasında bu kola dönmüştür. Eski Çağ’a ait kaynaklarda da çok alüvyon taşıyan, zaman zaman yatak değiştiren sel karakterli bir akarsu olarak tanımlanan Ceyhan, Çukurova Deltasi’nın oluşumunda Seyhan ile biriii<te başlıca rolü oynamış, sık sık çığır değiştirmiş, kimi zaman Seylan ile birieşerek Kara-taş’ın batısında denize dökülmüştür. Geçirdiği su bakımından başlıca akar-~ sularımız arasında yer alır. Ortalama debisi 238 m’/s’dir. Rejimini, iç kısımlardaki ilkbahar yağişlan, dağlık alanlardaki karların erimesi ve aşağı çığı-nndaki kış yağişlan bir arada belirler. Bu nedenle en çok su geçirdiği aylar nisan ve mayıstır. Yukarıova ve Çukurova’da meydana gelen taşkınlardan korunmak için ırmak kenarlarında setler yapılmıştır. Yazın debisi yedide, hatta sekizde birine düşer. Ceyhan getirdiği alüvyonlarla yatağını da doldurur. Bu nedenle Eski Çağ’da Misis’e kadar küçük gemilerin sokulduğu bilinen ırmaktan bugün ulaşımda yararlanılmaz.

Adana ilinde önemli göl yoktur. Yalnızca Seyhan ve Ceyhan ırmaklarının denize döküldüğü kesimin yakınında denizkulakları (lagünler) görülür.
İLİN ADI ’ NEREDEN GELİYOR?

Çok eski bir söylentiye göre. Adana adı Uranos’un oğlu oJan ve bu kentin kurucusu olduğuna inanılan Adanos’un adından gelir. Uranos’un oğullan Adanos ile Saros, Tarsus’la savaşıp yöreyi ele geçirince, Adanos’un adı Adana’ya, Saros’un adı da Seyhan Irmağı’na verilmiş.

Kent, Hititler döneminde Uru Adaniya (Adaniya ülkesi) adıyla bilinirdi. Tarihi belgelerde Ada-
Bunlardan Akyatan ve Akyayan gölleri en önemlileridir. Akyatan Gölü, Karataş Tepeleri’nin batısında 17 km’lik bir uzunluktadır. Genişliği doğuda 4 km olduğu halde batıya doğru darlaşır. Denizden kalın bir kordonla aynl-mıştır. Doğu ucunda göl ile deniz arasındaki bağlantıyı sağlayan 2 km uzunluğunda dar bir geçit vardır. Akyatan Gölü’nün yüzölçümü 39 km^’dir. Su kuşlan için Türkiye’nin en önemli kışlama alanıdır.

Akyayan Gölü ise Ceyhan Irmağı’-nın denize döküldüğü yere yakındır. Akyatan Gölü’nden biraz daha küçük olan bu göl 31 km^’dir. Gölü denizden ayıran kordon da daha kısadır. Gölün kuzey kenan çok girintili çıkıntılıdır. Bu girinti ve çıkıntılan, Ceyhan Irma-ğı’nın gölün bu kenanna soi<ulan alüv-yonian meydana getirmiştir. Akyayan Gölü’nün güneybatı ucunda Hurma Boğazı denilen dar ve kısa bir geçit vardır.

Adana ilindeki oluşum bakımından farklı başka bir göl grubunu, Torosiar’-ın yüksek kesimlerinde bulunan buzul gölleri oluşturur. Bu buzul gölleri özellikle Aladağlar üzerindedir.
NUFUS VE KENTLER
1990 nüfus sayımının sonuçlarına göre Adana ilinin nüfusu, 1.934.097’dir
na’dan Erdene, Edene, Ezene ve Azana diye de söz edilir. Karçıl-zade Süleyman Şükrü Bey’In,’ 1889’da Adana’da görevliyken yaptığı araştırmalar sonucu elde ettiği bilgileri, Asya, Afrika ve Avrupa ülkelerini de dolaştıktan sonra kaleme aldığı “Seyahatü’l-Kübra” adlı kitabında açıklamıştır. Karçılzade Süleyman Şükrü Bey’e göre, Adana’nın ilk adı olan Batana, Islamiyetten sonra Ada-na’ya çevrilmiş, bu isim de Ku-ran’da geçen “… fi ezenl’l-arz’-’ ibaresinden gelmiştir.
Seyhan Irmağı’nın Adana Ovası’na açıldığı kesimde,Adana kentinin kuzeyinde toprak doigu tipindeki Seyhan Barajı’ndan

(eski baral) bir görünüş.

ns.
‘T
*!■ !i
Adana’da Cumhuriyet dönemi mimarisinin örneklerinden biri: Adana Vilayet Konağı.
t-

‘il?
r r.
Bu sayı ilin yüzölçümüne bölünürse km^’ye 112 kişi düştüğü görülür. Bu sayı aynı yıldaki Türkiye ortalama nüfus yoğunluğunun(73) bir fıayli üstündedir. Nüfus yoğunluğu, ilçeler arasında büyük değişiklik gösteri.- Türkiye’nin dördüncü büyük kenti olan Adana kentini de içine alan Seyhan ve Yüreğir ilçelerinin müşterek nüfus yoğunluğu 658 olduğu halde ilin dağlık kesimlerinde yer alan Saimbeyli ilçesinde 18, Feke ilçesinde 16’dır. KaraisalI ve Aladağ ilçelerinde ise bu sayı 15’in de altındadır.

1990 sayımına göre Adana ili nüfusunun %68’i nüfuslan 10.000’i aşan 9 kentte yaşar. Başka bir deyişle Adana ilinde kentsel nüfus oranı yüzde 68’dir. İl nüfusunun yarıdan fazlasının kentlerde oturması herşeyden önce Adana gibi büyük bir kentin varlığına bağlanabilir. Son sayımda nüfusu bir milyona çok yaklaşan Adana kentinden başka, ilde nüfusu 100.000’i aşan bir kent (Osmaniye) ile nüfusu 50.000’i aşan üç kent (Ceyhan, Kadirli, Kozan) ve aynca Düziçi, Imamoğlu, Bahçe, incirlik gibi nüfusu lO.OOO’in üstünde 4 yerleşim merkezi daha vardır.

ADANA KENTİ

İlin merkezi olan Adana kenti, Akdeniz Bölgesi’nin birinci, Türkiye’nin dördüncü büyük kentidir. Son sayıma (1990) göre, nüfusu 916.150’dir. Kent, Seyhan Irmağı’nın Toroslar’dan çıkıp ovaya girdiği yerde, ırmağın kolay geçilebileceği, yani yatağının fazla geniş olmadığı ve taşmaların pek fazla etkilemediği bir yerde, ırmağın sağ yakasında kurulmuştu. Günümüzde de ırmağın iki yakasını birleştirmede önemli rol oynayan 21 gözlü “Taşköprü” (Justinlanus Köprüsü M.S. VI. yüzyıl) yapılmadan önce, daha Roma imparatorluğu döneminde burada bir köprü bulunuyordu. Adana, ilk Çağ’da Tarsus’un gölgeside kaldı ve bu kenti ile Misis (Mopsuestla) arasında bir konak yeri rolünü oynadı.

Adana’ya İslâm orduları ilk akınları Halife Ömer döneminde başlatmıştır. Bu akınlar geçici olarak Muaviye dö-
Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında OsmanlI topraklarına katılmış-tır.Bununla birlikte uzun bir süre daha Ramazanoğullan tarafından yönetilmiştir.

1833-1840 arasında Mısır valisi Ka-valalı Mehmed Ali Paşa’nın isyanı nedeniyle başlatılan harekât sonunda, Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Pa-şa’nın eline geçmiş, 1841’de de Londra Antiaşması’yla tekrar Osmanlı Dev-leti’ne bağlanmıştır. 1865-1866 yıliann-da ise Ahmed Cevdet ve Derviş paşalar yöredeki beyleri ve aşiretleri bastırarak devlet otoritesini sağlamışlardır. Adana Birinci Dünya Savaşı sonunda 24 Aralık 1918’de Fransızlar tarafından İşgal edilmiş, halkın güçlü direnişi sonucu İki yıllık Fransız egemenliğinin ardından 1921’de Ankara İtilafnamesi ile Türkiye’ye teslim edilmiştir.

Kentin nüfusunun 19. yüzyıl son-
S ^ s

S’ i
ADANA KENTİNDE NÜFUS ARTIŞI
Yıl: Nüfus:
1927 ….. 72.652
1935…. ….. 76.473
1940…. …..88.119
1945…. … 100.780
19S0…. … 117.642
19SS…. … 168.628
1960…. … 231.548
1965…. … 298.919
1970…. … 347.454
1975…. … 475.384
1980 …. .. 574.515
1985 … 777.554
1990….. .. 916.150

Yukarıdaki grafikte, Cumhuriyet’in başlarında nüfusu 72.652 olan Adana kentinin özellikle 1950 yılından sonraki hızlı nüfus artışı dikkati çekmektedir.
neminde de sürmüştür. Yöreyi asıl Emevî Halifesi Abdülmelik fethetmiş-tir. Adana 10. yüzyılda Bizanslılar’ın,

11.yüzyıl sonlarında Selçuklular’ın ve bir süre de Haçlılar’ın eline geçmiş,

12. yüzyılda bir ara Selçuklular’ın yönetimine girmiş, daha sonra Bizans imparatorluğu ile Kilikyalılar arasında el değiştirmiştir. Bundan sonra Adana, 14. yüzyıl ortalarından itibaren Memlûkler’in ve bunlara bağlı olarak 1378-1562 arasında Türkmenler’in Üçok koluna mensup Yüreğir boyu beylerinden Ramazan Bey’e ve ailesine geçmiştir. 1432’de Adana’dan geçen Bertrandon de La Broqui^re, kentin Harunürreşid zamanında Ebû Süleyman adında bir Türkmen kölesi tarafından geliştirildiğini ve halkının Türkmen olduğunu kaydeder. Adana uzun süre Memlükler’le Osmanlılar’ın etkinlik mücadelesine sahne olmuş ve sonunda Çukurova bölgesi ile birlikte

Aynı adı taşıyan ırmağın kıyısında bir köprübaşı kenti olarak gelişen Ceyhan’dan bir görUnUş.
larında 30.000 kadar olduğu sanılıyor. Savaş ve işgal yıllarında azalan bu nüfus, Cumhuriyet döneminin ilk sayımında (1927) 72,600 olarak belirlendi. 1950’den sonra kentin hızla sanayileşmesi, büyük bir nüfus artışına yol açtı. Öte yandan, nüfustaki bu baş döndürücü artış konut sorununu da beraberinde getirdi. Kent gecekondularla çevreye doğru yayılırken, düzenli gelişmelerde gerçekleştirildi. Geniş caddeler, güzel parklar, büyük İş hanları ve sevimli villalarla Adana modern bir kent havasına büründü. Kentin alan bakımından gelişmesi sonucunda da, başlangıçta yalnızca ırmağın sağ yakasında yer alan Adana, sonralan ırmağın sol yakasına da taştı ve her yöne doğru yayıldı.

