Lfedsay, (Nicholas) Vachel

Lfedsay, (Nicholas) Vachel

 

(d 10 Kasim 1879, Springfield – ö. 5 Aralık 1931, Springfield, Illinois, ABD), ABD lı şair. Sir sanatını sıradan insanlara özgü sözel bîr sanat biçimi olarak canlandırmak ama-
Mchei Undsay
CkJMr Pictures
ayla yazıp okuduğu güçlü ritimli şiirleriyle ön kazanmıştır.
Ohio eyaletinin Hiram kentindeki Hıram CbOege’a üç yıl devam ettikten sonra, resim Mimimi görmek üzere Chicago ve New York’a gitti. Geçimini bir ölçüde Genç Erkekler Hıristiyan Birliği (YMCA) ve Meyhane Karşıtlan Birliği için konferanslar sererek sağladı. Şiir yazmaya başladıktan sonra, yaz aylarında ülkenin çeşitli yerlerini pzerek yiyecek ve yatacak yer karşılığında ür okudu. . ,
Adı ilk kez Salvation Army’mn kurucusu William Booth üzerine yazdığı bir şiirin Poetry dergisinde yayımlanmasıyla 1913 te doyuldu. Canlı imgelerin egemen olduğu bu tör şiirleri Lindsay’in yurtseverlik duygula: nnı ve doğaya yönelik romantik sevgjsmı Ha« getiriyordu. Alexander Campbell,
Johnny Appleseed, John Peter Altgeld ve william Jennings Bryan gibi mezhep önderlerini ve dava adamlarım şiirlerinde çok berrak bir üslupla betimledi. Dinleyenlerle doğrudan ilişki kurmak amacıyla şiirlerim, dramatik jestler eşliğinde ve çok ritmik bir biçimde okurdu. En beğenilen şiir kitapları arasında Rhymes To be Traded for Bread (1912; Ekmek Karşılığında Uyak), General William Booth Enters into Heaven and Other Poems (1913; General William Booth Cennet’e Gidiyor ve Başka Şiirler), The Congo and Other Poems (1914; Kongo ve Başka Şiirler) ve The Chinese Nightingale and Other Poems (1917; Çin Bülbülü ve Başka Şiirler) sayılabilir. Lindsay’in gerek şiir yeteneği gerek özeleştiri gücü 1920’ lerde gitgide geriledi. Kendisini zehirleyerek intihar etti.
Lindsey, bugünkü Lincolnshire’da East Lindsey ve West Lindsey ilçelerinin kapladığı alanda egemenlik sürdüğü sanılan Anglosakson krallığı. İlk kez Angıllann yerleştiği bölgeyi 8. yüzyıl sonlarına değin kendi kralları yönetti. 7. yüzyıl ortalarında North-umbria’nın denetimine girdi, ama 678’de Mercia Kralhğı’mn eline geçti. 841’de Lind-sey’e saldıran D anlar 873’te kışı Torksey de geçirdiler ve kısa süre sonra orada yerleştiler. Lindsey 918’de yerliden Anglosaksonla-nn eline geçmişse de yer adlan Danlann burada çok yoğun biçimde yerleştiğim kanıtlamaktadır. Lindsey’in 11. yüzyıl başla-nnda Danlı istilacılar Svend ve Canute u desteklemesi şaşırtıcı değildir.
Romalı misyoner Paulinus yaklaşık 631 de Lindsey’i Hıristiyanlaştırdı. 677’den Danla-nn yerleşmesine değin burada bir piskoposluk bölgesi vardı. 10. yüzyılın ortalarında bu piskoposluk bölgesi, Oxfordshire’daki Dorcnesteron Thames piskoposluk bölgesine katıldı. 1066’daki Norman Istilası’ndan sonra piskoposluk Dorchester’dan Lin-coln’a aktarıldı.
Lindsey, Ben(jamin) B(arr) (d. 25 Kasım 1869, Jackson, Tennessee – ö. 26 Mart 1943, Los Angeles, California, ABD), çocuk suçlular konusunda uluslararası otorite olan ABD’li yargıç. Lindsey’in tartışmalara yol açan “arkadaşça evlilik” kavramı, bazen
Lindsey, 1912
Library of Congress, Washington. D C.
İngiliz filozof Bertrand Russell’ın “deneme evliliği” ile kanştınlır.
1894’te Colorado Barosu’na kabul edilen Lindsey, Denver’da bir çocuk mahkemesinin yanılmasıyla ilgili yönetmeliği kaleme aldı. 1900-27 arasında, ABD’nin her yanında benzer mahkemelere örnek olan bu mahkemeye başkanlık etti. Çocuk suçluların mahkemenin vesayeti altında korunması, asıl amacın cezalandırmaktan çok, gencin sorunlarım çözmek olması ve ceza hukuku yöntemlerinden çok, adaletin gözetilmesi gerektiği gibi günümüzde artık genel kabul gören görüşlerim uyguladı. Aynca genç suçlulann sorumsuz ailelerine ve işve-
7 Lineer A
renlerine yönelik başka yasalann da çıkanl-masım sağladı.
Califomia’ya yerleştikten sonra 1934 te Los Angeles Üst Mahkemesi yargıçlığına seçildi. Burada aynca taraflar arasında uzlaşma olasılığı bulunan boşanma davalan için ayn bir mahkeme kurulmasına yardımcı oldu. 1939’dan ölümüne değin bu mahkemede yargıçlık etti.
Lindsey, 1906’da Colorado valiliği ve 1912’de İlerici Parti’nin (Bull Moose Partisi) ulusal komite üyeliği için adaylığını koyduysa da kazanamadı. En ünlü yapıtı The Companionate Marriage’da (1927, Wa-inwright Evans ile birlikte; Arkadaşça Evli-lik) evliliğin sağlam bir temele oturmasına değin çocuk sahibi olmaktan korunmak için doğum kontrolü uygulanmasını ve çocuk yoksa Sarplıklı rızayla boşamlabilmesım savundu.
T inp Adaları, Büyük Okyanusun güneybatısında ve ortabatısında yer alan mercan-adalan zinciri. Adalardan bazılan Kinbati Cumhuriyeti’ne bağlıdır. ABD ise bazı adalar üzerinde hak iddia etmektedir. Fransız Polinezyası’ndan kuzeybatıya doğru 2.600 km boyunca uzanan ve Kuzey, Orta, Güney olmak üzere üç gruba aynlan adala-nn toplam yüzölçümü 551 km2’dir. Kuzey Line Adalan, 1979’da bağımsızlığım ilan etmesinden bu yana Kiribati Cumhuriyeti ne bap olan Teraina (Washington) Adası ile Tabuaeran (Fanning) ve Kiritimatı (Christmas) atollerinden ve üzennde ABD’nin hak iddia ettiği toprak parçalan olan Kingman Resifi, Palmyra Atolü ve Jarvis Adasından oluşur. Malden ve Star-buck adalannı içeren Orta Line Adalan ile Vostok ve Flint adalarını ve Caroline Atolünü içeren Güney Line Adalan da kuruluşundan beri Kiribati’ye bağlıdır. Ki-ritimatı ve Tabuaeran atolleri ile Teraina Adası dışında, adalarda sürekli olarak yaşayan yoktur. Nüfus (1985) 2.598.
Lineer A, Girit’te İÖ y. 1700-1600 arasında ısıllanılmış ve henüz Çözülememiş yazı. Daha erken dönemlerde kullanılan ideogram ya da hiyeroglif yazısının yerini alan Lineer A’mn soldan sağa doğru yazıldığı sanılmaktadır. Hangi dil için kullanıldığı henüz anlaşılamamakla birlikte, uzmanlar
Lineer A yazısı, Girit
Hirmer Fotoarchiv, Münih
Lineer B 8
bunun Minos ya da Yunanlıların gelmesinden önceki Girit dili olabileceğini varsaymaktadır. Bazı araştırmacılar Lineer A’nın yerini, ondan gelişen Lineer B yazısının almış olduğunu, bazıları da her iki yazının birbirinden ayrı, ama koşut bir gelişim gösterdiğim öne sürmektedir.
