Artaud, Antonin
Fransız yazarı, tiyatro oyuncusu ve kuramcısı (Marsilya 1896-İvry-sur-Seine 1948). “Sanat yapma”yı inatla reddederek, “kültüre karşı yaşamı seçtiğini” açıklamasına karşın, edebiyat ve tiyatro yapıtları yazarı Antonin Artaud’nun yapıtlarında üç belirgin özellik ayırdedilebilir.1 . Süreksizlik: Simgeci esinli şiirlerden {Tric-Tracdu Ciel [TanrınınTavla Oyunu,1923]) gerçeküstücülüğe (l’Om- bilic des limbes [Belirsizliğin Orta Yeri, 1925]; Le Pèse- nerfs [Sinirölçer, 1925]), sonra da haykırmanın gerekliliği ile dilin güçsüzlüğünü birarada yansıtan deneylere ( Pour en Finir avec le Jugement de Dieu [Tanrısal Adaletten Yakayı Kurtarmak İçin, 1948]) geçti. 2. “Tiyatro eylemi”nin önemi: Oyuncu olarak tiyatroda Dullin, Jo- uvet ve Pitoeff yönetiminde sahneye çıktı: Abel Granee, Cari Dreyer, Pabst ve Fritz Lang yönetimindeki filmlerde rol aldı; film senaryoları yazdı: Alfred-Jarry Tiyat- rosu’nu kurdu (1926); çağdaş tiyatroyu derinlemesine etkileyen bir estetik (Le Théâtre et Son Double [Tiyatro ve Benzeri, 1938]) oluşturdu. 3. Anlaşılma gereksinmesi: Hem eleştirel denemelerinde, hem yazışmalarında dile geldi (Correspondance avec Jacques Rivière [Jacques Rivière’le Mektuplaşma, 1927]; Lettres de Rodez [Rodez’den Mektuplar, 1947]; Lettres à Génica Atha- nassiou (Génica Athanassiou’ya Mektuplar, 1969]). Başkalarıyla kurmaya çalıştığı ama sık sık kesintiye uğrayan bu iletişim, Artaud’yu, dinleyicisini Fransa dışında “başka yerlerde”, Meksika’da (Voyage au pays desTa- rahumaras [Tarahumaralar Ülkesine Yolculuk]), İrlanda’da aramaya zorladı. Bunda da başarısızlığa uğrayıp delirmeye başladığında (1937-1946 arasında çeşitli akıl hastanelerinde yattı), o “başka yer”, ona acı çektiren düşsel kişilerin ülkesi (Tibet) oldu. Kendi görüşüne göre, düşünceyi sonuna kadar götürmeye cesaret eden ve kendilerini derin düşünce ve çağdaş yaratıcılığın ayrıcalıklı yeri olan kültürün “sınırında” tutmayı başarabilen Hölderlin, Nietszche ve Van Gogh (Van Gogh, Le Suicidé de la Société [Van Gogh, Toplumun İntihar Eden Adamı, 1947]) gibi sanatçıların çizgisinde yeralan bir sanatçıydı. Tiyatro kuramlarıyla Jean Louis Barrault Roger Blin, Peter Brook gibi tiyatro artistlerini, canlı tiyatroyu ve “deneysel tiyatro” adı verilen hareketin tümünü etkiledi.
Fransız yazarı, tiyatro ve sinema oyuncusu, tiyatro kuramcısı. Anton in Artaud Napoléon (1927) filminde Marat rolünde. Sürekli zihinsel bozuklukları olan ve sonunda akıl hastası teşhisi konan (1936) A rtau d “vahşilik tiyatrosu”hun da öncülüğünü yapmıştır. Sahnede sözlü olmayan yanların kullanılmasını öne çıkaran bu hareket; seyircileri rahatsız etmeye çalışır.