; târih boyunca şehzâdelerin, bilginlerin (âlimlerin) ve sanatkârların yetiştiği ve barındığı bir ilimiz. Bu özelliğinden dolayı “Kubbet-ül-Ule- mâ” yâni “âlimlerin toplandığı yer” ismi verilmiş olup, bu tâbir eski pekçok kitapda geçmektedir. Amasya, Yeşilırmak’ın açtığı dar boğaz üzerinde, deniz seviyesinden 400 m yükseklikte, dağ, ova-su ve yeşilliğin kucaklaştığı şirin ve târihî değer taşıyan bir ildir. Yeşilırmak, şehrin ortasından akar. Nehrin batısı eski şehirdir.
Amasya; Yozgat, Tokat, Çorum ve Samsun illeri ile çevrilidir. 35° 03′ ve 36° 02′ doğu boylamlan ile 39°50′ ve 41° 02′ kuzey enlemleri arasında yer alır. Trafik numarası (05)’tir.
Dünyaca meşhur Amasya elması. Amasya’nın ortasından geçen Kızılırmak ve kıyısındaki târihi evler (altta).
Türk mîmârisinin en güzel taş minberlerinden birine sahip olan Karamâni Mehmed Paşa Câmii. Câmi, Sultan Ahmed’in lalası Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Aşkı uğruna Şirin’in babasının isteği üzerine Ferhat’ın Amasya’nın Sarp kayaları içinde açtığı su kanalı.
İsminin Menşei M.Ö. birinci asırda Amasya’da yaşayan târih ve coğrafya bilgini Strabon’a göre Amazonların kraliçesi Amasis, Amasis şehri mânâsına gelen “Amaseia” ismini vermiştir. Diğer bir rivâyete göre Amasya şehrinin dağlarında elmas mâdeni çıktığından “Elmasiye” olan bu ismi zamanla Amasya olmuştur. Fransız seyyâhı Parrot’un hâtıralarında Amasya isminin “Amasi- ye”den geldiği ortaya atılmıştır. Amasya isminin “Elma diyân” mânâsına gelen “Emasiye”den geldiği rivâyeti üzerinde de durulmaktadır. Bir başka rivâyete göre Amasya’yı fetheden Danişmend Ahmed Gâzi’nin eşi Ümmü Âsiye bu şehirde, oturduğu için “Amasya” ismi ona izâfeten verilmiştir. En doğrusu da budur. Târihi Amasya’nın târihi M.Ö. 4000 senelerine dayanmaktadır. Hititlerden sonra Asurlar bir süre Amasya’yı işgâl ettiler. Hitit başkenti Hattuşaş, Amasya’nın güney batısındadır. M.Ö. 6. asırda Pers ve M.Ö. 4. asırda Makedonya Kralı Büyük İskender’in istilâsına uğradı. Pontus krallığının başkenti Sinop’a taşınmadan önce Amasya idi. M.Ö. 1. asırda Romalılar Mitri- dat’ı yenince Amasya, Roma İmparatorluğuna geçti. M.S. 355’te Roma İmparatorluğunun devâ- mı olan Bizans’ın eline geçti. 712’de Araplar, İslâm ordularıyla Amasya’yı fethettiler. Fakat bir süre sonra Bizanslılar Amasya’yı geri aldılar. 1071 Malazgirt savaşından kısa bir süre sonra Dâniş- mendoğlu’nun başkenti oldu. Melik Danişmend Ahmed Gâzî Amasya’yı fethetti. Daha sonra Türkiye Selçuklularının hâkimiyetine geçen Amasya’ya bilâhare İlhanlılar hâkim oldu. İlhanlı genel vâlisi Timurtaş’ın Mısır’a kaçmasından sonra yetine tâyin edilen Büyük Şeyh Haşan vekâleten Alâaddîn Eratna’yı Anadolu’ya gönderdi. Bir müddet sonra, Eratna bağımsızlığını ilân ederek Eratna Beyliğini kurdu. 1360’da Şâdgeldi, Eratna Beyliğinden ayrılarak Amasya’da Amasya Beyliği’ni kurdu. Yıldırım Bâyezîd 1393’te Amasya’yı Osmanlı Devletine kattı. Osmanlılar devrinde “Şehzâde- ler şehri” olarak isim yapmıştır. Osmanlı sultânlarından İkinci Murâd ve Yavuz Sultan Selim Han Amasya’da doğmuşlardır. Fâtih Sultân Mehmed Han 8 yaşında iken Amasya vâlisi olmuştur. Kâ- nûnî Sultan Süleymân Han sık sık Amasya’ya gelmiştir. İkinci Bâyezîd şehzâdeliğini Amasya’da geçirmiştir. 1402 Ankara Savaşını Tîmûr Han kazanınca, Amasya’nın teslim olmasını istedi. Amasya teslim olmadı. Tîm ûr’un Amasya halkını cezâlan- dırmasını, Amasya’daki âlimlere sorduğu 10 suâl kurtardı. İlyas Çelebi, Tîmûr’un sorduğu on su
Anadolu’da nâdir bulunan minare yapısına sahip Bur- malı Minâre Câmii. On üçüncü asırda Selçuklu emî- ri Necmeddîn Ferruh tarafından yaptırılmıştır
Merzifon’da bulunan Kara Mustafa Paşa Câmii Şadırvanının kubbesindeki süslemeler.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın yaptırdığı ve kendi adıyla anılan Merzifon’daki câmi.