Lineer B, İÖ 1400’lerden 1150’lere değin Yunan dilinin yazılmasında kullanılan hece yazısı. Bu yazıyla yazılan Yunanca, genellikle Miken Yunancası olarak adlandırılır. Lineer B yazısının bulunduğu örneklerin
Lineer B yazısı, İÖ y. 1400;
Minos Sarayı, Knossos, Girit
Hirmer Fotoarchiv, Münih
çoğu kil tabletler halinde Knossos’ta, Myke-nai’de ve Messina’daki Pylos’ta ele geçmiştir. Sayılan 90 kadar olan hece işaretleri genellikle bir sesli harfle biten açık hecelerdir. Bu nedenle yazıda, sessiz harf gruplan ya da sözcük sonundaki tek sessizler açıkça gösterilememiştir. Lineer B yazışım 1952’de Ingiliz mimar Michael Ventris çözmüştür.
lineer bant keramik kültürleri, şeritli keramIk kültürler! olarak da bilinir. Başta Orta Avrupa olmak üzere, Batı ve Kuzey Avrupa’nın geniş bir bölümünde İÖ 5. binyılda görülen çeşitli tarım topluluklarının kültürlen. Adım, bu dönemde üretilen çanak çömleğin çok belirleyici bezeme üslubundan alır. Gordon Childe 1929’da Avrupa’nın bu ilk Neolitik kültürünü Tuna kültürü olarak adlandırmıştır. Ama daha sonraki araştırmalarla birbirinden farklı özellikleri olan değişik kültür evreleri bulunduğu anlaşılınca, bu terimden vazgeçilmiştir.
Lineer bant keramik kültürleri, Balkan Yarımadası ve Akdeniz kıyılan dışında, bütün Avrupa’da yayılmıştır. Bulunduklan her yerde, daha önceki avcı-toplayıa Mezo-litik toplulukların kültürlerinin yerini almış ve daha sonraki Avrupa kültürünün belirlenmesinde temel oluşturmuşlardır. Lineer bant keramik kültürlerinin en eski yerleşmeleri İÖ 4800’lerde (uyarlanmış karbonikle tarihleme yöntemine göre İÖ 5500’lerde) Orta Tuna Havzasında görülür. Kökenleri çok tartışmalıdır; ama yerel bir gelişmeden kaynaklanmadıktan gibi, Balkan Yanmadasmın ilk tanmcı topluluklannı oluşturan Sesko, Starçevo, Köröş, Criş kültürlerinden gelişmedikleri de kesindi?. Bir görüşe göre bu kültürler Karadeniz kıyılan ve Tuna Irmağım izleyerek Anadolu’dan bu bölgeye ulaşmış, başka bir görüşe göre ise Yakındoğu’dan gelip Akdeniz
kıyılarından geçerek Batı Akdeniz’den Avrupa içlerine sokulmuştur. Kesin olan, bu kültürlerin çok kısa bir sürede Avrupa’nın yerel ortamıyla koşullanna uyum sağladığı ve birkaç yüzyıl içinde, özellikle Tuna, Vistül, Neckar gibi ırmaklann vadilerim izleyerek kıtanın büyük bölümüne yayıldığıdır. Yayılma en batıda Hollanda’daki Maaş (Meuse) Irmağına, doğuda Ukrayna’daki Dinyester Irmağına, kuzeyde Polonya içlerine, güneyde de Yugoslavya’daki Drava Vadisine kadar uzanmıştır. İÖ 3800’lerde (uyarlanmış__karbon-14’le tarihleme yöntemine göre IÖ 4500’lerde) bu kültürler yavaş yavaş ortadan kalkmış, yayılım alanlannda Rissen, Lengyel, Vadastra, Cucuteni gibi yerel kültürler görülmeye başlamıştır. Lineer bant keramik kültürleri topluluktan yerleşmek için hep lös türü topraklarla kaplı alanları seçmişlerdir. Çok verimli, ama toprak örtüsü sığ olan bu bölgelerde yerleşimle birlikte ormanlann temizlenerek tarla ve otlak haline getirildiği anlaşılmaktadır. Ama toprağın kısa sürede verimliliğini yitirmesi nedeniyle topluluklar sık sık yer değiştirmiştir. Beslenme temel olarak buğday tanmı ile sığır besiciliğine dayalıdır, daha az olmak üzere domuz da beslenmiştir. Balkanlardaki tanm topluluklannın koyun, keçi gibi geleneksel hayvanlanna lineer bant kültürlerinde neredeyse hiç rastlanmaz; avcılık da yoktur. Yapı tipi hemen her yerde aynıdır: Uzun dörtgen planlı yapılar diziler halinde sıralanmıştır. Enleri hep yaklaşık 6 m olan bu yapılann, uzunlu klan 8-45 m arasında değişmektedir. Yapılan toprak analizleri, yapılann bir bölümünün konut değil ahır olduğunu göstermiştir. Duvarlan, ağaç direklerin arası dallarla örülerek oluşturulan bu yapılann içinde, buğday depolamaya yarayan çukurlar vardır. Ölüler yerleşmenin içinde derin olmayan çukurlara, büzülmüş durumda gömülmüştür. Ölü armağanlan genellikle Akdeniz ya da Karadeniz kökenli spondylus türü deniz kabuklanndan oluşmaktadır.
