Altın mı Uykumu ?
Zamanın birinde birisi çok fakir, diğeri ise çok zengin iki komşu varmış. Fakir, ayakkabı tamir ederek geçimini zorla kazanıyor, geceleri rahat uyuyormuş. Bir sıkıntısı, düşüncesi, kederi yokmuş. Zengin ise her gün çok kazanıp az yiyor, geceleri uyku tutmuyor, düşünce ve tasa içinde dolaşıyormuş. Zengin komşu, fakir komşusunun halini gördükçe imreniyormuş. Onun bu rahatlığının sebeplerini araştırmaya başlamış. Sonunda komşusunun mal derdi olmadığına hükmederek, kendisini hasta eden ve uyutmayan şeyden emin olmak için komşusunun yanına gitmiş. “Biz yılların komşusuyuz, hakkımız geçmiştir.” diyerek fakir komşusuna 100 altın hediye etmiş. Bu kadar parayı bir arada görmemiş olan adam çok şaşırmış. Düşünüp, taşındıktan sonra parayı bir küçük kuyu kazarak, evin içinde saklamaya karar vermiş. Daha soma, bu para ile neler yapabileceğini düşünerek gece yarılarına kadar oyalanmış. Birden bire birisinin kuyu kazarak paralarını çalacağı aldına gelmiş… Yerinden kalkmış, evinin içinde kazdığı kuyuyu yeniden kazarak, paraları çıkarıp bir güzel saymış. Tekrar gömüp yatmaya gitmiş. Fakat gözüne bir türlü uyku girmiyormuş. Bu hal günlerce devam etmiş. Fakir adam az yemeye, az yatmaya, dertli dertli dolaşmaya başlamış… Ne yapacağını bir türlü kestirememiş. Zengin komşu, fakirin bu halini görünce, kendisini malili rahatsız ettiğini anlamış. Fakir de bu hale nasıl düştüğünü fark ederek, altınları sahibine geri verirse kendisine gelen dertlerin de beraber gideceğine hükmetmiş. Hemen yerinden kalkarak, sakladığı altınları yanına almış ve zengin komşunun evine gitmiş. Kapıyı çalarak seslenmiş. Zengin komşu kapıya gelinçe elindeki altın kesesi-ni uzatarak: “Al komşum… Al altınlarını da geri ver uykumu ve rahatımı…” demiş.