ATOM PARÇALANMASINDAN DOĞAN IŞINLARIN CANLILAR

ATOM PARÇALANMASINDAN DOĞAN IŞINLARIN CANLILAR

Atom enerjisinin tehlikeleri üzerindeki tartışmalarda bazıları atom ışınlarının hemen hemen zararsız, diğerleri öldürücü olduğunu söylemektedir. Orsay araştırıcılarından bir grubun bu sorun üzerindeki görüşlerini ayrıntılı olarak sunuyoruz, bu yazı bu gibi olayları “basit” bulan birçok kimseyi değiştirecektir.

Atom endüstrisinde üretilen radyoaktif (ışın saçıcı) maddeler üç çeşit ışın yayarlar: alfa, beta ve gama. Bu ışınlar canlılara iki yoldan saldırır: 1) Dolaysız olarak deri yolu ile. Alfa ışınları deriyi geçemez, beta ışınları çok az geçer, gama ışınları ise gövdenin önünden girip arkasından çıkabilir. 2) Dolaylı olarak solunan hava, içilen sıvılar ve yenen besinler yolu ile. Alfa ve beta ışınları vücude girdikten sonra gidip oturacakları ve tahrip edecekleri organı “seçerler”.
945’de Japonya’ya atom bombaları atıldıktan

sonra vücutlarının bütünü yanlızca 10 saniye atom ışınlarına (700 – 800 rem dozunda) maruz kalmış insanların % 90’ı patlamadan sonraki 7 gün içinde öldü (tam ve hızlı ışınım); ölenlerde patlama sonucu ne yanık, ne de yara meydana gelmişti. Bu olay atom ışınlarının insanları çok kısa sürede öldürebileceğinin apaçık bir kanıtıydı. Bununla birlikte bu öldürücü ışınlarda taşınan enerji çok zayıfdı, öyle ki bu ışınlar insan vücudunun ısısını on milyonda bir derece yükseltmeye bile yetmezdi !

O halde ışınların öldürücü oluşları büyük enerji taşımalarından ileri gelmiyordu : ışınların canlıda meydana getirdiği bozukluklar ölüme yol açmıştı. Diğer taraftan ışınlar hep aynı şekilde etki yapmazlar Bazı hücreler bu ışınların etkisiyle diğerlerinden daha çabuk ölür-ler (radyo-sansibilite).

Hücre Ölümü

Bütün vücude öldürücü doz’un otuzda biri (25 rem) bir kerede verilirse vücut savunmasında önemli rol oynıyan lenfosit ana hücrelerinin

(akyuvarların bir çeşidi) büyük bir bölümü derhal ölür. Bunun sonucu olarak vücut savunması aksar, bereket ki bu durum geçicidir, ışınımı
izleyen günlerde bütün vücude dağılmış bulunan lenfosit ana hücreleri yeni lenfositler doğurur (lenf bezleri, dalak, kemik iliği ve gençlerde timüs bezinde). Aslında tehlikeli olan bu ışınım bugün tıpda nakledilen bir organın —örneğin nakledilen bir böbreğin— hayatını uzatmakta kullanılmaktadır.

Öldürücü doz’un onbeşde biri (50 rem) bir kerede vücude verilirse sperm hayvancıklarını doğuran hücrelerin büyük çoğunluğu derhal ölür, sonuç : kısırlık. Yine bereket ki bu kısırlık geçicidir, aylar sonra sperm ana hücrelerinden yeni sperm hayvancıkları oluşur.

Bu iki örnekden anlaşılmaktadır ki erişkinlerde dölütte (embriyon) olduğu gibi farklılaşmamış ilkel hücreler vardır ve atom ışınları ilk önce bu gibi hücreleri öldürmektedir.

Hücre Bölünmesinin Durması

Vücudumuzda hergün bir milyarın 1.000 –

10 000 katı kadar hücre ortadan ikiye bölünerek çoğalır. Bu bölünme sayesinde şunlar sağlanır : e “Eskimiş” hücrelerin yerine yeni hücrelerin gelmesi : Yüzeyden dökülen deri hücreleri, sindirim yolunun içini döşeyen hücreler, devamlı olarak yenilenen bazı bezlerin hücreleri, kandaki bütün hücreler.

 

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*