ALIKOYMA a. 1. Bir kimseyi zorla bir yerde tutma; bir kimsenin bir eylemi gerçekleştirmesini engelleme. —2. Bir şeyi ayırma, saklama.
—Cez. huk. Alıkoyma, bir kişinin başka birini zorla ya da aldatarak kendi yanında tutması. (Türk Ceza kanunu, özel olarak evlenme amacı ya da şehvet hissiyle işlenen alıkoyma suçunu 429-434. maddelerinde, kız, kadın ve erkek kaçırma başlığı altında düzenlemiştir.)
—Fizs. kim. Çözelti halindeki metal iyonlarının bazı fosfatlarla koordinasyon kompleksleri oluşturması; bu oluşum metal iyonlarının her tür çökelme tepkimesini önler. (Alıkoymada anorganik alıkoyu-cu etken olarak çoğunlukla sodyum me-tafosfat kullanılır. Ayrıca, organik alıkoyu-cu etkenler de vardır; bu tür en önemli iki etken aminopolikarboksilik asitler [etildi-amintetrasetik asit] ve hidrokarboksilik asitlerdir [glukonik, sitrik ve tartarik asit-
ler].) —Bir ayraçla sıkı bir bileşme sonucunda, bir iyona alışılmış özelliklerini kaybetme olanağı veren tepkime.