Lineer bant keramik kültürlerinin çanak çömleği genellikle kaba kilden, küre biçimli kaplardır. Bunlar kazıma ya da çizi yöntemiyle kıvnk ya da sarmal çizgilerle bezenmiştir. Gelişkin evrelerinde bezemeler birbirine koşut çizgilerle bunlan kesen nokta ve çentiklerden oluşur. Bunlann bir türüne, benzerliğinden ötürü nota bezekli çanak çömlek adı verilir.
Lineer bant keramik kültürlerinin gelişimi ilk, orta ve son olmak üzere üç evrede incelenir, aynca bazı yerel kültür adlandır-malan da kullanılır. Bunlann arasında en çok bilinenler Büyük Macaristan Ovasındaki Alföld lineer kültürü, gene Macaristan’ da Tisza Irmağı boyundaki Tisza kültürü ile Matrâ dağlık bölgesindeki Bükk kültürüdür. Türkiye’de de, başta Yanmburgaz Mağarası ohnak üzere, bazı yerlerde lineer bant keramik kültürü özellikleri taşıyan çanak çömleğe ve özellikle nota bezekli kaplara rastlanmıştır.
lineer cebir bak. doğrusal cebir
lineyit, kobalt sülfür (C03S4) minerali ya da genel formülü (Co,Ni)2(ÇO,Ni,Fe,Cu)S4 olan benzer minerallerin ortak adi. Dizinin öteki sık rastlanan üyeleri, Co: Ni oram 1:1 olan (Co,Nİ)3S4 yapısındaki siyezenit, C02CUS4 yapısındaki karolit, Nİ2FeS4 yapısındaki violarit ve Nİ3S4 yapısındaki polidi-mittir. Lineyitler çoğunlukla hidrotermal damarlarda öteki metal sülfürleri ile birlikte bulunur. Sık rastlandığı yerlerden biri de, Almanya’daki Siegen bölgesidir. Dizinin üyeleri izometrik (Kübik) sistemde kristalleşir; hepsi spinel benzeri bir yapıya sahiptir. Kimyasal formülleri ve aynntılı fiziksel
özellikleri için, bak. sülfür mineralleri (tablo).
Linfen, Wade-Giles yazımında lin-fen, Çin’de Shanxi yönetim bölgesinin (sheng) güneyinde kent. İl (xian) merkezi ve Jinnan yöresinin (diau) yönetim merkezidir. Fen Irmağının (ho) doğu yakasında, Taiyuan’in 220 km kadar güneyinde yer ahr.
Paleolıtik ve Neolitik çağlarda gelişen ileri kültürlere beşiklik eden ve çok sayıda Shang yerleşmesinin (İÖ y. 1766-1122) kurulduğu Fen Irmağı vadisi, Çin uygarlığının ilk merkezlerinden biriydi. Linfen efsanevi imparator Yao’ın başkenti olduğuna inanıldığı çok eski tarihlerden beri ünlüydü. Bugün kentin bulunduğu topraklar İÖ 7. yüzyıldaki Savaşan Devletler (Zhanguo) döneminde Pingyang adıyla feodal bir beye verildi. Çin’in imparatorluk yönetimi altında birleştiği Han hanedanı (IÖ 206-İS 220) döneminde aynı adla il yapıldı. İS 248|de komutanlık (jun), 309-318 arasında ise Qian Zhao hanedanının genç kolunun başkenti oldu. Çeşitli yönetsel değişikliklerden sonra ilk kez 581’de Linfen adım aldı. Yönetim merkezi olduğu komutanlığın adı ise Pingyang olarak kaldı. Tang hanedanı döneminde (618-907) merkezi Linfen olan Jin yöresi kuruldu. Taiyuan’e giden yollara egemen stratejik konumu nedeniyle Tang hanedanının sonlanyla Beş Hanedan (907-960) döneminde önemli bir garnizon durumuna gelen kent, sık sık askeri yönetim altında kaldı. Ming (1368-1644) ve Qing (Mançu) (1644-1911/12) hanedanlan sırasında ise Pingyang üst yöresinin (fu ) merkezi oldu. Mıngler kenti çok kalın surlarla çevirdiler. Oıng hanedanının ilk dönemlerinde kent surların dışına taşmaya başladı.
