Büyük hadîs âlimi ve târihçi. İsmi Ahmed bin Abdullah bin Sâlih olup, künyesi Ebül Hasen el-Iclî’dir. el-Iclî diye,meşhûr olmuştur. 181 (m. 797) de Kûfe’de doğmuş daha sonra Basra ve Bağdad’a gitmiş ve oraya yerleşmiştir. Irak’ta Mu’tezîle fırkasının “Kur’ân-ı kerîm mahlûktur” bozuk inançlarının yayılması ve devlet adamlarının bunu desteklemesi üzerine Irak’ı terketmiş Batı Trablus’a ya’nî Trablusşam’a yerleşmiştir. Burada 261 (m. 875) de vefât etmiştir. Ahmed bin Abdullah el-Iclî Basra, Bağdâd ve Kûfe’de ilim tahsilinde bulundu. Onun ilminin yayıldığı yer Trablusşam olmakla berâber Basra, Küfe, Bağdad gibi ilim merkezlerinde de meşhûrdur. Ahmed bin Abdullah el-Iclî, Stibâbe bin Sivâd, Muhammed bin Ca’fer, Hasen bin Ali el- Ca’fî, EbQ Dâvûd el-Hafrî, Ebû Âmir el- Akdî, Muhammed, Ya’lâ îbni Ubeyd ve birçok âlimden ilim ve hadîs almıştır. Kendisinden de oğlu Ebû Müslim Sâlih ve birçok âlim rivâyette bulunmuşlardır. Sağlam bir i’tikâda sâhip olan Ebül-Hasen el-Iclî mu’tezile fırkasındaki câhillerin bütün sıkıntılarına, îmâm-ı Ahmed bin Hanbel gibi göğüs germiştir. Hadîs ilminde imâmlık derecesine ulaşmış olan el-Iclî, hâfızası sağlam ve îslâmiyete uymakta Allahü teâlâ- mn emirlerine yapışmakta pek gayretli idi. Dünyâya rağbet etmeyen, şüpheli şeylerden sakınan zühd ve vera’ ehli bir zâttı. Ziyâd bin Abdurrahmân Ebül-Hasen el- Lü’lûî: Magribteki ilimde üstâd olan hocalarımızdan işittim ki; “Memleketimizde, Ebül-Hasen, Ahmed bin Abdullah bin Sâlih el-Iclî gibi bir âlim yoktur. Hadîs ilminde onun derecesine ulaşmış bir benzeri daha görülmediği gibi, haramlardan sakınmaktaki gayreti ve zühdünde de bir benzeri görülmedi” demiştir. Muhammed bin Ahmed bin Temîm dedi ki; “Mağribteki hadîs âlimlerinden olan Mâlik bin îsâ el- Kafsîye “Karşılaştığın, bildiğin âlimlerin içerisinde hadîs-i en iyi bilen kimdir?’ diye sordum. Bana “Ebül-Hasen Ahmed bin Abdullah bin Sâlih el-Iclî’dir” cevâbını verdi.” Mâlik bin îsâ, Abbâs ed-Devrî’ye, Abdullâh bin Sâlih el-Iclî’den bahsettikten sonra Abbâs’a “Onun bizim yammızda bir oğlu var” dedi. Abbâs “Ahmed mi?” diye sordu. Mâlik bin îsâ “Evet” dedi. Abbâs “Biz Onu Ahmed bin Hanbel (r.a.), Yahyâ bin Maîn gibi kabûl ederiz” cevâbını verdi ve bunun Ebül-Hasen el-Iclî olduğunu zikretti. Çünkü Ahmed bin Hanbel ve Yahyâ bin Maîn (r. aleyhima) ondan hadîs alırlardı. Yahyâ bin Maîn’e, Ebül-Hasen el- Iclî’nin nasıl bir kimse olduğu soruldu. Cevâbında “Sikadır (sağlam ve güvenilirdir)” buyurdu. Ebül-Hasan el-Iclî’ nin hâfızası Ahmed bin Hanbel (r.a.) gibi sağlam ve kuvvetli idi. Fakat Ahmed bin Hanbel’den biraz daha yaşlı idi. Ebül- Hasen el-Iclî hadîs-i şerîf aramakta* onu öğrenmekte âlimlerin en önde gelenleri olmakla beraber, rivâyet etmiş oldıiğu hadîslerin senedleri en yüksek, en sağlam olanlar idi. Dünyâya düşkün olmama, haram ve şüphelilerden sakınmada Mag- ribliler onun en yüksek derecede olduğunu beyân etmişler ve îmâm-ı Buhârî gibi kabûl etmişlerdir. O çok hadîs-i şerîf rivâyet etmiş, hadîs İlmînin inceliklerine vâkıf olmuş yüksek bir âlimdi. Onun rivâyetleri Magrib’te makbûl, aradaki uzaklığa bakmaksızın, Mısır, Şam ve Irak’ta da kıymetlidir. Ahmed bin Abdullah bin Sâlih büyük âlimlerin hayatlarım anlatan bir târih kitabı yazmış, aynca hadîs râvilerinden, onlann cerh, ta’dil (Hadîs-i şerîf nakledenlerin güvenilirliğine dâir) ve sika olup olmamalannı beyân eden es-Sikât kitâbmı te’lif etmiştir, ibni Nâsiruddin, “el-Iclî’nin hadîs ilmindeki derecesine ve hıfzmış kuvvetine, yazmış olduğu es-Sikât kitâbı delildir” buyurmuştur.
AHMED BİN EBÜL-HASAN EL-ICLİ
23
Nis