TIP EVRİMİ VE BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Bilgi Gerçekten Kuvvet midir ?

TIP EVRİMİ VE BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Oiçek aşısının Osmanlılar döneminde Anado- Olu’dan Avrupa’ya geçtiği belki sık olarak ileri sürülmüş, bunun kanıtı olarak da 18. Yüzyılın başlarında buradaki bir elçi eşinin gözlemlerini ülkesi olan Ingiltere’ye ulaştırdığı mektupları gösterilmiştir. Yüzyılın sonlarında bugün kullanı­lan aşı yöntemini geliştiren Edward Jenner, ileri sürüldüğüne göre gerçekte bu gözlemlerden ve yazılanlardan yararlanmıştır.

Ancak Anadolu’da Türklerin uyguladığı çiçek aşısıyla Jenner’in köylülerin uygulamaları üzerin­deki gözlemlerinden yararlanarak geliştirdiği aşı arasında temel ayrılıklar vardır. Birincisi, insan­lardaki çiçek hastalığının İrininden doğrudan elde edildiği için bir “çiçekleme” (variolation; variola “Lat.”: çiçek hastalığı) yöntemidir. İkincisi ise ineklerde görülen çiçek hastalığının İrininden geliştirilir, onun için bir “inek çiçekle- mesidir” (vacc/nat/on’dur; vacca “Lat.”: inek). İnsan çiçeğinden yapılan aşıyla aşılanan kişilerde gerçek bir çiçek hastalığının görülme olasılığı büyüktür; aşının başarı oranı yüksek değildir; ortaya çıkabilecek vak’alardan doğrudan ya da sinek gibi bir taşıyıcı aracılığıyla hastalığın başkalarına geçmesi söz konusudur. Bugün tıpta kullanılan öteki aşılama yönteminde ise durum bunun tümüyle tersidir. (Vaccination sözcüğü, Batı dillerinde Edward Jenner’den sonra geliştiri­len tüm bilimsel aşılama yöntemlerini anlatan bir terim olmuştur.) Bir hastalıktan elde edilen aşının başka bir hastalığa karşı bağışıklık sağlaması ise, bunlara neden olan mikropların bağışıklık uyan­dırmalarındaki ortak yanlara bağlıdır.

Türkler “çiçeklemeyi”, Anadolu’da kendileri mi geliştirdiler, geldikleri zaman burada mı bulmuşlardı, yoksa (daha büyük olasılıkla) Orta Asya’da Çin, Tibet, Hint toplumlarıyla etkileşim­leri sırasında mı ortaya çıkarmışlardı gibi soruların yanıtları ayrıca araştırmaya değebilir. Belli bir tıp uygulamasının alanın evrimi sırasında değişik zamanlarda değişik yerlerde görülebildi­ğini biliyoruz. Celeneksel çiçek aşısı uygula­masının özellikle eski Hint toplumunda yapıldı­ğını gösteren belgesel kanıtlar vardır.

Tıp evriminin başlıca iki yönünün bulundu­ğunu görüyoruz: bilimsel ve toplumsal. Birin­cisinin incelenmesinde ana konuyu bilimsel tıp düşüncesinin ilerlemesi oluşturur; İkincisinde ise kişiler, salgınlar, öteki olaylar gibi doğrudan bu düşünceye dayanmayan yanlar ele alınır.

Biz bu gelişmeye, kural olarak öteki bilimsel alanlar için de düşünülen bir başka açıdan da bakabiliriz. Bilimlerin evrimi iki temel etkenin ürünü olmuştur: iç ya da mantıksal gelişme ile dış belirleyicilerin etkisiyle ortaya çıkan gelişme. Bilim alanlarına yeni bilgilerin katılmasını, eskilerinin düzeltilmesini sağlayan bilimsel araş­tırmalar, sorunların mantıksal çözümüne daya­nır. örneğin bugünkü kan dolaşımı düşünce­mizin gelişmesi, dolaşımla ilgili eski, yanlış inançların atılması için gerekli bilginin evrimi, yapıyla ve işlevle ilgili alanların (anatominin ve fizyolojinin) iç gelişmesine bağlı olmuştur. Ancak bütün bunların dayanacağı somut bilgi­lerin elde edilmesi, bilimsel beden-açımının (“diseksiyonun”) gelişebilmesiyle, o da toplum-, da işlerin benimsenmesi ya da buna engel olan toplumsal-dinsel baskının ortadan kalkmaya başlamasıyla olanak içine girmiştir. Hastalık kav­ramının evrimiyle patoloji alanında bunun için gerekli bilgilerin elde edilmesine yol açan ilk gelişmeler (patoloji bölümlerinin kurulması, ölü-açıma (“otopsiye”) olanak tanıyan yasaların çıkması ve toplumda bunları destekleyen bir bakışın bulunması) arasında da böyle bir bağıntı vardır.

Kolaylıkla söyleyebiliriz ki tıbbın toplumsal yönünün gelişmesi en başta dış etkenlerle, bilim yönününki ise onun iç evriminin sonucu olmuş­tur. Bütün bilimsel alanların (ayrıca sanat dallarının, felsefenin) gelişmesi için söz konusu olan, birbiriyle çakışmayan bu iki yönün birbirini kaçınılmaz olarak bütünlediğini belki en açık olarak hekimlikte gözlüyoruz, (ikisi de

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*