wiki

ABDURRAHMÂN-I

Endülüs Emevî Devletinin
kurucusu. 731 (H.113)de Şam’da doğdu. Emevî
halîfelerinden, Hişâm’ın torunudur.
Emevîler yıkılıp, idâre Abbâsîlere geçince ka-:*
çarak beş sene kendisini gizledi. Bu süre zarfında
Filistin, Mısır ve Afrika’da kendisine taraftar bulmaya
çalıştı. Sonra Mısır yoluyla Fas’a ve oradan
Endülüs’e geçti. Burada Berberi Zenata kabilesi ile
Yemen’den gelip yerleşen kabileleri etrâfında topladı.
756 senesinde Endülüs Vâlisi Yûsuf el-Fihrî’yi
yenerek idaresine son verdi. Kurtuba’yı merkez yapıp
orada yerleşti. Emir Unvanını alarak istiklâlini
ilân etti.
Memlekette âsâyiş ve güveni yerleştirdi. Tanm
ve sanâyii geliştirdi. Ticâret filosu kurarak İstanbul’a
kadar ticârî münâsebetler kurdu. Câmiler,
yollar ve surlar yaptırdı. Bu gelişmelerle beraber içte ve dışta bir çok
ayaklanmalar oldu. İlk defâ Fihrîler ayaklandı.
Fihrîlerle yaptığı El-Musâra Savaşında gâlib geldi.
Bu sırada Abbasî halîfesi Mansûr, Abdurrahm
ân-I’in üzerine bir ordu gönderdi. Abdurrahmân-I,
bu orduyu da yendi. 769 senesinde büyük
bir Berberi ayaklanmasını bastırdı ve Endülüs’te
iç huzûru sağladı.
777’de Frank İmparatoru Charlemagne, Pirene
Dağlarını aşarak Endülüs üzerine sefere çıktı.
Ancak ülkesinde karışıklıklar yüzünden bir netice
elde edemeden geri döndü. Abdurrahmân-I, Frankların
bu hareketi üzerine 783’te onların müttefiki
olan Saragossa Hâkimi Hüseyin bin Yahyâ’yı cezâlandırmak
için sefere çıktı ve kendisini yakalatarak
şiddetle cezalandırdı.
Abdurrahmân-I’i en çok meşgûl eden isyân;
Şakyâ el-Berberî’nin Endülüs’te Fâtımîlerin desteğinde
şiî bir devlet kurmak maksadıyla yaptığı
ayaklanmadır. Bu ayaklanma on sene süren bir
mücâdeleden sonra bastırıldı.
Emir Abdurrahmân’ın kurduğu devlet, zamanla
önemli büyük bir kültür, medeniyet ve ilim
merkezi oldu. Avrupa’nın aydınlanması, fen ve
teknolojide ilerlemesi, buradan aldığı kültür ve
ilim sâyesinde gerçekleşti. İslâm dîni İspanya’dan
Avrupa’ya yayıldı.
Yumuşak huylu ve sabırlıydı. İlmi çok, fikrinde
isâbetli ve çabuk kavrayışlıydı. Çok temkinli olup,
hareketlerinde seri ve kararlarını uygulamakta
sertti. İşlerinde istişâre eder, başkasına bırakmazdı.
Râhatına düşkün değildi. Cesûr ve atılgandı. Fakat
ferdî, taşkın hareketlerden uzaktı. Edebiyâta
meraklı olup, kuvvetli bir şâir ve hatipti. Cömert,
tatlı dilli ve güler yüzlüydü. Beyaz elbise giymeyi ve başına

sarık sarmayı severdi. Cenâze namazlarında
bulunur, Cumâ ve bayram namazlarında
hutbe okurdu. Hastaları ziyâret eder, halkın
arasına sık sık çıkarak onlarla görüşüp sohbet
eder, dertlerini dinlerdi. İslâmiyete tam uyar, haramlardan,
dînin yasakladığı şeylerden son derece
sakınırdı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir