wiki

ARİSTO

A R İS TO (A r is to te le s ) ; Eski Yunan filozofu.
Babası Nikomakhos, Makedonya Kralı II.
Amyntas’ın sarayında hekîm idi. Aristo, 17 yaşından
37 yaşına kadar Eflâtun (Platon)’un talebeliğini
yaptı. Eflâtun ruhların nakline inanırdı.
Teslis inancını ilk olarak ortaya çıkaran budur. Eflâtun’un
yanında özellikle mantık ve metafizik
alanlarında çalıştı. Ayrıca hukuk, matematik, astronomi
ve tıb alanlarında çalışmalar yaptı (Bkz.
Eflâtun).
Hocası Eflâtun’un ölümünden sonra gezgin
bir hayat sürdü. Daha sonra Makedonya’ya döndü.
Kral Filip’in oğlu İskender’in öğretmeni oldu.
İskender tahta çıktığı zaman şöhreti daha da
yayıldı. Atina’da Apollon Lykeion Tapmağı yanında
bir okul yaptırdı. Ondan sonra bu seviyede
açılan okullara lise adı verildi. İskender’in ölümü
üzerine itibârını kaybetti. Dinsizlikle suçlandı. O
da buna kızarak Ağrıboz Adasındaki Khlasis’e
gitti ve ertesi yıl burada 62 yaşında öldü.
Hellenistik devirde Aristo’nun düşünce ve
okuluna önem verilmemiştir. Fakat daha sonra
Skolastik devirde Aristo’nun eserleri önem kazanarak
resmî metinler hâline gelmiştir. Eserleri,
Aristo’nun konuşmalanndan notlar alınarak 4 grupta
toplanmıştır:
1. Felsefe yazıları: Ruh, gökyüzü, fizik üzerine
sekiz kitaptan meydana getirilmiştir. Târih, hayât
ve hayvanlarla ilgili düşünceleri de bu kitablarında
toplanmıştır.
2. Mantık yazıları: Daha sonra buna Organon
adı verilmiştir. Yorumla ilgili, Kategoriler, Topikler,
Metafizik ve Sofut Helenler üzerine 14 kitaptan
meydana gelmiştir.
3. Pratik felsefe yazıları : AtinalIların anayasası
gibi.
4. Şiirler.
Aristo, Eflâtun’un görüşlerinden pek ayrılmadı
ama, yer yer onunkilerden farklı görüşler
ortaya koydu. Derslerini yürüyerek anlattığı için
kurduğu felsefe ekolüne de “Peripatos” (Meşşâî :
Yürüyen) adı verildi. Aristo’nun ilk çağda Eflâtun
kadar tesiri görülmez. Ancak 5 ilâ 15. yüzyıllarda
Avrupa’da en fazla onun tesiri olmuştur. İlk yüzyıllarda
batıda tek bilinen Aristo mantığı idi. On
ikinci yüzyıla kadar Aristo’nun eserleri din dışı
olarak okutulmuş; bu yüzyıldan sonra Aristo’nun
mantığından istifâdeye çalışılmıştır. Ancak Rönesans
hareketleriyle ve Endülüs’ün tesiri ile ilimde
yeni yeni buluşlar ve ilerlemeler kaydedilince,
Aristo’nun fikirleri çürütülmüştür. Fârâbî, İbn-i
Sinâ, İbn-i Rüşd ve El-Kindî gibi kimseler İslâm
inancına, yâni kelâm bilgileri arasına Aristo’nun
fikirlerini yerleştirmeye uğraştılar. Fakat İmâm-ı
Gazâlî gibi büyük İslâm âlimleri bunlara karşı çıkarak,
gerekli cevâbı verdiler. Nitekim Aristo, bütün
felsefeciler ve tecrübeleri, hayalleri ile îzâha
kalkışan bütün maddeciler gibi, akıl ile îzâh edilemeyen
konuların çoğunda yanılmıştır. Bir yandan
bir çok hakikatleri meydana çıkarırken, bir
taraftan da ilmin gelişmesine mâni olmuştur. Meşhûr
Alman kimyâgeri Prof. Fritz Arnd’ın İstanbul’da
çıkan Türkçe Tecribî Kimyâ kitabında;
“Fen ve ilim terâkkisinin hemen hemen bin beş yüz
sene içinde durmuş olması, kısmen Aristo felsefesinin
kabahatidir.” yazısı bu durumu en güzel şekilde
îzâh etmektedir.
