Geniş bir genel kültür sâhibi olup, belli bir mevzûda da derinleşerek yetişmiş,
mütehassıs (uzman) kimse. İnsanların bütün ili dallarına vâkıf olması normal olarak imkânsızd: Her geçen gün ilerleyen ve değişen fen bilgiler nin bile, ancak sâdece bir veya bir kaç dalınç geniş bilgi sâhibi olunabilmektedir. Bâzı kâbiliyetli kimseler, temel din bilgileriı de ve fen bilgilerinde iyi yetişerek bir çok iliı dallarında araştırma yapacak veya yaptırabilece seviyeye gelebilmektedir. Gerçekte âlim; bilgi: arttıkça görüş açısı büyüyen ve bilgisi dışındaki kc nular hakkında hüküm vermekten kaçınan, bildik lerinin doğruluğunu devamlı tedkîk eden kimsedi Bir âlimin öğrendiği bilgiler; din ve fen bilgileri ol mak üzere iki kısımdır. Fen bilgileri; matematik mantık ve tecrübî bilgilerdir. Bunlar zamanla de ğişebilirler. Bu ilimlerde mütehassıs kimseye “fe: âlimi” denir. İslâm dînine âit bilgiler ise hiç bir za man değişmez. Bu bilgiler dünyâ ve âhirette huzû ve saâdeti kazandıran bilgilerdir. Yüksek din bil gileri ve yardımcı ilimler, yâni âlet ilimleri olmal üzere ikiye ayrılır. Yüksek din bilgileri; tefsiı usûl-i kelâm, kelâm, usûl-i hadis, hadis, usûl- fıkh, fıkh ve İlm-i ahlâk olmak üzere sekizdir. Âle ilimleri ise on iki olup, böylece din bilgileri yirm olmaktadır. Kolları ile berâber bu bilgiler seksen bulmaktadır. Yukarıda sayılan ilimlerden ihtisâî alanı fıkıh bilgisi olana “fakîh” yâni fıkıh âlimi, kelâm bilgisi olana “kelâm âlimi” denir. Bu ilimlerir hepsini kendisinde toplayana “müctehîd âlim” denir. Din âlimi olmak için dînin temel ilimlerini, bütün incelikleri ile bilmek, fen ve edebiyât üzerinde de en üst eğitim seviyesinde bilgi sâhibi olmak lâzımdır. Ancak böyle kimselere “İslâm âlimi” denir. Bunların dışındaki âlimlerin sözleri lehte ve aleyhte senet kabûl edilmez. Eshâb-ı kirâmın hepsi, mezheb reisleri ve İmâm-ı Gazâlî, İmâm-ı Rabbânî gibi zâtlar hakîkî İslâm âlimleridir. Dînî bilgiler, temel kaynaklardan ihlâsla nakil yapan ve sözü sened olan âlimlerin kitaplarından okunup öğrenilmelidir. Rastgele öğrenilen bilgiler insanı şaşırtır, felâkete götürür. Peygamber efendimiz âlimlerle ilgili olarak buyurdu ki: Alimin uykusu ibâdettir. Alimlerin mürekkebi şehidin kanından ağırdır. Âlimler peygamberlerin vârisleridir. Ümmetimin âlim leri Benî İsrâil’in peygamberleri gibidir. Âlim, yeryüzünde Allahü teâlânın güvendiği kimsedir.
 L İM
26
Tem