Eski fabrikalara yenilerinin eklenmesiyle, Türkiye’nin en önemli sanayi merkezleri arasına girdi,

• Osmaniye kenti:

Amanos Dağları’nın batı eteğindeki verimli bir ovada kurulmuştur. Birbirini dik olarak kesen düzgün ve iki yanı ağaçlı caddeleriyle modern bir görünüşü vardır. Osmaniye’nin gelişmesi de Ceyhan’ınki gibi 19. yüzyıldan sonradır. 19, yüzyılda Çukurova ve çevresinin “ıslahı” ve iskânı ile görevlendirilmiş olan “Fırka-ı İslahiye” nin iskân politikası sonucunda, burada Hacı OsmanlI Köyü ve çevresine bazı aşiretler yerleştirildi ve bir ilçe kuruldu, ilçenin merkezi olarak gelişen kente de Hacı OsmanlI Köyü’nü kurmuş kişinin adımdan dolayı Ösmaniye adı verildi, Bağdat demiryolunun geçmesiyle, gelişmesi hızlanan kent, kısa bir süre, cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan ve sonradan kaldırılan Cebelibereket ilinin merkezi oldu, 1927 sayımında nüfusu 10.000’i bulmazken (8.600), 1955’de

25.000, 1975’de 60,000 oldu, 1990’da da 122,307’ye ulaştı,

• Ceyhan kenti:
bir düzlükte kurulmuştur. Nüfusu 85.308’dlr (1990 nüfus sayımına göre).

Ceyhan Irmağı kentin bulunduğu kesimde, dışbükey yanı doğuda olmak üzere hafif bir büklüm yapar. Önceleri ırmağın büklümüne uyarak gelişen kent, sonra güney ve güneydoğudaki yeni mahallelerin eklenmesiyle ırmak büklümünü aşmaya başlamıştır.

Ceyhan yeni bir kenttir. 25 km güneybatısında, Ceyhan üzerinde kurulmuş tarihi Misis kentinin sönükleşmesi üzerine önem kazanmıştır. Bugün Ceyhan’ın 85.308’i bulan nüfusuna karşılık Misis’in(bugünkü adiyle Yakapı-nar) nüfusu 4,000’i bile bulmaz,ilk ve Ortaçağın Onlü kentf MIsIs daha Evliya Çelebi’nin uğradığı sırada (1671) bile harap durumdaydı. Dolayısıyla, Ceyhan üzerinde başka bir “köprübaşı şehri” nin büyüyüp gelişmesi doğaldı.

Önceleri, kentin kurulduğu yerde Yarsuvat adlı bir köy vardı. 1854 yılından sonra, Rusya’dan gelen Nogay Türkleri, Kınm Türklerl ve Rumeli göçmenleriyle kent güneydoğuya doğru büyüdü. Zamanla eski adı unutulan, bir süre Hamidiye, kısa bir süre de Ür-fiye diye bilinen kent. Cumhuriyet döneminde bugünkü adını aldı. Milli Mücadele sırasında Fransızlar tarafından işgal edilen (17 Aralık 1918-18 Aralık 1921) Ceyhan özellikle Cumhuriyet döneminde gelişti. Bu dönemin başında Cebelibereket iline bağlı bir ilçe merkeziydi. 1932 H azi ran’ında Cebelibereket ili kaldırılınca, Ceyhan yeniden Adana’ya bağlandı. Kentin nüfusu 1927 sayımında 10.000’i bulmuyordu.

Nüfus artışına paralel olarak kentin alanı da genişlemiştir. Eskiden kent demiryolunun kuzeyinde kalırken, yeni Tuzlugöl Mahallesi’yle demiryolunun güneyine taştı. 1942 yılında Ceyhan Irmağı üzerinde 809 m açıklıkta bir köprü yapıldı,

Ceyhan çok verimli bir arazi ortasında kurulmuş bir tarımsal ticaret merkezidir. Son yıllarda çırçır fabrikaları, yağ fabrikaları, tamir atölyeleri, ta-
rım aletleri yapım yerieri, çeltik ve un fabrikaları ile tuz değirmenlerinin sayısı artmıştır.

• Kadirli kenti:

Yukanova’nın kuzeydoğu kenarında, Ceyhan irmağı’na kanşan Savrun Suyu’nun tepeler arasında ovaya çıktığı yerde kurulmuştur. Deniz yüzeyinden 100 m yüksektedir. Eskiden “Kars”, ya da öteki adaşından ayırmak için “Dulkadirii Kars”ı (Kars-ı Zülkadi-riye) denen Kadirii, 1885’e doğru yeniden kuruldu. 1927’de nüfusu 3.000’i bulmazken son sayımda 55.061’e ulaştı (1990).

• Kozan kenti:

Yukarıova’nın kuzey kenarına yakın bir kesimde, ova içinde ada gibi yükselen küçük bir tepe üstündeki kale kalıntısının (eski Sis Kalesi) eteklerinde kurulmuştur. 19. yüzyıl ortalarında Kozan göçebelerinin kışlağı durumundayken, sonradan bir yönetim merkezi olmuş ve Cumhuriyet döneminde gelişmiştir, ilk sayımda (1927) 5.200 olan nüfusu son sayımda (1990) 54.451 olmuştur.

• Bahçe kenti:

Amanos Dağlan’m geçen ve Türkiye’nin en uzun demiryolu tüneli olan Bahçe Tüneli’nin yakınında, deniz düzeyinden 665 m yükseklikte kurulmuştur. Nüfusu son sayımda (1990) 16,009’ya ulaşmıştır,

• Düziçi kenti:

Adana ilinin önemli düzlüklerinden olan Haruniye Ovası’nın doğu kenann-da kurulmuştur, 1980’li yılların başlarına kadar Haruniye ve Hacılar adlı iki ayrı yerieşme halinde idi. Adı geçen ovanın doğusunda yayılan (yükselti 450 m) ve biraz da yamaçlara tırmanan Haruniye, Bahçe ilçesine bağlı bir bucak merkezi idi. 3 km kadar güneyde bulunan Hacılar ise Haruniye’ye bağlı bir köy idi. Fakat Hacılar’ın nüfusu Haruniye’ninkinden büüyüktü(örne-, ğin: 1955’te Haruniye 2,056, Hacılar 3.166; 1965’te Haruniye 5,198, Hacılar

larında 30.000 kadar olduğu sanılıyor. Savaş ve işgal yıllarında azalan bu nüfus, Cumhuriyet döneminin ilk sayımında (1927) 72.600 olarak belirlendi. 1950’den sonra kentin hızla sanayileşmesi, büyük bir nüfus artışına yol açtı. Öte yandan, nüfustaki bu baş döndürücü artış konut sorununu da beraberinde getirdi. Kent gecekondularla çevreye doğru yayılırken, düzenli gelişmeler de gerçekleştirildi. Geniş caddeler, güzel parklar, büyük iş hanları ve sevimli villalarla Adana modern bir kent havasına büründü. Kentin alan bakımından gelişmesi sonucunda da, başlangıçta yalnızca ırmağın sağ yakasında yer alan Adana, sonraları ırmağın sol yakasına da taştı ve her yöne doğru yayıldı.