Aristo’nun felsefesi: Aristo, diyaloga yer veren
karşılıklı konuşma tipi yazılar yazmıştır. Ancak
bu yazılar zamanla kaybolmuş ve geriye yalnızca
ders ve araştırma notlan kalmıştır. Aristo, hocası
Eflâtun’un idealar fikrinden hareket etmiştir.
Eflâtun ideaları bir gerçek kabûl ederken, Aristo
bunu kabûl etmemiştir. Ona göre sâdece elimizle
tutup, gözümüzle gördüğümüz varlıklar gerçektir.
Yine ona göre fikirlerimiz, bu fikirlerin ilgili olduğu
şeylerden, duyulardan ayrılamaz. Eflâtun’un
idealar fikrine karşı çıkmakla berâber, o da idea
kavramından hareket eder: Bütün varlıklar madde
ile şekilden meydana gelmiştir. Şekil, aktif bir
ideadır; maddeye niteliklerini veren odur. Bu sebeple
gözle göremediği ideaları inkâr yoluna gitmiştir.
Tanrı fik r i: Aristo bütün evrenin en alt maddesini
teşkil eden dört unsura (hava, toprak, ateş,
su) beşinci bir unsur ilâve eder. Bu unsura Aithera
= Ether ismini vermiştir. Ona göre dört unsur
nesneleri meydana getirir. Ether ise gök tabakalarını
meydana getirmektedir. Bu tek sınırlı ve sonsuz
uzayın merkezinde yeryüzü bulunmaktadır.
Gökler dünyâyı sarmakta ve hepsinin durmadan
hareketini ve düzenini sağlayan kendisi hareketsiz
olan nihâî kuvvet olan tanrı vardı. Avrupa’da bu
görüşlerini astronomi sisteminin temeli kabûl ettilerse
de, Kopernik gibi bâzıları, İslâm kaynaklarından
meselâ Batrûcî, İbn-i Şâtır gibi âlimlerin
kitaplarından aldıkları bilgilere dayanarak bunu
reddettiler.
Aristo’ya göre dünyâ ve madde dâimidir (kadîmdir).
Bugün fen adamları tecrübî esaslara dayanarak dünyânın ve maddenin daimî olmasının
imkânı olmadığını ispât etmişler ve Aristo’nun
bu düşüncesini çürütmüşlerdir.
Ahlâk bilgisi: Aristo, ahlâk bilgisinde İlmî
kesinliğin yeri olmadığını söylemiştir. Pratik olarak
“faziletin ne olduğunu bilmek yerine, iyi bir insan
olmanın önemi” üzerinde durmuştur.
Ruh: Psikolojide Aristo, rûhu, vücûdun şekli
olarak, yâni cisim olarak târif etmektedir ve rûhun
kadîm olduğunu ve başkasına geçtiğini (tenâsüh)
iddiâ etmektedir. Bütün bu rûhun cisim olması
ve kadîm olduğu iddiâsı ve tenâsüh nazariyeleri
günümüzden önce İmâm-ı Gazâlî tarafından,
günümüzde de müsbet ilim tarafından çürütülmüştür.
Bilim: Aristo, tabiat bilgilerinin târifi ve sınıflandırılmasındaki
çalışmaları ile bilinir. Bu konulardaki
bilgisi ve metodu dikkati çekmektedir.
Tabiattaki türlerin tanınması ve târif edilmesi konusunda
başarılı olmuştur. Kendisi ve okulu tabiat
bilimlerinin ayrı bir ilim kolu olarak kurulmasını
sağlamıştır.
Mantık: Mantıkta Eflâtun’un yolunda devâm
etmiştir. Aralarındaki fark, Eflâtun gerçeği
idealarda, Aristo ise nesnelerde aramıştır. O, gerçek
düşüncenin formlarının (sûretlerinin) aynı
zamanda hakîkatinin de formları olduğunu kabûl
etmiştir. Daha da ileri giderek formal mantığı
kurmuştur. Kendisinin bu konuda yaptığı değişiklik
her şeyi münâkaşa alanına itmesidir. Bu, bâzı
sembol ve değişkenlerin kullanılması sonucunu
doğurmuştur. Modern sembolik mantığın nüvesini
teşkil eden değişkenlerin kullanılması,
Aristo’dan alınmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir