Kimyâda Au sembolü ile gösterilen yumuşak, parlak sarı renkte metalik bir element. Atom numarası 79, atom ağırlığı 196,967, erime noktası 1063°C,
kaynama noktası 2966°C ve 20°C’de özgül ağır lığı 19,3 g/cm3tür. Altının parlak sarı rengi, asitlere karşı daya nıklılığı, tabiatta serbest hâlde bulunabilmesi vı kolay işlenebilmesi gibi özellikleri, insanların ilk çağlardan beri ilgisini çekmiştir. Târihi: Târihte bilinen kayıtlara göre Mısır hü kümdârları zamânında M.Ö. 3200 yıllarında, altıı darphânelerde eşit boyda çubuklar hâlinde çeki lerek para olarak kullanıldı. Peru’da M.Ö. 2000 yılına âit altın zînet eşyâ lan kalıntılarına rastlanmış olup, Amerika Kıta sındaki Aztekler ve Inkaların da altına tutkun ol dukları bilinmektedir. Altına önem verenler arasında; Yunanlılaı İranlılar, MakedonyalIlar, Asûrîler, Sümerler v Lidyalıları saymak yerinde olur. M.Ö. 550 yıllannda ise Lidya Kralı Krezos, al tını para olarak (sikke) bastırmış ve altının par olarak basılması ile de ticâret artmıştır. Şehirle zenginleşmiş ve dünyâ yeni bir refah devresin girmiştir. Türk boylarında İskit ve Sormatların (M.Ö 1000) millî kahramanları konu alan altın toka ya pımında ileri oldukları bilinmektedir. Dördüncü v dokuzuncu yüzyıl aralannda ise altın kâse, vazo iş çiliğinde en güzel örnekleri vermişlerdir. Bu eser
Yeni Rehber Ansiklopedisi 66
ALTIN
Yaprak altın imâli: Önce altın, gümüş ve bakır karışımı biraz boraks ile bir potada eritilir.
Çubuk şeklinde olan bu alaşım silindirden geçirilerek ince şerit haline getirilir. Bu şeridin kalınlığı 0,02 mm’dir.
Elektrikli bir çekiç ile paket işlenerek altın yaprakları 0,005 mm’ye kadar inceltilir, kenar uzunluğu şimdi 12 cm dir.
Sağlam parşömen kâğıdı üzerine sabun ve özel alçıdan bir karışım hazırlanır. Fırça olarak bir tavşan ayağı kullanılır.
Dörde bölünmüş altın yaprakçıkları parşömen kâğıdı arasına konur. 1600 tabakadan bir bir paket yapılarak tekrar elektrikli çekiçle işleme konur.
Son işlemde 2000’e kadar varan sayıdaki yaprakçıkları usta tekrar dört saat kadar mermer üzerinde çalışarak paket haline getirir.
Hazırlanan yaprak altın kesilir, kalınlığı milimetrenin on binde biridir.
Elle dokunmak, yaprak altına (altın folye) zarar verebilir. Onun için fırça ile dokunulur.
lerden bir kısmı New York, Morgan kolleksiyo- nunda teşhir edilmektedir. Türkler müslümanlığı kabûl ettikten sonra altından eşyâ yapımını azaltmışlardır. Altın eşyâyı sâdece süs olarak kullanmışlardır. Bulunuşu: Altın, dünyânın geniş bir bölümünde düşük konsantrasyonlarda bulunur. Yer küresinin tahminen 0,001 ppm (milyonda bir)ini teşkil eder. Kalaverit (Au2Te4), silvanit (Au2Ag2Te6) ve krennerit (AusTeö) mineralleri olduğu gibi bakır ve kurşun minerallerinde de eser miktarları bulunabilir.
Volkanik kuvarsların içinde, akarsuların kumlu yataklarında toz ve külçe hâlinde bulunur. Elde edilişi: Altın cevherleri, “metalik altın ihtivâ eden cevherler” ve “bileşikleri halinde altın ihtivâ eden cevherler” olarak sınıflandırılır. Metalik altın ihtiva eden cevherlerden altın elde etmek için altın ihtiva eden küçük kuvars parçaları öğütme değirmenlerinde hamur haline getirilir. Bu hamur içinde altın tânecikleri kolloi- dal halde dağılır. Buradaki ürün malgama tekniği ile ayrıştırılır. Malgamalanmış hamurun konsan
Ustası bu şeridi küçük parçalar halinde keserek altın yaprakları arasına özel kâğıt koyar. 600 tabaka paket haline getirilir.
