Alm. Janitscharenkorps, Fr. Corps des janissaires, İng. Janisary Corps. Kapıkulu ocaklarına ve özellikle yeniçeri ocağına asker yetiştirmek için kurulan teşkilât. Rumeli’de arka arkaya elde edilen zaferler sonucu sınırlan genişleyen Osmanlı Devleti daha fazla askere ihtiyaç duyuyordu. Mevcut kuvvetler ihtiyâca yetmiyor ve elde devamlı bir ordu bulunması gerekiyordu. Bu îtibârla esirlerden faydalanmak gâyesi ile 1362 senesinde kâdıasker Çandarlı Kara Halil ile ulemâdan Karamanlı Molla Rüstem’in gayretleriyle, Sultan Birinci Murad devrinde Pençik Kânunu gereğince Acemi Ocağı Gelibolu’da kuruldu. Daha önceleri savaşta esir alınanlar, kısa bir eğitimden sonra yeniçeri yazılıp savaşa gönderilirdi. Sultan Birinci Murâd zamanında esirler önce Lapseki, Çardak ve Gelibolu arasında süvâri askerlerini taşıyan gemilerde beş-on sene acemi oğlanı olarak çalıştıktan ve uzun bir eğitimden geçtikten sonra Yeniçeri ocağına kaydedilmeye başlandı. Acemi teşkilâtına, acemi oğlanı iki şekilde alınırdı. Biri harpte esir edilen esirlerin beşte birinden, diğeri ise Osmanlı sınırları içinde yaşayan
Acemi ocağına mensup askerlerin günümüze ulaşmayan Şehzâdebaşı’ndaki kışlaları yanında yer alan Acemi Oğlanlar Hamamının bir gravürü.
hıristiyan çocuklarından ki buna “devşirme” denirdi. Devşirme kânunu ile Hıristiyan tebea evlâdından asker toplanarak, gayri müslim olan Rumeli halkı yavaş yavaş Müslüman olacak ve bu askerlerle de Türk ordusu biraz daha kuvvetlenecekti. Kuruluşunda Gelibolu’da bulunan acemi ocağının merkezi fetihten sonra İstanbul’a taşınmıştır. Gelibolu ocağının başında Gelibolu ağası vardı. Gelibolu acemi ocağının mevcudu önceleri dört yüz idi; daha sonra beş yüz olmuştur. İstanbul acemi ocağının mevcudu ise önceleri üç bin kadardı. On altıncı asırda bu sayı dört bine çıktı. Yeniçeri mevcudu arttıkça acemilerin miktarı da artıyordu. On altıncı asır sonlannda Bostancılarla birlikte sekiz-dokuz bine çıkan acemilerin 17. asır başlarındaki adedi 9406 idi. Acemi ocağı on yedinci asır ortalarından sonra ehemmiyetini kaybetti. Yeniçeri ocağı 1826 yılında Sultan ikinci Mahmûd tarafından kaldırılınca bu oCak da kapanmış oldu. Acemi oğlanı: Osmanlı Devleti zamânında esirlerden yâhut devşirme ile hıristiyanlardan toplanan çocuklar meslek îtibâriyle Türk-İslâm unsuruna ve milletine yabancı oldukları için acemi tâbiri kullanılmıştır. Bu acemi neferler, asker ocağına yeni gelmiş, askerî tâlim ve terbiyeyi henüz öğrenmeye başlamış olanlardır. Acemi oğlanları kırk evden bir hesâbıyla dev- şirilirdi. Alman oğlanların yaşlan 10-20 arasında olurdu. Zeki ve kibâr olanları saraya iç oğlanı olarak, kuvvetli olanları da bostancı ocağına alınırlardı. Acemi oğlanı alman bölgenin halkı bâzı vergilerden muaf tutulurdu. Savaşlarda esir alman veya devşirme usûlüyle reâyâdan toplanan bu çocuklar, önce Türkçe ile İslâmi esaslar öğretilmek üzere 4-5 yıl Anadolu ve Rumeli’deki Türk çiftçi âilelerine verilirlerdi. Çiftçilik yapmayanlar acemi oğlanı olamazlardı. Çifti çubuğu olan köylüye verilen acemi oğlanlarının yoklamalarım yapmak için ikisi Rumeli’de ikisi Anadolu’da olmak üzere dört kişi görevlendirilirdi. Bunlara “Kethüdâ” denilirdi. Kethüdâlar me’mur oldukları yerlere giderler; oradaki oğlanların verilen yerde çalışıp çalışmadıklannı kontrol eder ve yıllık vergilerini de bunları hizmetinde kullanan köylüden alırlardı. Acemi oğlanlar, bulundukları çiftçinin yanındaki hizmetleri bitirdikten sonra İstanbul’a getirilirlerdi. Mensub olduklan yerlere göre Rumeli veya Anadolu Ağası’nın tezkeresi ile bunlara birer akçe ulûfe tâyin edilip yeniçeri yazılırlardı. Ulû- feye yazılanlar, Yeniçeri ocağının malı olurdu. Acemi oğlanları, pâdişâh ve vezirlerin saray hizmetinde, ağa ve yeniçeri kâtipliklerinde, gemi ve oda hizmetlerinde, inşâat ve nakliye hizmetlerinde de çalıştırılırlardı.
ACEMİ OCAĞI
03
Tem