Helenistik çağda yapılmış Kızlar Sarayı üzerinH on A m a c v n ‘n ın n n riiniim ii.
Merzifon ilçesinden bir görünüş.
Sadrâzam Necmeddîn Halil Bâyezîd Paşa tarafından, sancak beyi iken 1414’te Amasya’da yaptırılan Bâyezîd Paşa Câmi ve şadırvanı.
Osmanlı komutanlarından Yâkub Paşa tarafından yaptırılan Amasya
AMASYA
âli bilince, Tîmûr, Amasya halkını bağışladı. Amasya, Osmanlı Devletini ikinci defâ kuran Çelebi Sultan Mehmed’in üssü oldu. Devlette birliğin sağlanmasından sonra Amasya, sancak merkezi oldu. Bir ara Rum eyâletinin de merkez sancağı vazîfesi gördü. Sultan İkinci Murâd ve İkinci Bâyezîd gibi Osmanlı sultanları ve bâzı şehzâdeleri Amasya’da sancağa çıkıp, bir taraftan idâre tecrübelerini arttırırken, diğer taraftan Amasya’nın geniş kültür muhitinin ilminden istifâde ettiler. Osmanlı idâresi altında Amasya, bir çok târihî hâdiselere şâhit oldu. Osmanlı Devleti ile İran Safevî Devleti arasındaki ilk barış da, 29 Mayıs 1555’te Amasya’da yapılmıştır. Tanzîmattan sonra Sivas’a bağlı bir sancak hâline getirilen Amasya, İstiklâl Harbinde mühim bir yer işgâl etmiş, Sivas Kongresine burada karar verilmiştir. Meşhur Amasya Tamimi Türkiye’nin bütün şehirlerine buradan duyurulmuş ve Amasya Protokolü burada imzâlanmıştır. 1773 ve 1841’de şiddetli deprem, 1915’te büyük bir yangın Amasya’yı büyük çapta harâb etmiştir. Fizîki Yapı Karadeniz Bölgesinin orta bölümünde bulunur. Yüzölçümü 5520 kilometrekaredir. Dağ, su, ova ve yeşillikler diyârıdır. Dağlar: İl topraklarının % 54’ünü dağlar kaplar. Önemli dağlan: Taşlıdağ (2058 m), Akdağ (2044 m), Kuşpınan (1763 m), Tavşandağı (1909 m), İnegöl Dağı (1873 m )’dır. Kazıklı, Kunduz, Ereğli ve Karaömer diğer dağlarıdır. Ovalar: İl topraklarının % 20’sini ovalar kaplar. Önemli ovaları: Suluova, Taşova ve Gü- müşova’dır. Suluova’nın 1987’den sonra 15 bin hektarlık alanı sulanabilir hâle getirilmiştir. Akarsular: Amasya’nın en önemli akarsuyu Yeşilırmak’tır. Yeşilırmak, Sivas’ın Köse dağından doğar. Kayabaşı mevkiinde 256 km uzunluğundaki Çekerek çayı ile birleşir. Yozgat’tan doğan Çekerek çayına Amasya’da Ezinepazar ve Zara dereleri dökülür. Yeşilırmak’ın Çekerek çayı ile birleşmeden önceki ismi Tokat veya Tozanlı suyudur. Çekerek çayı ile birleşip Amasya’nın içinden geçer. Lâdik Gölünden çıkan ve Suluova’da Gümüşsüyü ile birleşen Tersakan Çayını alarak Tokat, sonra da Samsum ilinden geçerek Karadeniz’e dökülür. Yeşilırmak, Amasya’nın candamarıdır. Göller: Taşova ilçesinde Borabay Gölü turistik bir yerdir. Etrâfında dinlenme yerleri mevcuttur. Küçük bir krater gölüdür. Etrâfı kayalıktır ve gölde alabalık bulunur. Merzifon ilçesinde Küçük Kâmışlı Bataklığı en büyük bataklıktır.
Akşemseddîn hazretlerinin babası Şeyh Hamza Efendinin Amasya’nın İstasyon mahallesindeki türbesi.