Eski fabrikalara yenilerinin eklenmesiyle, Türkiye’nin en önemli sanayi merkezleri arasına girdi.

• Osmaniye kenti:

Amanos Dağlan’nın batı eteğindeki verimli bir ovada kurulmuştur. Birbirini dik olarak kesen düzgün ve iki yanı ağaçlı caddeleriyle modern bir görünüşü vardır. Osmaniye’nin gelişmesi de Ceyhan’ınki gibi 19. yüzyıldan sonradır. 19. yüzyılda Çukurova ve çevresinin “ıslahı” ve iskânı ile görevlendirilmiş olan “Fırka-ı İslahiye” nin iskân politikası sonucunda, burada Hacı OsmanlI Köyü ve çevresine bazı aşiretler yerleştirildi ve bir ilçe kuruldu. İlçenin merkezi olarak gelişen kente de Hacı OsmanlI Köyü’nü kurmuş kişinin adımdan dolayı Osmaniye adı verildi. Bağdat demiryolunun geçmesiyle, gelişmesi hızlanan kent, kısa bir süre, cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan ve sonradan kaldırılan Cebelibereket ilinin merkezi oldu. 1927 sayımında nüfusu 10.000’i bulmazken (8.600), 1955’de

25.000, 1975’de 60.000 oldu. 1990’da da 122.307’ye ulaştı.

• Ceyhan kenti:
bir düzlükte kurulmuştur. Nüfusu 85.308’dir (1990 nüfus sayımına göre).

Ceyhan Irmağı kentin bulunduğu kesimde, dışbükey yanı doğuda olmak üzere hafif bir büklüm yapar. Önceleri ırmağın büklümüne uyarak gelişen kent, sonra güney ve güneydoğudaki yeni mahallelerin eklenmesiyle ırmak büklümünü aşmaya başlamıştır.

Ceyhan yem bir kenttir. 25 km güneybatısında, Ceyhan üzerinde kurulmuş tarihi Misis kentinin sönükleşmesi üzerine önem kazanmıştır. Bugün Ceyhan’ın 85.308’i bulan nüfusuna karşılık Misis’in(bugönkü adıyla Yakapı-nar) nüfusu 4.000’i bile bulmaz.İlk ve Ortaçağın ünlü kentF Misis daha Evliya Çelebi’nin uğradığı sırada (1671) bile harap durumdaydı. Dolayısıyla, Ceyhan üzerinde başka bir “köprübaşı şehri” nin büyüyüp gelişmesi doğaldı.

Önceleri, kentin kurulduğu yerde Yarsuvat adlı bir köy vardı. 1854 yılından sonra, Rusya’dan gelen Nogay Türkleri, Kırım Türklerl ve Rurneli göçmenleriyle kent güneydoğuya doğru büyüdü. Zamanla eski adı unutulan, bir süre Hamidiye, kısa bir süre de iJr-fiye diye bilinen kent. Cumhuriyet döneminde bugünkü adını aldı. Milli Mücadele sırasında Fransızlar tarafından İşgal edilen (17 Aralık 1918-18 Aralık 1921) Ceyhan özellikle Cumhuriyet döneminde gelişti. Bu dönemin başında Cebelibereket İline bağlı bir ilçe merkeziydi. 1932 Haziran’ında Cebelibereket ili kaldırılınca, Ceyhan yeniden Adana’ya bağlandı. Kentin nüfusu 1927 sayımında 10.000’i bulmuyordu.

Nüfus artışına paralel olarak kentin alanı da genişlemiştir. Eskiden kent demiryolunun kuzeyinde kalırken, yeni Tuzlugöl Mahallesi’yle demiryolunun güneyine taştı. 1942 yılında Ceyhan Irmağı üzerinde 809 m açıklıkta bir köprü yapıldı.

Ceyhan çok verimli bir arazi ortasında kurulmuş bir tarımsal ticaret merkezidir. Son yıllarda çırçır fabrikaları, yağ fabrikaları, tamir atölyeleri, ta-
rım aletleri yapım yerleri, çeltik ve un fabrikaları ile tuz değirmenlerinin sayısı artmıştır.

• Kadirli kenti:

Yukarıova’nın kuzeydoğu kenarında, Ceyhan Irmağı’na karışan Savrun Suyu’nun tepeler arasında ovaya çıktığı yerde kurulmuştur. Deniz yüzeyinden 100 m yüksektedir. Eskiden “Kars”, ya da öteki adaşından ayırmak için “Dulkadirii Kars”ı (Kars-ı Züikadl-riye) denen Kadirli, 1885’e doğru yeniden kuruldu. 1927’de nüfusu 3.000’i bulmazken son sayınida 55.061’e ulaştı (1990).

• Kozan kenti:

Yukarıova’mn kuzey kenarına yakın bir kesimde, ova içinde ada gibi yükselen küçük bir tepe üstündeki kale kalıntısının (eski Sis Kalesi) eteklerinde kurulmuştur. 19. yüzyıl ortalarında Kozan göçebelerinin kışlağı durumundayken, sonradan bir yönetim merkezi olmuş ve Cumhuriyet döneminde gelişmiştir. İlk sayımda (1927) 5.200 olan nüfusu son sayımda (1990) 54.451 olmuştur.

• Bahçe kenti:

Amanos Dağları’nı geçen ve Türkiye’nin en uzun demiryolu tüneli olan Bahçe Tüneli’nin yakınında, deniz düzeyinden 665 m yükseklikte kurulmuştur. Nüfusu son sayımda (1990) 16.009’ya ulaşmıştır.