Yeni Rehber Ansiklopedisi 67
trasyonu artırılarak çok seyreltik sodyum siyanür çözeltisiyle işlenir. Sodyum siyanür altın ile reaksiyona girerek kompleks bileşik meydana getirir: 4Au+8NaCN+2H20 + 0 2 -> 4NaAu(CN)2+4NaOH Kompleks bileşikteki altın metalik çinko ile çöktürülür: 2Na+Au (CN)2+Zn -> 2Au+Na2Zn(CN)4 Bu çökeltideki altın ve gümüş dışındaki maddeler, Kal metoduyla alınır. Gümüş de nitrik ve sülfürik asit etkisiyle çözülerek geriye saf altın kalır. Bileşikleri: Altın bileşiklerinde +1 ve +3 değerlikli hâlde bulunur. Bütün bileşiklerinden kolayca metalik hâle indirgenebilir. Altının, AuCl, Au2S, AuCN gibi +1 değerlikli bileşikleri sulu çözeltilerde kararsız olup, +3 değere yükseltgenir veya metalik hâle indirgenir. Bununla berâber sodyum ve potasyum siyanür ile verdiği kompleks tuzlarının sulu çözeltileri hazırlanabilir ve endüstride özellikle kaplamacılıkta kullanılır. Organik tuzları da bilinmekte olup kararsızdırlar. Altının +3 değerlikli bileşikleri genellikle kararlıdır.
Altın cevheri.
Yeni Rehber Ansiklopedisi 68
AuCl, su, alkol ve eterde çözünür, fotoğrafçı lıkta ve kaplamada kullanılır. AuBr3 alkol ve eterde çözünür. Bazı kimyasa analizlerde kullanılır. Altın hidroksit, Au(OH)3, ışığa karşı hassas kahverengi bir tozdur. Suda çözünmez, hidroklo rik asit ve diğer asitlerde çözünür. Yaldız yapım ve kaplamacılıkta kullanılır. Altının organik bileşikleri genellikle dialki’ tuzlarıdır. Bu tuzlar R2AuX şeklindedir. Burada F organik molekül X ise halojen, kükürt, azot veye oksijendir. Kullanılışı: Bugüne kadar yeryüzünden çıkarılan bütün altının yarıdan fazlası hükümetlerir ve merkez bankalarının elindedir. Gerek her ülkede kâğıt para emisyonunun güvencesi olarak, gerek milletlerarası bir ödeme aracı olarak eskiden beri büyük ehemmiyet taşıyan altın, metalle çalışan zanaatçıların gözünde de değerini korumaktadır. Kuyumculukta altının genellikle gümüşlü, pal- ladyumlu, bakırlı veya platinli alaşımları çok kullanılır. Elektrik iletkenliği yüksek (bakırın yaklaşık %70’i oranında) olan ve kolayca kimyâsal tepkimelere girmeyen altın en çok elektrik ve elektronik sanâyilerde bağlantıların,terminallerin, baskı devrelerinin, transistörlerin ve yazı iletken sistemlerin kaplanmasında kullanılır. Üstüne düşen kızılötesi ışınların yaklaşık yüzde 98’ini yansıtarak geri çevirebilen ince altın levhalar, uzay elbiselerinin başlığındaki göz deliklerinde zararlı ışınlardan korunmayı ve sun’î uyduların yüzeylerinde sıcaklığın denetlenebilmesini sağlar. Büyük büro binalarının pencerelerinde de gene ince levhalar hâlinde altın kullanılması, yalnız estetik açısından değil, bu yansıtıcı yüzeyin çevreyle ısı alışverişini büyük ölçüde azaltmasından kaynaklanır. Lal camlara parlak kırmızı rengini veren, camsı kütlenin içinde kolloidal halinde dağılmış olan çok az miktardaki altındır. Alaşımları: Altının bâzı özelliklerini (kullanış gâyesine göre) değiştirmek için çeşitli alaşımları yapılır. Altm-gümüş alaşımları: % 75 altın, % 25 gümüş alaşımı yeşil renkte olup mücevher yapımında kullanılır. % 40 altın % 60 gümüş alaşımı beyaz renkte ve serttir. Altın-nikel alaşımı: Mücevher yapımında kullanılan beyaz altının esasını teşkil eder. Bu alaşımda % 80 altın, % 16 nikel, % 3 çinko ve % 1 bakır kullanılır. Altın-bakır alaşımı: Para basımında yaygın olarak kullanılır. Kolayca işlenebilir. Altın-palladyum alaşımı: Kolayca işlenebilir. En fazla sertlik gösterenler % 60-65 palladyum ih