İklimi ve Bitki Örtüsü Karadeniz ile İç Anadolu iklimi arasındadır. Yazları sıcak, kışlar mûtedil, yüksek yerlerde soğuk geçer. Sıcaklık alçak yerlerde +38° ile -10° arasındadır. 10 Aralık 1965’de -11,8 derece olmuştur. Kar ve yağmur yağmasına rağmen az yağış alan bir bölgedir. Senelik metrekareye düşen yağış mikdârı 350-400 milimetredir. Yüksek yerlerde kışın ısı – 40°’ye kadar düşer. İklimi, Karadeniz ikliminin karasal etkilerle biraz değişikliğe uğramış şeklidir. Amasya ilinin topraklarının % 16’sı orman, % 54’ü m er’a ve % 30’u ekime müsâittir. Dağ yamaçları karaçam, kayın, ardıç ağaçlarıyla kaplıdır. Ekonomi Tarım: Irmak ve derelerin meydana getirdiği koridor hâlindeki vâdilerde yapılır. Bu vâdiler akarsuların getirdiği alüvyonlu topraklarla zengindir. Taşova ve Suluova en bereketli yerleridir. Tahıllardan en çok buğday ekilir. Tütünü kalitelidir. Turhal civârında ise bol mikdarda şekerpancarı yetiştirilir. Meyve ve sebzesi çoktur. Bamyası meşhurdur. Sultânî cinsi tâ- ze iken tüketilir, kara bamya ipe dizilerek kurutulur ve bütün sene kullanılır. Elması meşhurdur, küçük cinsine “misket” büyük cinsine “kabak” denir. Misket güzel kokuludur. Ayrıca mısır, fasulye, pamuk, nohut, arpa, haşhaş, kenevir, patates yetişir. Üzüm bağları ve bostan bakımından zengindir. Hayvancılık: Arâzinin yansından fazlası otlaktır. Üçte ikisi ekime elverişlidir. M er’alar fazladır. 550 bin baş hayvan bu m er’alarda otlar. Ayrıca, arıcılık, ipekböcekçiliği yapılır. Bir zamanların ünlü ipek kozacılığı yerini kiraza terk etmiştir. 26.048 dekarlık bir sahada kurulan, Gökhöyük Devlet Üretme Çiftliğinde meyvacılık ve hayvancılık yapılmaktadır.
Yeni Rehber Ansiklopedisi 83
AMASYA
Sanâyi: Amasya ilinde sanâyi gelişmemiştir. Şeker fabrikası, tuğla, kiremit, un, iplik, tekstil ve maya fabrikaları ve Amasya Motor Yenileme Sanâyii vardır. Nüfus ve Sosyal Hayat 1990 sayımına göre Amasya’nın toplam nüfusu 357.191 olup, 162.544’ü şehirlerde, 194.647’si köylerde yaşamaktadırlar. Örf ve âdetler: Örf ve âdetlerinde Osmanlı devrinin tesiri büyüktür. Amasya’nın özel oyunu Sinsin’dir. Meşhur yemekleri keşkek ve Amasya çöreğidir. Eğitim: Amasya ilinde okuma-yazma oranı % 75’tir. 8 lise, 16 meslekî ve teknik lise, 35 ortaokul, 10 meslekî ve teknik ortaokul, 456 ilkokul, 28 anaokulu ve eğitim meslek yüksek okulu vardır. Osmanlılar devrinde 18 medrese mevcud idi. Bu yüzden Amasya’nın bir ismi Medîne-ül-Hü- kemâ (Hekim ve bilgi sâhiplerinin şehri)dir. Ayrıca Fâtih devrinde hastânesi ile ün yapmış ve Sabun- cuoğlu gibi meşhûr hekimler yetiştirmiştir. 22 spor klübü vardır. Türkiye çapında pekçok sporcu yetiştirmiştir. Dünyâ, Avrupa ve Olimpiyat şampiyonu Hamid Kaplan, Amasyalı’dır. Amasya’da bir devlet hastânesi, bir SKK hastânesi, bir verem savaş dispanseri ve çok sayıda sağlık ocağı vardır. Yetişen meşhurlar: Osmanlı sultanlarından İkinci Murâd ve Yavuz Sultan Selim Han, Şeyhülislâm Zembilli Ali Efendi, târihçi ve mûsikişinâs Şükrullah, hattat Şeyh Hamdullah, bilgin Müey- yetzâde, Abdurrahmân Çelebi ve İlyas Çelebi, Çelebi Mehmed ve İkinci Bâyezîd Han bunlardandır. Osmanlı târihinin büyük sadrazâmlarından Köprülü Medmed Paşanın dâmâdı ve İkinci Viyana Muhasarasının bahtsız kahramanı Merzifonlu Kara Mastafa Paşa, bölgeden çıkan en tanınmış şahsiyettir. İlçeleri Amasya’nın biri merkez olmak üzere 7 ilçesi vardır. Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 121.082 olup, 57.288’i ilçe merkezinde 63.794’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 37, Akdağ bucağına bağlı 9, Doğantepe bucağına bağlı 18, Ezinepazarı bucağına bağlı 29 köyü vardır. Yüzölçümü 1718 km2 olup, nüfus yoğunluğu 70’dir. İlçe toprakları genelde düzdür. Doğusunda Sakarat Dağı, batısında Yeşilırmak Vâdisinin meydana getirdiği Amasya Ovası yer alır. Topraklarından kaynaklanan suları Tersakan ve Yeşilırmak toplar. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, şekerpancarı, tütün, keten ve elmadır. Küçük çapta mera hayvancılığı yapıl
maktadır. Yağ, yem, un ve meyva suyu fabrikaları başlıca sanayi kuruluşlarıdır. İlçe merkezi, Tersakan Suyunun Yeşilırmak’a karıştığı yerin 2 km güneyinde kurulmuştur. Ye- şilırmak, şehri ortadan ikiye böler. İlçenin kuzey bölümü Ferhat dağı ile Yeşilırmak arasında sıkışmıştır. Güney bölümü ise Lokma Dağı eteklerine doğru geniş bir alana yayılmıştır. Sivas-Samsun ve Samsun-Ankara karayolu ile Sivas-Samsun demiryolu ilçeden geçer. Göynücek: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 20.992 olup, 2678’i ilçe merkezinde, 18.314’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 28, Gediksaray bucağına bağlı 16 köyü vardır. Yüzölçümü 569 km2 olup, nüfus yoğunluğu 37’dir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Güneybatıdan kuzeydoğuya doğru birbirine paralel olarak uzanan Karadağ ile Buzluk dağları arasında Çekerek Çayı vâdisi yer alır. Dağlar gür ormanlarla kaplıdır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday ve arpa olup, ayrıca az miktarda baklagiller, elma, ayçiçeği, üzüm ve kiraz yetiştirilir. Dağlık bölgelerde sığır ve koyun beslenir. İlçe merkezi Çekerek Çayının batı kıyısında kurulmuştur. İl merkezine 40 km mesafededir. Göynücek, Ilısu, Gediksaray bucakları ve Meci- tözü’ne bağlı bazı köylerin birleşmesiyle 1954’te ilçe merkezi oldu. Belediyesi 1954’te kurulmuştur. Gümüşhacıköy: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 35.225 olup, 14.170’i ilçe merkezinde, 21.055’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 20, Gümüş bucağına bağlı 14, Saraycık bucağına bağlı 12 köyü vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzeydoğusunda Tavşan Dağı, güneybatısında Eğerli Dağı, batısında İnegöl Dağı yer alır. Bu dağlar arasında akan Gümüş Suyu, Köseler Deresi, İnegöl Suyu ve Hamamözü Suyu çevresinde düzlükler vardır. Toprakların orta ve doğu kesimi ovalıktır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, arpa, baklagiller, tütün, ayçiçeği ve kendirdir. Akarsu boylarında elma ve sebze yetiştirilir. Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Yaylalarda koyun, düzlüklerde sığır beslfenir. Tavukçuluk ve arıcılık gelişmiştir. İlçe topraklarında mangenez yatakları vardır. İlçe merkezi, Samsun’u Ankara ve İstanbul’a bağlayan karayolunun 3 km güneyinde Tersakan çayı kıyısında yer ^lır. İl merkezine 68 km mesafededir. İlçe belediyesi 1890’da kurulmuştur. Hamamözü: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 8303 olup, 15l57’si ilçe merkezinde, 6746’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 15 köyü vardır.
Yeni Rehber Ansiklopedisi 84
İlçe toprakları dağlıktır. Doğusunda Kandil ve Saray, güneyinde Eğirce, kuzeyinde İnegöl Dağları yer alır. Dağlardan kaynaklanan suları Kı- zılcaören ve Hamamözü Çayı toplar. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, arpa, tütün ve kendirdir. Yaylalarda koyun beslenir. İlçe merkezi dağlar arasında Kızılcaören Çayı vâdisinde kurulmuştur. İl merkezine 95 km mesafededir. Gümüşhacıköy ilçesine bağlı bucak iken, 1987’de ilçe merkezi haline getirildi. Merzifon: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 67.448 olup, 40.431’i ilçe merkezinde, 27.017’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 25, Alıcılı bucağına bağlı 14, Sarıbuğday bucağına bağlı 25 köyü vardır. Yüzölçümü 939 km2 olup, nüfus yoğunluğu 72’dir. İlçe topraklarının kuzeyi ve batısı dağlık olup, orta ve doğu kesimi ovalıktır. Kuzeyinde Tavşan Dağı, güneyinde Çakır Dağı yer alır. Başlıca akarsular, Tersakan Çayı, Gümüşsüyü ve Solhan Çayıdır. Merzifon Ovasım Tersakan Çayı sular. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, arpa, ayçiçeği, tütün, mercimek, kiraz, elma olup, ayrıca az miktarda üzüm, kendir ve nohut yetiştirilir. Hayvancılık ekonomide önemli yer tutar. En çok koyun ve sığır beslenir. Ayçiçeği yağı üreten Meroy Yağ Fabrikası başlıca sanayi kuruluşudur. İlçe merkezi, Tavşanlı Dağlarının batı yamaçlarında kurulmuş olan şehrin etrâfı bağ ve bahçeliktir. Eğri-büğrü sokakları, cumbalı tipik Anadolu evlerinin bulunduğu eski mahallelerin yanısıra bugün modern binâların inşâ edileceği plânlı şehirleşme sâhalarının teşkili hızla ilerle
mektedir. Şehir yakınında bulunan askerî hava üssünün ilçenin gelişmesine, ticâretin ilerlemesine büyük katkıları olmuştur. İl merkezine 47 km mesafededir. Belediyesi 1884’te kurulmuştur. Osmanlı târihinin büyük sadrâzamlarından Köprülü Mehmed Paşanın dâmâdı ve İkinci Viyana Muhâsarasının bahtsız kahramanı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, şehrin yetiştirdiği en tanınmış şahsiyettir. Ayrıca Sultan İkinci Murâd zamânın- da yaşayan meşhur âlim ve mutasavvıf Abdurra- him-i Merzifonî de burada ilim neşrinde bulunmuştur. Pekçok târihî esere sâhip olan ilçede, Çelebi Sultan Mehmed Medresesi (1416), M erzifonlu Kara Mustafa Paşa Câmii (1666), Dürri Mehmed Efendi Medresesi (1773), Çelebi Mehmed ile oğlu İkinci Murâd’ın birer câmi ve hamamı, Tâ- ceddîn Paşa Câmii bulunmaktadır. Suluova: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 49.374 olup, 36.223’ü ilçe merkezinde, 13.151’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 41 köyü vardır. Yüzölçümü 465 km2 olup, nüfus yoğunluğu 106’dır. İlçe topraklarının doğusunda Taşlıdağ, batısında ise Merzifon Ovasının devâmı olan Suluca Ova adıyla da bilinen Suluova yer alır. İlçe topraklarından kaynaklanan sular, Tersakan çayına katılır. Bu çayın üzerinde kurulan Yedikır Barajının arkasında sûnî bir göl meydana gelmiştir. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, arpa ve elma olup, ayrıca az miktarda ayçiçeği, baklagiller, kiraz ve üzüm yetiştirilir. Hayvancılık, ekonomide önemli yer tutmakta olup, büyükbaş hayvan besiciliği yaygındır. Şeker fabrikası ve et kombinası ilçenin başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.
AMASYA
Sultan İkinci Bâyezîd Hanın 26 sene vâlilik yaptığı Amasya’ya hediye olarak yaptırdığı Bâyezîd Câmii külliyesi.
Yeni Rehber Ansiklopedisi 85
AMASYA
Amasya’nın Suluova ilçesinde bulunan şeker fabrikası.
Amasya’nın Suluova ilçesindeki soğan tarlaları.
İlçe merkezi Taşlıdağ eteklerinde, Suluova’nın doğu ucunda kurulmuştur. Amasya-Samsun demir ve karayolu ilçe merkezinden geçer. 1954’te kurulan Şeker Fabrikası, ilçenin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Eski ismi Hakala ve Sulu- ca’dır. İl merkezine 26 km mesafededir. İlçe belediyesi 1987’de kurulmuştur. Taşova: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 54.767 olup, 10.197’si ilçe merkezinde, 44.570’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 23, Destek bucağına bağlı 9, Esençay bucağına bağlı 6, Teke bucağına bağlı 17 köyü vardır. Yüzölçümü 1010 km2 olup, nüfus yoğunluğu 54’tür. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Orta ve doğu kesiminde alçak düzlükler vardır. Kuzeyinde Ca- nik Dağlan, güneyinde Sakarat Dağı, batısında Karaömer Dağı yer alır. Topraklardan kaynaklanan suları ilçenin doğu sınırını çizen Yeşilırmak toplar. Başlıca akarsuları, Destek Çayı ve Gökde- re’dir. Yeşilırmak Vâdisinin genişlediği bölümde Taşova adıyla bilinen düzlük yer alır. Borabay gölü ve Uluköy Baraj Gölü başlıca gölleridir. Haşan