• Düziçi kenti:

Adana ilinin önemli düzlüklerinden olan Haruniye Ovası’mn doğu kenann-da kurulmuştur. 1980’li yılların başlarına kadar Haruniye ve Hacılar adlı iki ayrı yerleşme halinde idi. Adı geçen ovanın doğusunda yayılan (yükselti 450 m) ve biraz da yamaçlara tırmanan Haruniye, Bahçe ilçesine bağlı bir bucak merkezi idi. 3 km kadar güneyde bulunan Hacılar İse Haruniye’ye bağlı bir köy idi. Fakat Hacılar’ın nüfusu Haruniye’ninkinden büüyüktü(örne-, ğin; 1955’te Haruniye 2.056, Hacılar 3.166; 1965’te Haruniye 5.198, Hacılar
Aynı adı taşıyan ırmağın kıyısında bir köprübaşı kenti olarak gelişen Ceyhan’dan bir görünüş.

6.345; 1970’te Haruniye 10.256, Hacılar 10.797). Birbirine doğru büyüyen bu il<i yerleşme Düzçiçi adı altında birleştirildi ve bir İlçe merkezine dönüştürüldü. Düziçi’nin 1985’te 35.750 olan nüfusu, 1990’da 31.813’e düştO.

• Imamoğlu kenti:

Adana Ovası’nın ortasında düz bir alan üzerinde kurulmuştur. Adana’yı Kadirli’ye bağlayan yol buradan geçer. Yükseltisi 80 m’dir. Imamoğlu, 1987 yılına kadar Kozan ilçesine bağlı bir bucağın merkezi iken, bu tarihte ilçe merkezi yapılmıştır. 1955’te 2.000’i bulmayan nüfusu 1975’te 11.241’e, 1990’da 21.484’e yükselmiştir. Toprakları verimli bir yörenin tarımsal alım satım merkezidir.

• İncirlik kenti:

Adana’nın 10 km kadar doğusunda düz bir alanda kurulmuştur. Yüreğir ilçesi sınırları içerisinde bulunur. 1960 yılında nüfusu 2.000’i bile bulmazken, yanıbaşmdaki aynı adlı hava üssünün önem kazanmasıyla nüfusu artmış. 1985’te 13.785 nüfusa erişmiş, 1960’ta ise biraz düşmüş, 11.339 olarak tespit edilmiştir.
oluşturur. Bu ilde tahıl türleri arasında en çok buğday (1987’de 1.350.000 ton) ve arpa (36.000 ton), yetiştirilir. Sanayi bitkileri arasında öteden beri pamuk başta gelir. Hatta bazı yıllar, pamuğa ayrılan alanlar, buğdaya ayrılan alanlardan daha çoktur. (1987’de 118.000 hektarlık bir aia-
Adana’ ili topraklarının yüzde 40’ından biraz fazlasını tarım alanları
FABRİKALAR:

Adana Sanayi Odası’na 1 Ocak 1991 tarihi itibariyle kayıtlı toplam 592 adet fabrika ve kuruluş mevcut.

Tekstil – Konfeksiyon – Deri – Sentetik Elyaf – Plastik – Kauçuk ve Kimya Sanayii
FABRİKA TÜRÜ
İplik Fabrikâları Dokuma Fabrlkalan Konfeksiyon ve Deri Sanayi Sentetik elyaf, plastik ve kauçuk Kimya Sanayi

ÇIRÇIR VE PRESE FABRİKALARI
Savvgın, Çırçır ve Prese Fab.

Rollergin Çırçır ve Prese Fabrikaları

BİTKİSEL YAĞ-TAHİN-ŞEKERLİ

MAMULLER VE SABUN SANAYİİ_

Bitkisel Yağ Sanayi ”

Tahin ve Şekerli Mamuller Sanayi Sabun Sanayi

Makina Âlet ve Yedek Parça Sanayi

Döküm ve Madeni Eşya Sanayi

UN UNLU MAMULLER İÇKİ VE DİĞER GIDA SAN.

Un ve Unlu Mamuller Sanayi içki Sanayi Diğer Gıda Sanayi

ORMAN ÜRÜNLERİ, İŞLETME, KAĞIT VE BASIM SANAYİ
Orman Ürünleri işletme Sanayi Kâğıt ve Basım Sanayi

TAŞ-TOPRAK MAMULLERİ SANAYİİ ■ İNŞAAT MÜTEAHHÜT • ELEKTRİK CİHAZLAR •

ENERJİ ÜRETİMİ VE DAĞITIMI SANAYİİ VE DİĞERLERİ__

Çimento, Kiremit, Tuğla ve Atarmit Fab.

Karo, Mozaik, Briket, Kireç ve Mermer San. İnşaat Müteahhitleri

Elektrik Cihazları, Enerji Üretimi ve Dağ.

Diğer Sanayi
TÜRKİYE EKONOMİSİNE KATKISI OLAN BÜYÜK FABRİKALARIN BAZILARI;

