wiki

AKDENİZ

Kuzeyinde Avrupa, güneyinde Afrika, doğusunda Asya’nın yer
aldığı düny ânın en büyük iç denizi. Çanakkale
Boğazı ile Marmara Denizine buradan İstanbul
Boğazı ile Karadeniz’e, Cebelitârık Boğazı ile Atlas Okyanusuna, Süveyş Kanalı ile Kızıldeniz’e,
dolayısıyla Hind Okyanusuna bağlanır. Yüzölçü­
mü 2.971.000 kilometrekaredir. Batıdan doğuya
uzunluğu 3755 km, kuzeyden güneye genişliği
741 kilometıredir. Düzgün bir derinliğe sâhip olup,
ortalama derinliği 1400 metredir. En derin yeri
Mora Yarımadasının Matapan Burnu civârındaki
bölgedir ve derinliği 4400 metredir. En dar yeri Sicilya ile Tunus arasındadır. Buradan îtibâren Do­
ğu ve Batı A.kdeniz diye iki bölüme ayrılır.
Kıyı şekilleri, kuzeyde çok düzensiz olmasına
rağmen güneyde düzenlidir. Kuzeyde bulunan
önemli yarımada ve körfezler, İberik, İtalya, Mora ve Anadolu yarımadaları ile Tiren, Adriya, Ege
denizi büyük körfezleridir. Güney kıyıları, Afrika’nın birçok yerindeki alçak platolar tarafından
desteklenmi ştir. Bu da düzenli olmasını temin eder.
Akdeniz’e kıyısı olan ükleler: Güneyde Fas, Cezâyir, Tunus, Libya, Mısır; kuzeyde Türkiye,
Yunanistan, Arnavutluk, Yugoslavya, İtalya, Fransa; kuzey-batıda İspanya; doğu’da Suriye, Lübnan ve İsrâil’dir.
Yazları sıcak ve kurak, kışlan da genellikle ılık ve yağışlıdır. Yıllık yağış mikdârı kuzey kıyılarında
daha fazladır. Güney kıyılarında daha azdır. Rüzgârlarından karayel meşhûrdur. Adriyatik ve Fransa sâhillerinde alçak basınç yerleştiği zaman dü­zenli esen kuzey rüzgârları dikkate değer birçok
mahallî rüzgârlar meydana getirir. Bunun bir benzeri memleketimizde esen meltem rüzgârlarıdır.
Bâzan Afrika’dan esen toz yüklü rüzgârlar Akdeniz’in iklimine tesir ederler.
Akdeniz’de yoğun bir şekilde balık avcılığı yapılmaktadır. Ton balığı, kırmızı mercan balığı avlanan önemli balık türleridir. Dünyâda sünger avcılığının en çok yapıldığı denizlerden birisi Akdeniz’dir. Türkiye’de sünger avcılığı Bodrum çevresinde gelişmiştir. Bol tuz yatakları mevcuttur
Tuz, ticâret malları arasında önemli bir yer tutmaktadır. Yurdumuzda da tuz üretiminin büyük
bir kısmı İzmir Çamaltı tuz yataklarından sağlanır.
Akdeniz çok eski çağlardan beri çeşitli medeniyetlerin beşiği olmuştur. Dünyâ devletlerinin hemen hemen hepsi bütün deniz bölgesinde hâkimiyetlerini sürdürmek, dünyâ deniz yollarına sâhip olmak istemişlerdir. Eski çağlardan bugüne kadar
bu uğurda mücâdeleler devâm etmiştir. Bilinen tâ­
rihî bilgilere göre bölgeye ilk hâkim olan Fenikelilerdir. Daha sonraları Kartacalılar, Yunanlılar ve
Romalılar hâkim olmuşlardır. Yedinci yüzyılda
müslümanlar Akdeniz’e tamâmen yayıldılar. İspanya’da, Avrupa’nın en büyük kültür merkezini
kurdular. Avrupa ilminin kaynağı, İspanya’da Müslümanların kurduğu Endülüs Devletidir.
Ortaçağ’da Akdeniz’de barbar korsanlar kol
geziyordu. Siyah zemin üzerinde iki tâne kafatası resmi bulunan bayrakları olan bu korsanlar,
Akdeniz’de yolcu ve ticâret gemilerine, sâhildeki şehirlere saldırırlardı. Güçsüz insanları insafsızca öldürüyorlar, sağ olarak ellerine geçenleri
forsa yapıyorlar veya esir pazarlarında satıyorlardı. Bu azgın cânilerin içerisinde Rodos Adası­
na yerleşmiş; bulunan Saint Jean Şövalyeleri en insafsızlarıydı.
Osmaniılann İstanbul’u fethinden sonra, Barbaros Hayreddîn Paşa, Turgut Reis gibi kıymetli
kaptanı dery âlar Akdeniz’i bir Türk gölü hâline getirerek Akdeniz’de huzur, sükûn ve refâhı temin ettiler. Böylece din/dil, ırk, milliyet farkı ne olursa
olsun, insanlar Akdeniz’de rahatça dolaşabiliyorlar, ticâret yapabiliyorlardı. Osmaniılann buralan fethetmelerindeki gâyeleri, Akdeniz’deki adalara
yerleşen insanlara rahat vermeyen şövalye ve soyguncuları ortadan kaldırmak, İslâmiyetin adâletini, insanlara verdiği huzûru bilmeyenlere öğretmekti. Bu huzur ve sükun, Osmanlı Devletinin
zayıflayıp y ıkılması ile son buldu. Bugün büyük
devletler Akdeniz’de hâkimiyet kurma gayreti içerisindedirler. Bu ise dünyâ milletlerini özellikle
Akdeniz’e kıyısı olan milletleri son derece tedirgin etmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir