ARAGON, Louis (1897-1982).

Aşk ve özgürlük üzerine şiirleriyle ünlü Fransız şair ve romancı Aragon Paris’te doğdu. Tıp öğrenimi gördükten sonra I. Dünya Savaşı sırasında askere alındı. Askerlik arkadaşları arasında geleceğin ünlü edebiyatçılan AndrĞ Breton ve Paul Eluard da vardı. Bu arkadaşlanyla dostluğunu ve daha başka sanatçılan Anicet (Anicet ou le Panorama-, 1921) adlı romanında anlatmıştır.

 
Aragon arkadaşlanyla birlikte Dada adlı edebiyat topluluğuna katıldı. Dadacılar, I. Dünya Sâvaşı’nın yarattığı umutsuzluk ortamında her türlü baskıya ve toplumsal kurala, özellikle şiirde anlama karşıydılar. Örneğin Aragon’un bu dönemde yazdığı bir şiir, alfabedeki harflerin rasgele sıralanmasından oluşuyordu.
1919’da Philippe Soupault ve Breton ile birlikte Littirature adlı gerçeküstücü dergiyi kurdu. Gerçeküstücülük Akımı her türlü sanat ve düşünce anlayışını kökten değiştirmeyi amaçlıyordu {bak. GERÇEKÜSTÜCÜLÜK). Bir köylünün Paris izlenimlerini gerçeküstücü anFransız şair Louis Aragon’un birçok yapıtı dilimize de çevrilmiştir.
layışla anlattığı le Paysan de Paris (“Parisli Köylü”) romanı 1926’da yayımlandı.
1927’de Fransız Komünist Partisi’ne giren Aragon’un sanat ve düşün yaşamında köklü değişmeler oldu. Toplumcu gerçekçi anlayışa yönelerek gerçeküstücülerle ilişkisini kesti ve sanat ve edebiyat konulannda partinin sözcülüğünü üstlendi. Bu dönemde yazdığı romanlarında Fransız toplumunun insan tiplerini, toplumsal gerçeklerini sergilemeye ağırlık verdi. Le Monde reel (1933-44; “Gerçek Dünya”) adıyla; yayımladığı dört ciltlik roman dizisinde özellikle zenginlerin yaşama biçimi üzerinde duran Aragon, onlann bencilliklerini, çürümüşlüklerini, işçilerin yaşam koşullanm ve özlemlerini dile getirdi. Bu romanlardan ikisi Kibar Semtler {les Beaux guartiers; 1936) ve Çalardı Basel’in Çanları (les Cloches de Bâle; 1933) adıyla Türkiye’de de yayımlandı. Partinin 1939-40 dönemindeki öyküsünü anlattığı altı ciltlik roman dizisi les Communistes (1949-51; “Komünistler”) ve 1810’lar Fransa’sını konu alan la Semaine sainte (1958; “Kutsal Hafta”) gibi romanlannda toplumcu gerçekçi çizgisini sürdürdü.
II. Dünya Savaşı’nda Almanlar Fransa’yı işgal ettiğinde Aragon direniş hareketine katılmıştı. Askere alınmasına karşın, şiirleri direniş gazetelerinde takma adla yayımlanıyordu. Özgürlük temasını işlediği ve çoğu şarkı ya da marş olarak bestelenen şiirleri dilden dile dolaşarak yaygınlaşıyor, direniş önderlerinden General De Gaulle, Cezayir radyosundan Aragon’un şiirini okuyarak halkı direnişe katılmaya çağırıyordu.
1928’de tanıştığı ve 1939’da evlendiği Rus kökenli Elsa Triolet için yazdığı aşk şiirleri Aragon’un şair olarak ünlenmesinde büyük rol oynadı. Bu şiirlerde ana dilini ustalıkla kullanıyor, yeni imgelerle büyüleyici bir hava yaratıyordu. Aragon, geleneksel Fransız şiirinin yanı sıra doğu şiirinden, özellikle de Arap ve îran şiirlerinden esinlendi. Doğu şiirindeki gizem ve tannsal güçleri yüceltme, Aragon’un şiirinde Elsa’yı, Elsa’nm aracılığıyla da kadını yüceltmeye dönüşüyordu. Türkiye’de Elsa’ya Şiirler (Elsa; 1959), Elsa’nm Mecnunu (le Fou d’Elsa; 1963) ve Mutlu Aşk Yoktur (1988) adlarıyla yayımlanan bu şiirlerde Aragon aşk, özgürlük, mutluluk temalarını işliyordu,
1953-72 arasında Les Lettres Françaises dergisinin yayın yönetmenliğini yapan Aragon, makale ve denemelerinde Fransız ve Sovyet edebiyatını inceledi. Elsa’nın 1974’te ölümünden sonra evine çekilen şair, bütün çabasını şiirlerini gözden geçirmeye harcadı. 1982’de Paris’te öldü.
Aragon’un öbür yapıtlan arasında Feu de joie (1920; “Sevinç Ateşi”), le Mouvement perpâtuel (1925; “Sonsuz Hareket’^, la Crive-coeur (1941; “Büyük Acı”), les Yewc d’Elsa (1942; “Elsa’nm Gözleri”), la Diane française (1945; “Fransız Diana’sı”), // ne m’est Paris que d’Elsa (1964; “Elsa’sız Paris Benim İçin Bir Hiçtir”) gibi şiir kitaplan ile la Mise â mort (1965; “Ölüme Gönderme”) ve Blanche ou l’Oubli (1967; “Blanche ya da Unutuş”) gibi romanlan sayılabilir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*