Çukobirljk, Teksa, Mensa, Ceytaş, Yürttaş, Sapeksa, Güney Sanayi, Bossa, Paktaş, Özbucak, Geyşan, Sümerbank, Sasa, Pilsa, Çukurova, Marsa, Paksoy, Pakyağ, Ünilever, Altmova, Bacaksızlar Çimento Fabrikası.
na pamuk ekilerek bu alandan 91.000 ton ürün alınmıştır). Adana ili tüm Türkiye pamuk üretiminin beşte birine yakınını gerçekleştirir. Pamuk tarımının Adana Ovası’nda çok uzun bir geçmişi vardır. Pamuğun adı geçen ovada ne zaman ekilmeye başlandığı kesinlikle bilinmemekte, çok eskiden, Hindistan’dan Mezopotamya aracılığıyla gelmiş olduğu sanılmaktadır. Evliya Çelebi, Aydın dolaylarında olduğu gibi, Adana çevresinin başlıca ürünleri arasında pamuğu da sayar. Ne var ki, 19. yüzyıl ortalanna kadar “yerli” adıyla ekilen kapalı koza pamukların verimi ve niteliği (kalın ve kısa telli) düşüktü, 18. yüzyılda Ingiltere’de pamuklu dokuma sanayiinin pamuk gereksinimi ABD’den karşılanırken, bu ülkede başgösteren savaş hammadde bulunmasını güçleştirdiği için İngilizler’in girişimiyle başka ülkelerde olduğu gibi Adana Ovası’nda da üreticiye açık kozalı daha İnce telli Amerikan pamuğu tohumlan dağıtıldı. Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda Adana Ovası’nın daha çok Çukurova kesiminde ekilen pamuğun üretimi 30 bin tonu geçmiyordu. Elde edilen ürün nicelik ve nitelik bakımından gereksinimi karşılamadığı için, Cumhuriyet döneminde yeni atıiımia-ra girişildi. Bir yandan ovadaki sulama sorununu çözecek donatımlar yapılarak sulanan alanlar genişletilirken, bir yandan da, yüksek nitelikli, ince uzun telli pamuk türieri yayılmaya başladı. 1941’de, daha önceleri Ege Bölgesi’nde ekimine başlanmış olan akala soyu pamuk Çukurova’ya girdi ve öteki türierin önüne geçti. Daha sonra ABD kökenli koker soyu pamuk önce Suriye’den Hatay’a, oraaan Adana Ovası’-na getirildi. Özellikle sulanabiien kesimlerde, o güne kadar kullanılan tiplerin tümünden daha verimli ve nitelikli bir pamuk ürünü sağlandı. Akala-geriledi ve koker kısa sürede öne geçti. Daha yakın bir tarihte ortaya çıkan D.P.L. soyu ise, akalayı büsbütün geriletti. Adana ili pamuk üretiminin son yıllarda 100.000 tona yaklaştığı, hatta bazı yıllardalOO.OOO tonu geçtiği görülmektedir.

Yağ çıkarılan bitkilerden pamuk
Dokuma sanayiinin çok yoğunlaştığı Adana’da bu sektöre ait fabrikalardan biri.
EKONOMİK

YAPI
MİKTARI

çekirdeği ve yerfıstığı önemlidir. Soya tarımı son yıllarda önem kazanmıştır. Türkiye soya üretiminin beşte dördünden fazlası Adana ili sınırları içinden alınır. Eskiden önemli olan susam (yöredeki adıyla küncü) üretimi son yıllarda gerilemiştir. IVleyvacılıkta turfandacılık (özellikle üzüm) ve turunçgiller üretimi başta gelin İldeki portakal ağaçlarının sayısı son yıllarda 2,5 milyonu aşmıştır. 1990 yılında Adana ili sınırları içersinde 188 bin ton portakal, 53 bin ton mandalina, 25 bin ton limon, 9 bin ton greyfurt ve 3 bin ton kadar turunç üretilmiştir ve Türkiye portakal üretiminin dörtte biri Adana iline aittir.

Hayvan sayısı bakımından kılkeçı-sinin koyundan önde geldiği ve büyükbaş hayvan sayısınm daha düşük olduğu görülür. Çukurova at ırkı ünlü ise de, at sayısı günden güne azalmaktadır.

Adana ilindeki yer altı gelir kaynaK-larının başlıcası petroldür. Adana’nın 30 km kuzeybatısında, Toroslar üzerindeki Bulgur Dağı’nda petrol yatakları bulunmuş ve işletilmeye başlanmıştır. Niteliği iyi olan bu petrolün rezervi azdır. Bununla birlikte, eskiden beri araştırmalar yapılmakta olan Adana Ova-sı’nın derinliklerinde, gelecekte başka petrol yataklarına rastlanacağı umulmaktadır.

Sanayi son yıllarda çok gelişmiştir. Eski pamuk iplik ve dokuma fabrikalarına yeni ve daha büyük fabrikalar
limanı işlevini yitirmiştir.ilin tek sivil havaalanı Adana kentindedir.
SAĞLIK
Adana ilinde toplam 23 hastane vardır. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre bu hastanelerin toplam yatak kapasiteleri 3.708’dir. İlde aynca 110 sağlık ocağı, 220 sağlık evi hizmet verir. Adana’da 1.211 doktor görev yapmaktadır. Bunların 574’ü uzman, 637’si ise pratisyendir. Adana’daki diş hekimi sayısı ise 296’dır. İlde ayrıca 473 eczacı, 585 sağlık memuru, 1.436 hemşire ve 1.037 ebe görevlidir. Adana kentinde Çukurova Üniversitesi’ne bağlı bir Tıp Fakültesi Hastanesi, bir SSK Hastanesi bir de askeri hastane vardır.
~” ~

Adana ilinde 1.209’u ilk, 257’si orta öğretim veren toplam 1.465 okuı vardır. Ayrıca 9 özel ilkokul, 23’de özel ortaokul ve lise faaliyet göstermektedir. Resmi okullarda görev yapan öğretmen sayısı ilkokullarda 7.911, orta ve liselerde ise 5.113’dür. Özel ilkokullarda 77, özel ortaokul ve liselerde ise 204 öğretmen çalışmaktadır. İlkokullardaki öğrenci sayısı 274.117’dir. Bunun 1.242’si ise özel ilkokullarda okumaktadır. Orta öğretimdeki öğrenci sayısı ise 162.432’dir. Bunun 2.918’i özel okullarda öğretim görmektedir.

Adana’da ayrıca özel eğitim yapan okullar da vardır. Sağırlar ilkokulu’nda 26 öğretmen görev yapmakta ve 247 özürig öğretim görmekte, Sağırlar Or-taokulu’nda ise 59 öğrenci ve 5 öğretmen bulunmaktadır. Öte yandan ilde 7 öğretmenin görev yaptığı ve 53 öğrencinin öğretim gördüğü Eğitilebilir Çocuklar İlkokulu da bulunmaktadır.