Ama Taiping ordularının 1853’te kuzeye düzenledikleri sefer sırasında surlan aşarak kente girmeyi başaran ayaklanmacılar, Lin-fen’da büyük hasara neden oldular. 1860’lardakı Nian Ayaklanması sırasında da büyük hasar gören kent, 19. yüzyılda hızla önemini yitirdi. 1911’de cumhuriyetin kurulmasından soma eski statüsünü yitirerek kasaba yapıldı. 1930’lann sonunda nüfusu
10 binin altına düşen ve surların içinde kalan topraklarının büyük bölümü boşalan Linfen, bu sırada yörede yetişen tahıl ve pamuğun alınıp satıldığı orta büyüklükte bir pazar merkeziydi; İmparator Yao’a adanan tapınağın dışında her ilkbahar kurulan ünlü sığır panayın Shenxi ve Shanxi’nin güneyiyle Henan’ın batısından gelen çok sayıda tüccan Linfen’a çekerdi.
Linfen’ın 1935’te Fen Irmağı vadisinden geçen demiryoluyla Taiyuan’e bağlanması, ardından da yeni açılan karayollannın kavşak noktası durumuna gelmesi ticari önemini artırdı. Kent II. Dünya Savaşı sırasında Japonlar tarafından tamamen yıkıldı. Savaş öncesinde bulunan zengin kömür yataklan-mn işletmeye açılmasıyla savaştan sonra kömür üretimi düzenli biçimde artmaya başladı. 1950’lerin sonunda kentte gıda işleyen ve tanm aletleri üreten tesisler kuruldu. 1960’lara gelindiğinde sanayi mallan üretiminde önemli artış sağlanmıştı. Nüfus (1989 tah.) 172.700.
Ling Kanalı, Çin’de Guangxi Zhuang özerk yönetim bölgesinin kuzey kesiminde kanal. Kuzeydeki Hunan yönetim bölgesine doğru akan Xiang Irmağım (jiang), Gui Irmağının kaynaklanndan Li’ Irmağıyla birleştirmek için inşa edilmiştir. Guangxi’nin kuzeyindeki Xingan kenti yakınında bu iki ırmak, bir dağ sırtıyla kınlan alçak bir su bölümü çizgisiyle aynhr. Xiang Irmağından saptmlan su, bir çevre kanalıyla 5 km’lik hafif eğimli bir yamaç boyunca Li Irmağına
Suyun saptırıldığı noktanm aşağı-■fa yaklaşık 2,4 km. uzunluğundaki Beı ^ g»nalı yer alır. İki ırmağın sularını IBfcfliıen T jnp Kanalı’nın ana kesimi Nan Om adıyla anılır.
— ‘ ilk kez IO y. 215’te, Hunan dakı f* Irmağı ile Changsha’dan Guang-
__fa (Kanton) suyolu açmak için üışa
•fitf. Amaç, Guangdong yönetim bölge-Str*-1 Nam Viet (Nan Yue) Krallığı’na tas savaşan Qin hanedam (IO 221-206) âManna ikmal sağlamaktı. Han dönemin-
t(JÖ 206-İS 220) en azından IO 140 ile IS ■«mda kanal düzenli olarak onarıldı ve ıkh. Bu dönemde, Hunan’dan geçen „ Çin’in orta kesiminden güney kesı-s pHf« başlıca yoldu. Jiangjri’deki Gaıi Am besleyen kaynaklar ile Guangxi’ Bei Irmağı sisteminin kaynaklan ara-ki suyolu, bir noktada aktarma gerekene karşın çok daha kısa olması niyle yeğlenmeye başladı. 9. yüzyılın ” ı Vanal bakımsız kaldı ve geçilemez M geldi. 825’te kanal alavere havuzla-» «temiyle yeniden inşa edildi. 11. ve 12. »«Barda bu havuzlann yerine, 1.000 kilo taşıyabilen daha büyük tekneleri alabi-36 gelişmiş alavere havuzu yapıldı. Gtaimüz standartlanna göre ancak küçük ■İm İm alabilmesine karşm Ling Kanalı de kullanılmaktadır.
■k kmg porseleni, Çin’de, geç Ming ¿teminde, Wanli’nin hükümdarlığı (1573-MH) sırasında üretilen delikli bezemeli ■goclçn. Genellikle fincan, fırça kabı, ka-kavanoz gibi küçük parçalar halinde-frr Bazılan sırsızdır; bunlar bazen düz
dolayısıyla Şiva’nın eşi Tannça Şakti’nin simgesi olan yoni, çoğunlukla dik durumdaki linga figürünün tabanım oluşturur, iki «mgp birlikte, inananlara, erkek ve dişi ilkelerin hiçbir zaman ayrılamayacağım,
ıfcng porseleni, kapaklı bir koku kabı, i donemi, Ming hanedanı;
■ia ve Albert Müzesi, Londra
«M and Albeft Museum, Londra
beyaz bırakılmış, bazen de yer yer yaldızla ja da renkli sırla bezenmiş olur. Çoğu ihraç cdOmek üzere Jiangjri’deki Jingdezhen sera-Mk ocaklarında üretilmiştir. Buradaki sera-■ikrilrri- “şeytan işi” (gui gong) diye Mİan bu porselenlerin yapımım emreden İBparatorluk buyruğuna karşı çıktıkları aMenir. Terimin, bu tür delikli porselenleri üretebilmek için gerekli olduğuna inanılan antani beceriye gönderme yaptığı düşünü-fcbilir. Ama terim bu porselenlerin satıldığı Aj pazarlan anlatmak için kullanılmış da nhnlir Ling long porseleni Kangjri’nin egemenliği döneminde (1661-1722) ve daha sonra bütün 18. yüzyıl boyunca üretilmişse 4e, en iyi örnekler geç Ming döneminden kalanlardır.
■ (Sanskrit dilinde “işaret”, “ayıncı 5e”), Hinduizmde üreme gücünü kişileş-Tanrı Şiva’mn simgesi erkeklik organı. Hindistan’daki bütün Şiva tapınaklan ile tel aile tapınaklarında başlıca tapınma aesnesidir. Şıva’mn insan biçimindeki figür-İrrine daha az rastlanır. Dişilik organının ve
Kumtaşından yapılmış bir linga, y. 900;
British Museum, Londra
British Museum, Londra
bunların varoluşun tümünü temsil ettiğim anımsatır. . ,
Araştırmacılar linga kültünün Hindistan da Âriler dışındaki bazı halklarca ilkçağdan bu yana sürdürüldüğü görüşündedir. Ha-rappa kalıntılarında da tepesi yuvarlak kısa ve silindir biçiminde sütunlara rastlanmıştır. Vedalar döneminde Âlilerin linga’ya tapınmayı reddettikleri öne sürülmekteyse de yazınsal ve sanatsal veriler linga kültünün IS 1. ve 2. yüzyıllarda yerleşmiş olduğunu göstermektedir. Linga figürünün gelenek-selleşmesi süreci ise Gupta döneminde (4-6. yy) başlamış, sonraki dönemlerde linga’mn biçimsel gerçekçiliği bir ölçüde kaybolmuştur. .
T inga’ya tapınma, ona taze çiçek, saf su, taze çimen sürgünleri, meyve, yaprak ve güneşte kurutulmuş pirinç sunulmasını içerir. Nesnelerin ve tapman kişinin temizliğine büyük önem verilir. En önemli linga’lar, ramanın başlangıcında kendiliğinden oluştuğuna inanılan svayambhuva’lardır. Hindistan’ın çeşitli yerlerinde bunlardan 70 kadar bulunur. Elle yapılan linga’lann en basitleri, belirli bir ayin sırasında kullanıldıktan sonra atılmak üzere santal reçinesi ya da ırmak çamurundan üretilir. Daha süslü olanlan ahşaptan, değerli taşlardan, metal ya da taştan oyulur. Linga figürlerinin boyunun, eninin ve tepesindeki yuvarlaklığın hangi ölçülerde olacağı kutsal kurallarla belirlenmiştir. Yanlarına ve tepesine 1-5 Şiva yüzü oyulan linga’lara mukha-linga adı verilir. Güney Hindistan’da yaygın bir başka linga figürü olan lingodbhavamur-ti ise Şiva’yı alevler içinde bir linga’dan çıkarken gösterir. Bu figür, linga’ya tapan-lann bir bölümünün inandığı bir efsaneyi temsil eder. Buna göre, Tann Vişnu ile Tann Brahma hangisinin daha önemli olduktan üzerinde tartışırken, Şiva alevli bir sütun biçiminde ortaya çıkarak onların gururunu bastırır. Brahma bir kuğu biçimine bürünerek havalanır ve sütunun tepesim görmeye çalışır. Vişnu ise, bir yabandomu-zuna dönüşerek, sütunun çıktığı yeri bulmak için toprağı kazar. Ama ikisi _ de başarıya ulaşamaz ve Şiva’nın üstünlüğünü kabul etmek zorunda kalırlar.
