64- Bilindiği gyibi, Yüce Allah’ın varlığı ezelidir, ebedidir. O’nun kudreti
de sonsuzdur. Her işinde de nice hikmetler vardır. O’nun yaratıcılık sıfatı her zaman
varlığını gösterecektir. O’nun yarattığı ve yaratacağı varlıkların bir kısmı devam
edecektir. Kimbilir içinde yaşadığımız bu alemi ne kadar asırlar önce yaratmıştır!
Sonra da bu alemde birtakım ibadet ve görevlerle yükümlü olmak üzere insanları
seçkin bir sınıf olarak meydana getirmiştir.
Bütün bu insanlar ve diğer nice yaratılmış varlıklar boşuna mı yaratılmıştır?
Geçici bir zaman için yaşayıp da sonra tamamen yok olsunlar diye mi, bu kadar
mükemmel surette meydana getirilmişlerdir?
Hayır, böyle bir iddiaya insanın vicdanı isyan eder. Her zerrede görülen
hikmet buna karşı çıkar.
65- Şübhe yok ki, insanlar bu dünyaya bir imtihan için getirilmiştir. Bu
alemde yapmış oldukları iyi ve kötü amellerinin sonuçlarına ve karşılıklarına başka
bir alemde ebedi olarak kavuşmak için yaratılmışlardır. Bu dünyada herkes yaptığının
karşılığını yeter derecede görmemektedir. Nice saygı değer iyi insanlar sefil
bir halde yaşarlar. Nice sapık ve azgm kimseler de, rahatlık içinde yaşayarak kötü
yürüyüşlerinin cezasını dünyada görmezler.
Bu bakımdan Yüce Allah’ın adaletinin tam manasıyla gerçekleşeceği bir
alem lazımdır ki, herkes yaptığı işlerin karşılığını orada bulsun. Böylece Yüce
Allah’ın yaratıcılık sıfatı kendisine daima göstersin.
66- Şunu da düşünmelidir: Bu dünyada insanlar ve diğer sorumlu yaratıklar
iki kısma ayrılmıştır: Bir kısmı üzerine düşen görevleri yerine getirmekte ve Allah’ın
varlığına değişmez bir inançla sarılmış bulunmaktadır. Bu değişmez ve devamlı
inanç sahihlerinin mükafatları da ahiret hayatında ebedi olacaktır.Diğer bir kısmı ise, görevlerini kötüye kullandıklarından Yaratıcısını unutmuşlar
ve nefislerine uyarak gittikleri sapık yolun doğruluğuna devamlı bir inançla
bağlanmışlardır. Milyarlarca sene yaşayacak olsalar dahi, kendi inanç ve
inkârlarını terketmemek kararında bulunurlar. Onun için bunların cezası da, kendi
inançları gibi ebedi olacaktır. Ahirette sonu gelmeyen bir azaba düşeceklerdir.
Şunu da ilave edelim ki, Yüce Allah katında güzel iman o kadar makbul ve
büyük bir şeydir ki, onun karşılığı, Allah’ın bir ihsanı olarak sonsuz bir mükafattar.
Allah’ı inkâr edip batıla tapınmak da, o kadar büyük bir cinayettir ki, bunun karşılığı
da, sonsuz bir azabdan başka bir şey değildir.
“İyi insanlar Naim’de (İyiler mutlaka nimet içindedirler), günahkar
kimseler de yakıcı ateş içindedirler.” (İnfitar: 13-14)
Ahiretin Varlığındaki Hikmet
14
Mar