Diğer taraftan Halk Eğitim Merke-zi’nin açtığı 30 okuma yazma kursunda öğretim gören 1.862 öğrenciden 1.195’i diploma almıştır (1990-1991).

• Çukurova Üniversitesi:

Çukurova Üniversitesi, 1973 yılında, o zamanlar Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Adana Ziraat Fakültesi’yle, Atatürk Üniversitesi’ne bağlı olarak öğretim veren Adana Tıp Fakültesi’nin birleştirilmesi sonucu kurulmuştur. Yükseköğretim Kurumlan Teşkilatı hakkındaki 2809 sayılı kanunla yapılan son düzenlemeye göre Çukurova Üniversitesi 6 fakülte ile, 3’ü rektörlüğe bağlı olmak üzere toplam 9 yüksekokul ve 3 enstitüden oluşmaktadır. Fakülteler şunlardır;

Eğitim Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, iktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Tıp Fakültesi, Ziraat Fakültesi. Tıp Fa-
İLİN İLKOKUL ORTAOKUL LİSE (Oenel-Uesleki)
AD! Okul Öğrenci Öğretmen Oku! Öğrenci Öğretmen Oku! Öğrenci Öğretmen
ADANA 1.239 273.261 7.940 184 98.243 1.864 102 61.687 3.475

EĞİTİM
Adana’nın ekonomik coğrafyasmda ön planda yer alan tarımsal ürünlerden

biri olan pamuk.
eklenmiş, bazı eski kuruluşlar genişlemiştir.
mış, I

tir. iplik ve dokuma sanayi alanlarındaki işletmeleri, sırasıyla bitkisel yağ fabrikaları, tütün, un ve kereste fabrikaları izler. Bunların dışında çimento, suni elyaf, bira vb. fabrikaları ilin sanayi yelpazesini genişletir.
ULAŞIM
Ulaşım bakımından, Adana ili topraklan, eski çağlardan bu yana Balkan-lar’ı ve Anadolu’yu Suriye ve Mezopotamya’ya bağlayan yollar üzerinde yer almıştır. İl, Gülek Boğazı (Kilikya kapısı) ile doğuya uzanır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Toros ve Amanos tünelleri açılarak demiryolu ulaşımı sağlanmış, fkinici Dünya Savaşı’ndan sonra ulaşımda ağırlık karayollarına geçmiştir. Deniz ulaşımı ithalat ve ihracatta önemli rol oynar. Adana, 68 km uzağında bulunan Mersin limanından yararlanır. Tarihsel Yumurtalık (eski Ayas)

Adana’da Bizans döneminde lustinianos tarafmdan yaptınimış ve Seyhan Irmağı’mn İki yakasım birbirine bağlayan 21

gözlO Taşköprü.
kültesi’nde öğretim süresi 6, diğerlerinde 4 yıldır.

Çukurova Üniversitesi’ne bağlı Yüksekokullar İse şunlardır:

Antakya Meslek Yüksekokulu, Ceyhan Meslek Yüksekokulu, İskenderun Meslek Yüksekokulu, Mersin Meslek Yüksekokulu, Osmaniye Meslek Yüksekokulu, Su ÜrCınleri Yüksekokulu, Su ürünleri Yüksel<OKj!u’nda öğretim süresi 4 diğerlerinde ise 2 yıldır.

Çukurova Üniversitesi Fakülteleri’-ne bağlı Yüksekokullar ise şunlardır:

Adana Eğitim Yüksekokulu (Eğitim Fakültesi’ne bağlı), Hatay Eğitim Yüksekokulu (Eğitim Fakültesi’ne bağlı), Mersin Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu (İktisadi ve İdari Bilimler FakOltesi’ne bağlı). Eğitim yüksekokullarında öğretim süresi 2 yıl, Mersin Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu’nda ise 4 yıldır (bir yılı hazıriık).
Çukurova Üniversitesi’ne bağlı enstitüler ise şunlardır;

Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü.

Çukurova Üniversitesi’ne bağlı fakülte, yüksekokul ve enstitülerde toplam olarak 147 profesör, 107 doçent, 81 yardımcı doçent, 399 araştırma görevlisi ve 282 çeşitli öğretim elemanı görev yapmaktadır. Bu görevlilerin 16’sı yabancı uyrukludur.

Çukurova Üniversitesi’nin çeşitli fakültelerinde 3,118’i kız, 5.301’i erkek olmak üzere toplam 8.419 öğrenci öğretim görmektedir. Buna çeşitli yüksekokullarda okuyan 1.117 kız ve 4.188 erkek öğrenciyi de eklediğimizde eğitim gören öğrenci sayısı 13.784’ü bulur. Enstitülerde ise 789 master ve 306 doktora öğrencisi olmak üzere toplam 1.095 öğrenci öğretim görmektedir.
TURİZM
Güneyin tarım, sanayi, ticaret ve kültür nerkezi durumunda olan Adana, turizm yönünden karakteristik özelliklere sahiptir.

Adana ve çevresinde geçmiş uy-gariıklardan kalan pek çok eser vardır. Bu eserierden bazılarının İşlek yollardan uzak oluşu turistlerin buraları gidip görmesini engellemektedir. Buna karşılık Anavarza, Yılankale, Misis, Ayas ve Karatepe gibi müzeler ve ören yerieri turistik tesislere ve düzgün yollara sahiptir.

İlde ören yerieri, kaleler, höyükler ve önemli kent kalıntılannin dışında Çukurova’yı bir duvar gibi kuşatan Toros Dağları da doğal güzellik ve avcı-
Adana ve çevresinde bir süre egemenliklerini sürdürmüş olan Ramazanoğullan döneminden kalma Uiucami (solda) ve bu

camiin içten görünüşü (sağda).

f im •-

.ae
Adana’nın ekonomik coğrafyasında ön planda yer alan tarımsal ürünlerden

biri olan pamuk.
çekirdeği ve yerfıstığı önemlidir. Soya tarımı son yıllarda önem kazanmıştır. Türkiye soya üretiminin beşte dördünden fazlası Adana ili sınırları içinden alınır. Eskiden önemli olan susam (yöredeki adıyla küncü) üretimi son yıllarda gerilemiştir. Meyvacılıkta turfandacılık (özellikle üzüm) ve turunçgiller üretimi başta gelir. İldeki portakal ağaçlarının sayısı son yıllarda 2,5 milyonu aşmıştır. 1990 yılında Adana ili sınırları içersinde 188 bin ton portakal, 53 bin ton mandalina, 25 bin ton limon, 9 bin ton greyfurt ve 3 bin ton kadar turunç üretilmiştir ve Türkiye portakal üretiminin dörtte biri Adana iline aittir.

