Avrupa’da ağırlık merkezi Volga boyunda olmak üzere 1241 yıllarında Cengiz Hanın torunu Batu Han tarafından kurulan Türk Moğol devleti. Cengiz Han batıya yapılacak sefer işlerini büyük oğlu Cuci’ye vermiş idi. Cuci’nin erken ölümü üzerine, oğullarından Batu Han, Macaristan’a kadar giderek orada kalan yerleri işgâl etti. Bu arada 1240 yılında Cengiz’in yerine geçen Ögeday Kağan ölmüştü. Onun ölümünü duyan Batu Han, Macaristan’a kadar feth ettiği yerleri kendisi yönetmek istedi. Aşağı Volga’da Saray şehrini kurarak kendisine merkez yaptı. Batu Han, hukûken Büyük Moğol kağanına tâbi olmasına rağmen, içeride bağımsız olarak hareket ediyordu. Aşağı ve Orta Volga bölgelerini, Harezm ve Azerbaycan’a kadar Kafkasları ve Kıpçak bozkırlarını alarak Altınordu Devletine kattı. Batu’nun 1255 yılında ölümü üzerine yerine oğlu Sertak, iki sene sonra da Batu Hanın kardeşi Berke Han geçti. Berke Han, Moğol prensleri arasında ilk müslüman olanıdır. Berke Han, Mısır sultânı Baybars’la anlaşarak 1262 yılında Bağdât’ta Müslümanlara zulmeden
Hülâgu’nun üzerine yürüdü ve onu yenerek bozguna uğrattı. Berke Han zamânında Moğollar arasında İslâmiyet hızla yayıldı. Bilhassa Kıpçak ve Koman Türklerinin meskûn olduğu bölgelerdeki Altınor- du Devleti Moğolları, Müslüman olduktan sonra Türklerin kültürlerinin etkisinde kaldılar. Dillerini unutup Türkleştiler (Bkz. Berke Han). Berke Han’dan sonra da müslüman hükümdârlar başa geçti. Özbek Han (1313-1341) ve daha sonra gelen hükümdârların hepsi müslümandı. Özbek Han, İslâmiyet’i devletin resmî dîni olarak kabûl ettirdi. Sarayberke’yi başkent yaptı. 1359 yılında Ca- nıbek Hanın vefâtından sonra Altınordu Devletinde iç karışıklıklar başladı ve devlet zayıfladı. Bu durumdan Ruslar istifâde edip Dimitriy Donskoy komutasında, Altınordu Devletinin ordusunu yendiler (1380). Daha sonra başa geçen Toktamış Hanın sağladığı birlik, 1395 yılında Timur Han’ın Al- tınordu üzerine yaptığı seferlere kadar devâm etti. 1398’de Timur Hanın bu ülkeye yaptığı seferden sonra Toktamış Han, Litvanya Beyinin yanına sığınmak zorunda kaldı. Bundan sonra şehzâ- deler arasında taht kavgaları başlayıp devlet bir kaç parçaya bölündü. Devlete âit topraklarda; Büyük Altınordu Devleti (1432-1502), Astrahan Hanlığı (1466-1557), Kazan Hanlığı (1445-1552), Kırım Hanlığı (1430-1783) ve Özbek Hanlığı kuruldu. Altınordu Devletinin parçalanması, Ruslara i7nt-o/1ı V l ‘ n P T İ i H p r f ı a l î n H p v a r ı v a h ş î h i r
vaziyette yaşayan Ruslar, güçlü Altınordu kuvvetlerinin baskısından kurtulunca, 1481’de bağımsızlıklarını îlân ettiler. Altınordu kalıntısı devletlerin birbirine karşı rekâbetlerinden istifâde ile güçlenerek hepsini teker teker ortadan kaldırdılar. Altınordu Devletinde, Müslüman olmadan önce Moğol kânunları Müslümanlığı kabûl ettikten sonra da İslâm kânunları tatbik edilmiştir. Hü- kümdâr kardeşlerine dokunulmayıp, onlara önemli mevkiler verilirdi. Devlet, derebeylikler şeklindeydi. Yüz, bin, onbin gibi askerî birliklerin komutanlarının toplanmasıyla meydâna gelen “kurultay”, önemli devlet kararlarını alırdı. Ekonominin temeli aîle idi. Her aîle kendine gösterilen arâzide çalışır, başka yere taşınamaz idi. Mahsûlün belli mikdârını bağlı olduğu beye verdikten sonra kalanını pazarda satabilirdi. Şehirler çok gelişmiş ve buralarda birçok saraylar yapılmıştı. Avrupa ticâret yolları bu şehirlerden geçtiği için ticâret çok ilerlemişti. Başkenl Saray şehri 100.000’i aşkın insanı barındırırdı Bu şehir, Timur Hanla yapılan savaşta yıkıldı Bayrakları, beyaz zemin üzerine kırmızı bir hilâl ile bir damga idi. Altınordu devletinin kültür ve medeniyeti, Rus imparatorluğuna oldukça fazla tesir etmiştir. Zîrs Ruslar, Altınordu devletinin mîrâsma konmuşlardır Ruslar’ın ordu düzeni, para birimi, vergi sistemi Altınordu devletinden alınmadır. Bu tesirler sonuct Tiirkreden de Rus diline birçok kelime geçmiştir
ALTINORDU
28
Tem