Genel

İNSANLIK, DOĞASINI DEĞİŞTİRMELİ Mİ?

İnsanlık sonsuza kadar sürecek mi? Aslında, doğal olarak, türümüzün ortadan kalkacağını sanıyoruz. Biyolog James Bonner. yeryüzünde 3 milyar yıldan fazla bir süredir evrime uğrayan milyonlarca organizmadan, bugün hemen hemen çoğunun ortadan kalktığını söylemektedir.
“İnsanlığın sonunun daha farklı olabileceğini düşünebilmemiz için tek neden evrim, değişim, doğal seçilim olaylarını kavramış olmamızdır.” diyen Bonner, bilgimizi, insan evrimini denetlemede ve daha iyi yeni türler, bir süper-insan yaratma da kullanarak, insanlığın yok olmasının önlenebileceğini belirtmekte ve bunun başarılabileceğine kesinlikle inanmaktadır.
Bonner, 25 yıl içinde, bazı toplumların, genetikçi Dr. Hermann Muller tarafından ileri sürülmüş olan, seçici tohumlama programı uygulamasına başlayacaklarından söz eder. Araştırmacılar tarafından, ilerde yumurta ya da sperm olacak hücre öncülerinden örnek alındıktan sonra, tüm yeni doğanlar kısırlaştırılacaklardır.
Bu hücreler daha sonra dondurulacak ve ancak biri öldükten sonra toplum, erkek ya da kadın yeni bir canlı yaratılmasını kararlaştıracaktır. Dondurulmuş öncü hücrelerden, ilerlemiş biyoteknoloji sayesinde gerekli yumurtalar ve sperm elde edilecek ve bunlar test tüplerinde döllenmiş yumurtaları üretmede kullanılacaktır. Sonuçta oluşan embiriyolar, alıcı rahimlere yerleştirilecektir.
Bonner, insan nesilinin mükemmelliği için,
İnsanlığın evrimine müdahale etmeli ve neslimizin sonsuza kadar varolmasını güvence altına almalı mıyız? Yoksa genetik mühendislik, terkedilmesi gereken tehlikeli bir yöntem mi?
Carol A. FOOTE
böyle bir uygulamadan yanadır. O, kuşkusuz saygıdeğer bir genetikçidir. Sekiz kitap ve dörtyüz’den fazla tebliğ yazmış ve otuzdan fazla uluslararası konferansa katılmıştır. Genetik mühendisliği ile ilgili fikirlerinden sonra daha da çok önem kazanmıştır. Bonner, öyle bir dünya hayal etmektedir ki, burada insanlar, çocukların, kendi ana – babalarının genlerine sahip olmasından çok, en iyi genlere sahip olmasına önem vermektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir