UZAY ÇALIŞMALARININ ASTRONOMİYE KATKISI KUYRUKLUYILDIZLARIN KİMYASI

Son on yıl içinde Tago – Sato-Kosaka 1969 IX, Bennett 1970 II, Kohoutek 1973 XII, We=L 1976 VI kuyrukluyıldızlarına yöneltilmiş rady^ teleskoplarla, dünya çevresinde dolanan uydulardan yapılan morötesi gözlemlerle ve bazı kızılötesi dalgaboylarında yapılan çalışmalarla, kuyrukluyıldızların kimyası üzerine önemli adımların atılması sağlanmıştır.
Kuyrukluyıldızların çekirdeği, güneş rüzgârı ve ışığı ile sanıldığı kadar kolayca etkileşeme-mektedir. Büyükçe, kirli bir kartopunu andıran kuyrukluyıldız, Güneş’e yaklaştığında çekirdekteki buzlar ya da karlar, güneş ısısı ve ışığını soğurduklarından sıvı haline geçerler. Serbest kalan gazlar ise küçük buz parçalarını ve tozlan uzay boşluğuna her yönde sürükler. Buz tanecikleri birkaç yüz kilometrelik küresel bir hale şeklinde buharlaşırlar. Çekirdeği çevreleyen bu atmosfer uzaya ses hızıyla yayılmasını sürdürür. Kuyrukluyıldızın, çekirdeğin yüzeyindeki çekimi yer çekimiyle karşılaştırıldığında en az on bin kez daha zayıftır, bu nedenle çekirdek, ıiiç bir zaman kalıcı bir atmosferi çevresinde tutamaz. Güneşin morötesi ışınımı, yayılmakta olan gazdaki çeşitli molekülleri ayrıştırır ve iyonlaşmalarına neden olur. Çekirdeğin yakınında gaz yeterince yoğun olduğundan, ayrışma ve iyonlaşma sonucu üretilen atomlarla moleküllerin çarpışma alanı, çekirdeğin on bin kilometre ötesine kadar uzanır. Bu çarpışmalar çeşitli kimyasal tepkilere yol açarlar; tepkimelerin çoğu o bölgedeki sıcaklığın az olmasından ötürü yavaştır. Buna karşılık, özellikle iyonlarla moleküller arasında elektrik yüklerinin değiştiği tepkimeler çok hızlı gelişir. Bunlar, su buharı ve çekir-teki diğer “ana” molekülleri başka moleküllere dönüştürürler. Çoğunu belirleme olanağı bulunamamasına karşın, yazının başında sözü edilen aygıtların kullanılması sonucu, elde edilen bilgilere uygulanan analiz yöntemleri ile, bu gökcisimlerinin kuyruğunda ve baş bölümünde aşağıdaki çizelgede sıralanan kimyasal bileşenler belirlenmiştir.
Organikler : C, C,, C,, CH, CN, CO, CS, HCN, CHSCN. Anorganikler : H, NH, NH,, O, OH, H20.
Metaller : Na, K, Ca, V, Cr, Mn, Fe, Co, Ni, Cu
+ + + + ++ + + İyonlar : C „ CO , C02 , CH , HaO , OH , Ca , N2 .
Tozlar : Silikatlar
Tamer ATAÇ
Çekirdeği çevreleyen atmosferdeki küçük buz parçalarıyla tozlar, Güneş’in ışınım basıncı sonucu Güneşe zıt yönde itilerek, kuyrukluyıldızın kuyruğunu oluştururlar. İkeya-Seki kuyrukluyıldızı Güneş’e yakın geçerken, kuyruğunun kızıl ötesi yansıma tayfında silikatlarla, çok sayıda metaller belirlenmiştir. Bu metallerin yüksek sıcaklıktan ötürü buharlaşmış silikat taneciklerindeki elementler olduğu sanılmaktadır.
Kuyrukluyıldızlarda organik elementlerin bulunması, söz konusu gökcisimlerine ayrı bir önem kazandırmaktadır. İçerdikleri elementlerin bollukları Güneş’te ve bilinen en yaşlı gök-taşlarındaki bolluklarla karşılaştırıldığında, kuy-
ikeya – Seki adli Kuyrukluyıldızın 29 Ekim 1965 günü çekilen fotoğrafı görülüyor. Kuyrukluyıldızın başından akan gazların karmaşık yapısı ilginç bir görüntü oluşturmaktadır.
Bu ay görünen gökyüzündeki yıldızlan tanımak için iki parça halinde verdiğimiz bu haritayı kullanabilirsiniz. Gökyüzü, doğu-batı ve başucundan geçen bir çizgî ile iki eşit parçaya bölünmüş olarak veriliyor. Kuzey yazan parçada yüzünüzü kuzeye, güney yazan parçada ise yüzünüzü güneye dönüp gökyüzüne bakmanız gerekiyor. Bu harita ayın başında saat 22.38,daki, Ayın sonunda ise yaklaşık 20.30, daki,gökyüzünü göstermektedir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*