Lingayatlar, vIraşaİvalar olarak da bilinir, Şiva’ya tek tann olarak tapman, Güney Hindistan’da yaygın Hindu mezhebi. Linga-yat (Sanskrit dilinde “linga takan”) Şiva’yı
9 Linggadjati Antlaşması
simgeleyen erkeklik organı simgesi linga’ dan(*) gelir. Kadın ve erkek mezhep üyeleri boyunlarındaki bir ipe linga figürü tskfirlflr
Bu mezhebin 12. yüzyılda Basava tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Ama bazı araştırmacılara göre Basava var olan bir inanışı yalnızca geliştirmiştir. Felsefi açıdan, Lingayatlann tinsel monizmi ile Tann’yı sezgi ve sevgi yoluyla bilmeye dayanan bhakti (kendim Tann’ya adama) anlayışlan, 11. ve 12. yüzyıllarda yaşayan düşünür Ramanuca’nın etkisini yansıtır. Mezhebin tapmma kurallan ve toplumsal görenekleri, yerleşik Hindu inançlanyla aralanndaki ayrılığı açıkça ortaya koyar.
Lingayatlann kast ayrımlama son verme uygulaması günümüzde değişikliklere uğramıştır. Gene de mezhep Brahmancıhğa şiddetle karşı çıkmayı sürdürmekte ve linga dışında herhangi bir imgeye tapınman reddetmektedir. Lingayatlar Vedalann bağlayıcılığına, ruhgöçümü öğretisine, çocuk evliliğine ve dullara kötü muameleye karşı çıkmalan bakımından 19. yüzyılda ortaya çıkan toplumsal reform hareketlerine öncülük etmiş sayılırlar.
Lingayen Körfezi, Güney Çin Denizinin Filipinler’de Luzon Adasının orta kesiminin batı kıyısında oluşturduğu büyük girinti. Uzunluğu 56 km, batıda Santiago Adası ile doğuda San Fernando Burnu Masındaki ağzı 41,6 km genişliğindedir. Santiago, Ca-barruyan ve Hundred adalan (Manleluang Kaynağı Ulusal Parkı’mn bulunduğu yer) körfez içinde yer alır. Güney kıyısındaki berath kent Dagupan en önemli ticaret merkezidir. Eyalet merkezi olan liman kenti Lingayen, Âgno Irmağı deltasındadır. II. Dünya Savaşı sırasında Japonlar Aralık 1941’de, Amerikalılar ise Ocak 1945’te körfez kıyılanna asker çıkarmışlardır.
Linggadjati Antlaşması, cheribon ant-laşmasi olarak da bilinir, Hollanda ile Endonezya Cumhuriyeti arasında, Chen-bon (bugün Cirebon, Cava) yakınlanndakı Linggadjati Tepesinde karara bağlanan ve Batavia’da (bugün Cakarta) imzalanan antlaşma (2 Mart 1947).
II. Dünya Savaşı’nda Japonya’nın teslim olmasından kısa bir süre sonra EndonezyalI milliyetçiler 17 Ağustos 1945’te ülkelerinin bağımsızlığım ilan ederek Endonezya Cum-huriyeti’ni kurdular. Hollanda Endonezya üzerindeki egemenliğini yemden kurmak için girişimlerde bulununca, etki alanı h&lâ Cava ve Sumatra ile sınırlı olan cumhuriyet hükümetiyle çatışmaya girdi. Müttefik birliklerinin ülkeden aynlmasmdan sonra, Hollanda ile Endonezya arasında Linggadjati Antlaşması’mn imzalanmasıyla sonuçlanan görüşmeler başladı.
