Osmanlı sadrâzamlarından. Rusçuklu Haşan A ğa’nın oğlu olup, doğum târihi bilinmemektedir. Yeniçeri ocağından yetişti. 1768-1774 Osmanlı-Rus harbinde bölüğünün bayrağını taşıdığından Alemdâr veya Bayraktar ünvânı verildi. Rusçuk âyânı Tirsinik- li İsmâil Ağa’nın hizmetinde bulundu. Kendini kabûl ettirerek hazînedârlığa yükseltildi. Devlete karşı isyân eden Vidin voyvodası Paz- vandoğlu Osman’ın kuvvetlerini yenince, şöhreti etrafa yayıldı. Bu zaferden dolayı rütbesi yükseltildi. Tirsinikli İsmâil Ağa ölünce, Rusçuk âyân- lığına getirildi (1806). Bu görevde iken Deliorman âyânı Yılıkoğlu Süleyman’ın ayaklanmasını bastırdı. Rusların Hotin’i alıp, İsmâil Kalesini kuşattıkları sırada gönderdiği kuvvetlerle kaleyi muhasaradan kurtardı. Bükreş üzerine yürüyen Rus kuvvetlerini durdurdu. Bu başarıları sonunda vezirlik rütbesiyle, dâimî Silistre Vâliliği ve Tuna Seraskerliği Vazifesi verildi.
İstanbul Zeynef Sultan Câmi haziresindek Alemdâ Müstafi Paşamı meza taşı
Alemdâr Mustafa Paşa, düşmanlarla devam temasları neticesinde, devletin askerî ve idârî yi pısında ıslâhâtın gerekli olduğuna kesin inanaı lardandı. Üçüncü Selîm Han, ıslahât hareketlerir başlıyacağı sırada Kabakçı isyânı ile yeniçeri zo: baları tarafından tahttan indirildi. Yerine Sulta Dördüncü Mustafa pâdişâh oldu. Sultan Üçüne Selîm’i seven, ıslâhât hareketlerinin yapılmasıı arzu eden ve devletin çeşitli yerlerinde görevli yapmış olan Gâlib, Refik, Râmiz, Behiç ve Tahsi efendiler Alemdâr’m himâyesi altına sığındılar. Ti rihte “Rusçuk Yârânı” diye geçen bu altı ki Üçüncü Selîm’i yeniden tahta çıkarmak için ç; lışmalara başladılar. Alemdâr Mustafa Paşa, 1 Temmuz 1808’de Kabakçı M ustafa’yı cezâlaı dırmak için İstanbul’a geldi. Zorbalar ortadan ka dırılmaya, fesatçılar sürülmeye başlandı. Om bu faâliyetlerinden memnun fakat nüfûzunun ar masından endileşelenen sadrâzam Çelebi Must fa Paşa, kendisinden geriye dönmesini isteyinc Alemdâr 28 Temmuz günü on beş binden faz askerle Bâbıâli’yi bastı. Sadrâzamın mührünü al rak, ordugâhını gönderdi. Sultan Selîm’i tahta ç karmak için saraya gitti. Fakat orada gerekli te birler alınmadığı için, Sultan Üçüncü Selîm zc balarca şehît edildi.
Hizmetkârlarının yardımı ile kurtulan Şehzâ- de Mahmûd, Alemdâr tarafından pâdişâh ilân edildi. Sultan İkinci Mahmûd, pâdişâh olur olmaz, Alemdâr’a sadâret mührünü verdi. Alemdâr, ıslâhata tarafdâr olmayanları, isyâncıları temizledi. İstanbul’un âsâyişi sağlandı. Bu sırada Rumeli ve Anadolu’da vâliler başlarına buyruk olmuşlardı. Anadolu ve Rumeli’de vazifeli bütün âyânlar devlet işlerini görüşmek üzere İstanbul’a dâvet edildi. Görüşmeler netîcesinde âyânlar ile devlet arasında kurulacak münâsebetlerin şeklini ihtivâ eden bir senet imzâlandı. Bu senede “Sened-i ittifak” denildi (Bkz. Sened-i İttifak).
Alemdâr Mustafa Paşa, daha sonra askerî ıs- lâhâta başladı. “Sekbân-ı Cedîd” ismiyle tâlimli bir askerî teşkilât kurdu. Selimiye Levend kışlaları tâmir edilerek askerler buraya yerleştirildi. Bu durum yeniçerileri rahatsız etti. Ayrıca sanatla uğraşan askerleri tâlime mecbur etmesi hoşnutsuzluğu arttırdı.”Alemdâr vak’ası” olarak târihe geçen isyandan önceki gece ziyâfetten dönen Paşa’ya, mâiyeti, yol açmak için halkı kamçı ve sopalarla dağıttılar. Bu esnâda yaralananlar, kahve kahve dolaşarak yeniçerileri isyâna teşvik ettiler. Gece yarısı kışlalarından hareket eden 400 kadar isyâncı yeniçeriye, yağmacılık hırsıyla pekçok serseri katıldı. İsyâncılar önce yeniçeri ağası Mustafa Paşayı öldürdüler. Sonra sadrâzam Alemdâr Mustafa Paşanın köşkünü sardılar. Alemdâr, zorbalara tes
lim olmaktansa, sonuna kadar karşı koymaya karar verdi. İmdadına gelecek yardımdan ümidini kesince, vaktiyle mensûp olduğu 42. bölük oda- başısını çağırttı. Haremini ocağın nâmûsuna emânet ederek ona teslim etti. Yanında sâdece baş haremi ile sâdık harem ağası kaldı. Alemdâr’m bulunduğu kuleye, kalabalık bir yeniçeri grubunun hücum etmesi üzerine, daha önce koydurduğu barut fıçısının üzerine tabancası ile ateş etti ve büyük bir patlama oldu. İsyâncılardan beş yüz yâhut sekiz yüz kişi bir anda havaya uçup öldü. 15 Kasım 1808’de dumandan boğulan Alemdâr Paşa ile iki sâdık adamının cesedi iki gün sonra enkaz altından çıkarıldı. Cesedi sokaklarda sürüklendikten sonra, Etmeydam’nda baş aşağı asıldı. Sonra da parçalanmış olan kemikleri, Yedikule dışında bir hendeğe atıldı. 1908’den sonra kurulan Târih-i Osmânî Encümeni tarafından Alemdâr’ın kemikleri Gül- hâne parkı karşısındaki Zeynep Sultan mezarlığına taşıtıldı.
A L E M D Â R M U S T A F A P A Ş A
26
Tem