Uğurlu Baraj Gölünün bir kısmı ilçe topraklan içinde kalır. Ekonomisi tanma dayalıdır. Başlıca tanm ürünleri; şekerpancarı, buğday, arpa, üzüm, tütün, elma ve baklagiller olup, ayrıca az miktarda kiraz ve ayçiçeği yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiştir. İlçe merkezi Yeşilırmak kıyısında kurulmuştur. Gelişmemiş bir yerleşme merkezi olup, eski ismi Yemişenbükü’dür. Daha sonra yeraldığı ovaya izâfeten Taşova ismini aldı. Amasya-Erzincan karayolu ilçenin güney kıyısından geçer. İl merkezine 49 km mesafededir. Belediyesi 1944’te kurulmuştur. Taşova, Tokat’ın Erbaa ilçesine bağlı bir köy iken, 1944’te Tokat’ın bir ilçesi oldu. 1953 senesinde Tokat’tan ayrılarak, Amasya’ya bağlı bir ilçe hâline getirildi. Târihî Eserler ve Turistik Yerleri Amasya eski hüviyetini koruyabilen nâdir bir ilimizdir. Târihî eserleri ve turistik yerleri oldukça fazladır. Şehirdeki târihî eserlerin en meşhurlarından kırkının, 26’sı Osmanlı ve 8’i Selçuklu devrine âittir. Âbideler bakımından Türkiye’nin en zengin köşelerinden biri olmasına rağmen, bunların çoğu bakımsızlık sebebiyle harâbe hâline gelmiştir. Amasya Kalesi: Amasya’nın kuzeyinde Her- şane dağı üzerindedir. Herşane, Han veya Pontus kralı Mithradetes tarafından yapıldığı rivâyet edilir. Kale civânnda câmi, sarnıç, zindan, burç, mahzenler vardır. Helkıs, Saray, Maydonos ve Meydan kapıları vardır.Kale, Yeşilırmak’a dimdik inen kayalık bir tepenin üzerinde kurulmuştur. Aşağıya doğru uzanan surlar ırmak boyunca devâm ederek şehri kuşatan surlarla birleşir. Evliyâ Çelebi kaleyi şöyle anlatır: “Beş köşeli olup, surlar üzerinde 41 tâne kule vardır. Kale içinde saray, cephanelik, su sarnıcı, ırmağa inen gizli, yollar vardır. Kale aşağı ve yukarı olmak üzere ikiye ayrılır. Bu kale Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlı devirlerinde tâmir görmesine rağmen, bugün bir enkaz yığını hâlindedir. Bâyezîd Câmii Külliyesi: Sultan İkinci Bâyezîd Han tarafından 26 sene vâlilik yaptığı bu şehre hediye olarak 1486’da yaptırılmıştır. Câminin kapısı, m ihrâbıjre minberi üzerindeki yazıların san’at değeri çok yüksektir. Dârülhadîs, dârüşşifâ, medrese, kütübhâtıe ve imâreti ile büyük bir külliyedir. Kütübhânfede 20 bin cild eski eser ile papirüs kağıdı üzerine yazılmış K ur’ân-ı kerîmin kûfî yazılı ilk nüshaları bulunmaktadır. Bâyezîd Paşa Câmii: Kuş Köprüsü yanındadır. Sadrazam Necmeddîn Halil Bâyezîd Paşa Amasya sancak beyi iken 1414’te yaptırmıştır. Cephesi mermer, çevresi taştandır. Minber süsleri sanat bakımından çok kıymetlidir. 1892’de tâmir görmüştür.
AMASYA
Burmalı Minâre Câmii: Şehrin güneyinde olup, Selçuklu emîri Necmeddîn Ferruh tarafından 1237-1247 seneleri arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. 1590 zelzelesinden 1602 ve 1730 yangınlarından sonra bir çok defâ tâmir edilmiştir. Câminin minâresi Türkiye’de sayıları nâdir olan burmalı minârelerdendir. Çilehâne Câmii: 1413’te Osmanlı emirlerinden Yâkub Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1964’de Vakıflar Genel Müdürlüğü câmiyi restore ettirmiştir. Tekke ve câmi olarak iki bölümden meydana gelmiştir. Fethiye Câmii: Kuba Dede Câmii adıyla da anılır. Kilise iken 1116’da Danişmendli Fethi Gâ- zî tarafından câmiye çevrilmiştir. 1884’teki tâmi- ri sırasında minâre ilâve edilmiştir. 1939’da zelzeleden yıkılmıştır. Kiliseden çok az bir bölüm kalmıştır. Sonra tekrar tâmir ettirilmiştir. Gök Medrese Câmii: 1267’de Amasya Beylerbeyi Emir Seyfeddîn Torumtay tarafından yaptırılmıştır. 1926-1977 yılları arasında müze olarak kullanılmıştır. Selçuklu san’atının en güzel örneklerindendir. Kesme taştan yapılmıştır. Mehmed Paşa Câmii: Şehzâde Ahmed’in lalası, Mehmed Paşa tarafından 1486’da yaptırılmıştır. 1939’daki depremden sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. Ağaç oymacılığının güzel bir örneği olan kapısı, Amasya müzesindedir. Mermer minberi, Türk mîmârîsi- nin en güzel taş minberlerindendir. Saraçhâne Câmii: 1372’de Amasya Emîri Şad- geldi Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1951’de tâmir edilmiştir. İç duvarlar kalem işleriyle süslenmiştir.
Sofular Câmii: Sofular Mahallesinde olup, 1502’de Beylerbeyi Abdullah tarafından yaptırılmıştır. Dârülhadîs olarak yaptırılan bir Osmanlı eseridir. Kilâri Selim Ağa Câmii: 1483’te saray kilercisi Selim Ağa tarafından yaptırılmıştır. Depremlerde harâb olan câmi pekçok defâlar tâmir edilmiştir. Kesme taştandır. Şamlar Câmii: Küçük Ağa Câmii ve Ayas Ağa Câmii de denilir. İlk olarak Dânişmendli Melik Gâzî tarafından yaptırılmıştır. Yıkılan câmi, 1495’te Kapıağası Ayas Ağa tarafından yeniden inşâ ettirilmiştir. Kare plânlı ve tek kubbeli olan câmi, moloz taştandır. Âbide Hâtûn Câmii: Merzifon’un Bahçekent köyünde, on yedinci asrın başlarında Sadrâzam Kara Mustafa Paşanın annesi Abide Hâtûn tarafından yaptırılmıştır. Çelebi Mehmed Câmii: Sultan İkinci Murâd Han tarafından 1411 ’de babası adına Merzifon’da yaptırılmıştır. Medrese Önü Câmii diye de bilinir. Doğu kapısının kanatları ağaç oymacılığının güzel bir örneğidir. Köprülü Mehmed Paşa Câmii: Gümüşhacıköy’de 1660’da sadrâzam Köprülü Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1939 depreminde yıkılan câmi, 1948’de yeniden inşâ edilmiştir. Câminin içi kalem işiyle süslüdür. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Câmii: Merzifon’un en büyük câmii olup, sadrâzam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından 1667’de yaptırılmıştır. Kesme taştandır. Câmiyi üç sıra pencere aydınlatır.
Hamamözü ilçesinden bir görünüş.
Yeni Rehber Ansiklopedisi 87
AMASYA
Kapıağası Abdülmuî Efendi tarafından yaptırılmış olan, Osmanlı mîmârisinin en güzel eserlerinden Büyükağa Medresesi.
Yörgüç Paşa Câmii: Gümüşhacıköyü ilçesinin Gümüş köyündedir. 1429’da Amasya Beylerbeyi Yörgüç Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1946’da tâmir görmüştür. Gök (Mâvi) Medrese: Amasya Beylerbeyi Seyfeddîn Torumtay tarafından 1266-1267 senesinde yaptırılmıştır. Câmi, medrese ve kümbetten ibârettir. Üstü açık olan medreseyi mâvi çiniler süslediği için Gök Medrese denilmiştir. Yuvarlak kaideler ve süslü m inâreleri vardır. Mîmârı Ebû Müslim N eccâr’dır. Mozaik çinilerle süslü kümbetin kırık pramidleri az rastlanan eserlerdendir. Bîmârhâne (Dârüşşifâ): İlhanlı Sultanı 01- cayto’nun eşi Yıldız Hâtûn tarafından kölesi Abdullah oğlu Amber Lala için 1309’da yaptırılmıştır. Tek katlı bir tıp medresesi olarak inşâ edilmiştir. Hastaların müzikle tedâvî edildiği ilk akıl hastânesidir. Giriş yeri çiçek ve yaprak motifleriyle süslüdür. Bu şifâ yuvası o devirde büyük üne sâ- hipti. Burada çok kıymetli hekimler yetişmiş ve pek çok hasta tedâvî edilmiştir. Hilâfet Gâzi Medresesi: Birinci Gıyâseddîn Keyhüsrev zamânında Emir Mücâhid Hilâfet Alp ibni Tulî tarafından 1210’da Fahreddîn Ali el-Bu- hârî ve talebeleri için yaptırılmıştır. Kapı Ağa Medresesi: Büyükağa Medresesi diye de bilinir. 1488’de İkinci Bâyezîd’in kapıağası Abdülmuîn oğlu Hüseyin Ağa yaptırmıştır. OsmanlI mîmârisinde benzeri çok az bulunan bir eserdir. Haliliye Medresesi: Gümüşköyü’nde Halil Paşa tarafından 1415’te yaptırılmıştır. 12 odalı bir medresedir.
Sultan Mesûd Türbesi: Sultan Mesûd ve bâzı şehzâdelerin kabirlerinin bulunduğu bir türbedir. Selçuklu devrinin son eserlerindendir. Geometrik motiflerle süslüdür. Türbenin bir benzeri yoktur. Kâdılar Türbesi: Amasya’nın batısındadır. Anadolu’da bir benzeri bulunmayan bir yapıdır. Tek bir lahid içinde 4 kâdınm (hâkimin) kabri vardır. Selçuklu eseridir. Şâdgeldi Paşa Türbesi: 1382’de yapılmıştır. İçinde Amasya emîri Şâdgeldi Paşanın kabri vardır. Şehzâdeler Türbesi: 1410’da Çelebi Sultan Mehmed tarafından yaptırılmıştır. Türbede birçok Osmanlı şehzâdesi yatmaktadır. Hilâfet Gâzî Türbesi: 1226’da Hilâfet Alp ibni Tulî için yapılmıştır. Bitki motifleri ve geometrik şekillerle süslenmiş kümbet taş işçiliği bakımından çok kıymetlidir. Torumtay Türbesi: Gök Medrese Câmii kar- şısındadır. 1279’da Beylerbeyi Seyfeddîn Torumtay tarafından yaptırılmıştır. Selçuklu eserlerinin en güzelidir. İki katlıdır ve yarım merdivenlerle çıkılır. Türbede üççocuk, 9 sanduka bulunmaktadır. Bedesten: Ekin Pazarı yakınlarındadır. 1483 senesinde Sultan İkinci Bâyezîd’in Kapıağası Hüseyin Ağa yaptırmıştır. Dört cephesinde birer kapısı vardır. Ön tarafı kesme taştan, diğer duvarları moloz, taş ve tuğla karışımıdır. Ezine Pazarı Hanı: Amasya-Tokat yolu üzerindedir. 1238’de Vâlide Sultan Melike Mahperi Hâtûn tarafından yaptırılmıştır. Arasta (Bedesten): Gümüşhacıköy ilçesin- dedir. 1669’da sadrâzam Köprülü Mehmed Paşa
Yeni Rehber Ansiklopedisi 88
yaptırmıştır. Dört kapısı vardır. Üstü açık bir yolun iki yanında uzanan altışar dükkândan meydana gelmiştir. Büyük Hamam: Gümüşhacıköy ilçesinde olup, 1658’de sadrâzam Köprülü Mehmed Paşa yaptırmıştır. Çifte Hamam: Merzifon’dadır. 1388’de Bi* rinci Murâd Han yaptırmıştır. Duvarları taş, tavanı ahşaptır. Hızır Paşa Hamamı: Sünbül hamamı diye de bilinir. On beşinci asırda Hızır Paşa yaptırmıştır. Kara Mustafa Paşa Hamamı: Merzifon’dadır. 1678’de sadrâzam Kara Mustafa Paşa tarafından câminin vakfı olarak yaptırılmıştır. Çağlayan Köprüsü: Danişmendli İltekin Gâ- zî tarafından eski bir köprünün ayaklan üzerine kurulmuştur. Turhal yolu üzerindedir. Kemerleri kırmızı tuğladan 70 m uzunluğunda 4 m genişliğin- dedir. Köprünün yanında İltekin Gâzî’nin mezarı vardır. Kuş (Künç) Köprüsü: Bâyezîd Paşa Câmii karşısında Yeşilırmak üzerindedir. Sultan İkinci Gı- yâseddîn M es’ûd’un kızı Hundi Hâtun’un yaptırdığı bu köprü Selçuklu eseridir. 1938’de tamir edilmiştir. Terziköy Kaplıcaları: Amasya-Zile yolu yakınında olup, il merkezine 27 km uzaklıktadır. Romatizma, felç, mîde, barsak, sinir, safra kesesi, böbrek ve kadın hastalıklarına iyi gelir. Hamamözü Kaplıcaları: Gümüşhacıköy il- çesindedir. Romatizma ve bâzı deri hastalıklarına iyi gelmektedir. Gözlek Kaplıcası: Amasya’ya 20 km mesâ- fede Çekerek ırmağı kenannda bataklık bir bölgededir. Kükürtlü suyu romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelmektedir. Mesire yerleri: Amasya târihi zenginlikleri yanında tabiî güzellikleri de olan bir ilimizdir. Borabay Gölü: Amasya il merkezine 65 km uzaklıktadır. 900 m boyunda 300 m eninde 30 m derinliğinde bir krater gölüdür. Etrâfı çam, kestâ- ne ve salkım söğütlerle süslüdür. Gölde alabalık avlanır. Sarlayuk Şelâlesi: Merzifon ile Gümüşhacıköy ilçeleri arasındaki Doluca köyü yakınındadır. Çınar, pelit, kavak, söğüt ve çam ağaçları ile kaplıdır. Şelâlenin altında basamak hâlinde 1.5 m derinliğinde iki havuz vardır. Havuzların etrâfında piknik yerleri bulunur. Çakallar Mesiresi: İl merkezine 2 km uzaklıktadır. Bağlık ve bahçelik olup, piknik alanları vardır. Yeşil Yenice (Gölbaşı): 3.000 metrekarelik bir alanı kaplar. 800 yaşında olduğu tahmîn edilen bir çınar yanında geniş bir havuz vardır. Kuzey yamacı teras biçimindedir.
AMAZON HAVZASI
Karakaya Mesiresi: Suları bol ve kirazı güzel bir yerdir. Ferhat su yolu buradan geçmektedir. Şehrin üst tarafında bağlık bir yerdir. Ziyâret kasabası: Ayva ağaçları ile süslü bir piknik yeridir. Amasya’ya 7 km uzaklıktadır. Pehlivan Çayırı: Merzifon yakınında yeşillik bir mesire yeridir. Germece Oluk: Merzifon’un Paşa deresinde bir mesîre yeridir.