Hayvan sayısı bakımmdan kılkeçi-sinln koyundan önde geldiği ve büyükbaş hayvan sayısının daha düşük olduğu görülür. Çukurova at ırkı ünlü ise de, at sayısı günden gOne azalmaktadır.

Adana ilindeki yer altı gelir kaynaklarının başlıcası petroldür. Adana’nın 30 km kuzeybatısında, Toroslar üzerindeki Bulgur Dağı’nda petrol yatakları bulunmuş ve işletilmeye başlanmıştır. Niteliği iyi olan bu petrolün rezervi azdır. Bununla birlikte, eskiden beri araştırmalar yapılmakta olan Adana Ova-sı’nın derinliklerinde, gelecekte başka petrol yataklarına rastlanacağı umulmaktadır.

Sanayi son yıllarda çok gelişmiştir. Eski pamuk iplik ve dokuma fabrikalarına yeni ve daha büyük fabrikalar
eklenmiş, bazı eski kuruluşlar genişlemiştir. İplik ve dokuma sanayi alanlarındaki işletmeleri, sırasıyla bitkisel yağ fabrikaları, tütün, un ve kereste fabrikaları izler. Bunların dışında çimento, suni elyaf, bira vb. fabrikaları ilin sanayi yelpazesini genişletir.
ULAŞIM
Ulaşım bakımından. Adana ili toprakları, eski çağlardan bu yana Balkan-lar’ı ve Anadolu’yu Suriye ve Mezopotamya’ya bağlayan yollar üzerinde yer almıştır, il, Gülek Boğazı (Kilikya kapısı) ile doğuya uzanır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Toros ve Amanos tünelleri açılarak demiryolu ulaşımı sağlanmış, kinici Dünya Savaşı’ndan sonra ulaşımda ağırlık karayollarına geçmiştir. Deniz ulaşımı ithalat ve ihracatta önemli rol oynar. Adana, 68 km uzağında bulunan Mersin limanından yararlanır. Tarihsel Yumurtalık (eski Ayas)
Adana ilinde 1.209’u ilk, 257’si orta öğretim veren toplam 1.465 okuı vardır. Ayrıca 9 özel ilkokul, 23’de özel ortaokul ve lise faaliyet göstermektedir. Resmi okullarda görev yapan öğretmen sayısı ilkokullarda 7.911, orta ve liselerde ise 5.113’dür. Özel ilkokullarda 77, özel ortaokul ve liselerde ise 204 öğretmen çalışmaktadır, ilkokullardaki öğrenci sayısı 274.117’dir. Bunun 1.242’si ise özel ilkokullarda okumaktadır. Orta öğretimdeki öğrenci sayısı ise 162.432’dir. Bunun 2.918’i özel okullarda öğretim görmektedir.

Adana’da ayrıca özel eğitim yapan okullar da vardır. Sağırlar ilkokulu’nda 26 öğretmen görev yapmakta ve 247 özürlü öğretim görmekte. Sağırlar Or-taokulu’nda ise 59öğrenci ve 5 öğretmen bulunmaktadır. Öte yandan ilde 7 öğretmenin görev yaptığı ve 53 öğrencinin öğretim gördüğü Eğitilebilir Çocuklar ilkokulu da bulunmaktadır.

Diğer taraftan Halk Eğitim Merke-zi’nin açtığı 30 okuma yazma kursunda öğretim gören 1.862 öğrenciden 1.195’i diploma almıştır (1990-1991).

• Çukurova Üniversitesi:

Çukurova Üniversitesi, 1973 yılında, o zamanlar Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Adana Ziraat Fakültesi’yle, Atatürk Üniversitesi’ne bağlı olarak öğretim veren Adana Tıp Fakültesi’nin birleştirilmesi sonucu kurulmuştur. Yükseköğretim Kurumlan Teşkilatı hakkındaki 2809 sayılı kanunla yapılan son düzenlemeye göre Çukurova Üniversitesi 6 fakülte ile, 3’ü rektörlüğe bağlı olmak üzere toplam 9 yüksekokul ve 3 enstitüden oluşmaktadır. Fakülteler şunlardır:

Eğitim Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, iktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Tıp Fakültesi, Ziraat Fakültesi. Tıp Fa-
İLİN İLKOKUL ORTAOKUL LİSE (Genel-Mesleki)
ADI Okul Öğrenci Öğretmen Okul Öğrenci Öğretmen Okul Öğrenci Öğretmen
ADANA 1.239 273.261 7.940 184 98.243 1.864 102 61.687 3.475

Adana ilinde toplam 23 hastane vardır. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre bu hastanelerin toplam yatak kapasiteleri 3.708’dir. ilde aynca 110 sağlık ocağı, 220 sağlık evi hizmet verir. Adana’da 1.211 doktor görev yapmaktadır. Bunlann 574’ü uzman, 637’si ise pratisyendir. Adana’dakI diş hekimi sayısı ise 296’dır. İlde ayrıca 473 eczacı, 585 sağlık memuru, 1.436 hemşire ve 1.037 ebe görevlidir. Adana kentinde Çukurova Üniversitesi’ne bağlı bir Tıp Fakültesi Hastanesi, bir SSK Hastanesi bir de askeri hastane vardır.
SAĞLIK
EĞİTİM
limanı işlevini yitirmiştir.llin tek sivil havaalanı Adana kentindedir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*