tivâ edenlerdir. Düşük sıcaklıklardaki yüksek direnci sebebiyle potansiyometre yapımında kullanılır. Altın ayarı: Altının kimyâdaki saflığı “yüzde” ile, mücevhercilikteki saflığı ise “karat” veya “ayar” terimleriyle ifâde edilir. Buna göre 24 ayar (veya karat) altın % 100 saf altını, 22 ayar ise % 91, 6 saf altını ifâde etmektedir. 22 ayar altının % 8,4’ü diğer metaller ile tamamlanmıştır. Altına gümüşün ilâvesi yeşilimsi, nikel ve platinin ilâvesi beyaz, çinkonun ilâvesi sarı ve bakır ilâvesi de bakır miktarına göre sarıdan kırmızıya kadar değişen renkler kazandırır. Altın işi: Altından yapılan heykel, kap, kacak, mücevher süsleme ve paraların hepsine verilen ad. Altın metallerin en yumuşağı ve en kolay biçimlendirilebilenidir. 10 gr altın dövülerek 11 m2’lik ince bir levha veya çekilerek 570 m uzunluğunda ince bir tel elde edilebilir. En rahat çalışılabilen metal olarak kalemle işlenerek, kakılarak, dövülerek, oyularak, kabartılarak, dökülerek varak hâline getirilip ahşap, metal, deri ve parşömen gibi başka eşyâları kaplamada da kullanılmıştır. Altın standardı: Standart para biriminin, belirli bir ağırlıkta altın olarak kabûl edildiği veya para değerinin belli ağırlıkta altının değerine denk tutulduğu para sistemi. Ülke içinde altın standardının benimsenmesi, milletlerarası seviyede de altın standardının uygulanması sonucunu getirir. Altın standardında ya altın sikkeler kânûnî olarak para dolaşımına girer veya kâğıt para, istendiğinde sabit bir fiyatla altına çevrilebilir. Hiçbir ülkede altın standardı uygulanmasa da milletlerarası seviyede altın standardı sistemi yürürlükte kalabilir. Bu durumda, ya altının kendisi veya sabit fiyat üzerinden altına çevrilebilen bir para birimi milletlerarası ödeme aracı olarak kullanılır. Bu sistemde, ülkeler arasındaki döviz kurları sabittir. Döviz kurları, altının bir ülkeden ötekine taşınma maliyetini aşarak sabit altın paritesinin üzerine çıkar veya altına düşerse, kurlar resmi seviyeye dönünceye kadar, ülkeden ülkeye büyük miktarlarda altın sikke ve külçe giriş veya çıkışı gerçekleşir. Altın standardı ilk defâ 1821’de İngiltere’de kondu. Birçok devre geçirdikten sonra 1937’ye gelindiğinde tam ^ltın standardını sürdüren hiçbir ülke kaldı. İkinci Dünyâ Harbi sonrasında, döviz kurlarının ekseriya dolara veya altına göre ayarlandığı bir sisteme geçildi. 1958’de yeniden bir tür altın standardı sistemine dönüldü. Buna göre, önde gelen Avrupa ülkeleri milletlerarası ödemelerde kendi paralarının altına veya dolara serbestçe çevrilebilirliğini garanti ediyorlardı. Millî seviyede altın standardına dönüş ise hiç görülmedi.
Altın suyu: Kral suyu olarak da bilinir. Hacimce bir birim derişik nitrik asit ile üç birim derişik hidroklorik asitten oluşan karışımdan meydana gelir. Bu karışım altını çözebildiğinden altın suyu adı verilmiştir. Altın suyu veya kral soyu kimyâsal çözme işlemlerinde bâzı demir cevherlerini, fosfatlı ka- yaçları, curûfları, nikel-krom alaşımlarım, antimonu, selenyumu ve civa, arsenik, kurşun ve kobalt sülfürleri, çözünürlüğü az olan sülfürleri çözmek için kullanılır.
ALTIN
28
Tem