Bu antlaşmayla Hollanda, Endonezya mn Cava ve Sumatra üzerindeki egemenliğini tanıyor ve taraflar en geç 1 Ocak 1949 a değin Endonezya Birleşik Devletleri ile Hollanda-Endonezya Birliği’nin kurulması için işbirliği yapmayı kabul ediyorlardı. Endonezya Birleşik Devletleri, Endonezya Cumhuriyeti ile Hollanda Doğu Hint Adalan topraklarım içine alan federal bir cumhuriyet olacak, iki ülkenin işbirliğiyle kurulacak olan Hollanda-Endonezya Birliği’ne Hollanda kraliçesi başkanlık edecekti. Taraflar iki ülke arasında kendilerinin çözümleyemediği bir anlaşmazlık çıkması durumunda hakem kararma başvurma konusunda da anlaşmaya varmışlardı. Antlaşmayla yalnızca temel ilkeler belirlenmiş, aynntılaı ise daha sonraki bir tarihe bırakılmıştı.
Lingonlar 10
Ama taraflar antlaşmayı kendi çıkarlarına uyacak biçimde yorumladıkları için çok geçmeden iki ülke arasında yemden çatışma çıktı.
Lingonlar, Galya’da Seine ve Marne ırmakları arasında yaşamış Kelt kabilesi. Lingonlann bir bölümü İÖ y. 400’de Alp-ler’i geçerek İtalya’da Po Irmağı ağzına yakin bir yere yerleşti. Bu grup, Boiler ve Senonlarla birlikte bir başka Kelt dalgasının parçasıydı. Lingonlar bir olasılıkla İÖ 390’da Roma’nın yağmalanmasına da katılışlardı.
Italyah Lingonlar, metal işçiliğinde ve dokumacılıkta da çok başarılı olan tarımcı bir halktı. İtalya’da Keltler ile Romalılar arasındaki sürekli savaşlar sonucunda İÖ 224’te boyun eğdiler. Lingonlarla ilgili yazdı kayıtlar İÖ 190’lardaki Galya savaşlarından sonra kesilmektedir. Galyalı Lingonlar, Ju-lius Caesar’m Galya’yı fethi sırasmda ona yardımcı oldular. İmparator Otto İÖ 69’da onlan Roma yurttaşlığına kabul etti.
lingua franca (İtalyancada “Frank dili”), ortak bir dili olmayan toplulukların birbi-riyle anlaşmak için kullandığı dil. Lingua franca ömekleri.arasmda, diplomatik amaçlarla kullanılan İngilizce ve Fransızca, Afrika’nın doğusunda konuşulan Svahili, Hindistan’daki Hintçe ve İngilizce, Güney Pasifik’teki Melanezya Piçin İngilizcesi ve Doğu Hint Adalarında konuşulan mélayu pasar (Çarşı Malaycası) sayılabilir. Lingua franca teriminin ilk kez, ortaçağda Doğu Akdeniz’deki limanlara giden Avrupalı tüccarlar ye Haçlılar tarafından geliştirildiği, İtalyan-cayla Fransızcanın güney lehçelerine dayanan karma dil için kullanıldığı sanılmaktadır. AvrupalIların keşif gezilerine çıktığı Rönesans sonrası dönemde de birçok yeni karma dil ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında, Hint-Portekiz dili (Seylan), Annam-Fransız dili (Çinhindi), Papiamento (Curaçao’da konuşulan İspanyolca kökenli dil) ve Pidn İngilizcesi olarak bilinen çeşitli diller sayılabilir. Bunların hepsi, sömürgeci Avrupa ülkelerinin dilleri temel alınarak oluşturulmuştur. Bir lingua franca, Batı Avrupa dillerinden birinin basitleştirilmesi, söyleyişinin ya da dilbilgisinin bozulmasıyla oluşturulmuşsa karma dil(*) olarak adlandırılır. Karma dil ya da herhangi bir lingua franca’ un bir topluluğun anadilinin yerini alması durumunda bu dile kreol(*) adı verilir.
lingua geral (Portekizcede “genel dil”), Brezilya’da 16. ve 17.•yüzyıllarda Portekiz-cenin etkisiyle gelişen lingua franca(*). AvrupalIlarla Yerliler ve farklı Yerli toplulukları arasında anlaşma sağlamak üzere, Tupinamba Yerli dilinde bazı değişiklikler yapılarak geliştirilmiştir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*