arya
Genellikle operada bulunan, oratoryo ve kantatta da rastlanan, solocuların seslendirdiği ezgi. Recitati- vo’dan farkı, müzik daha çok vurgulandığı için, konunun geri planda kalması olan arya, XVII. yy. başında bağımsız, küçük parçalar biçimindeydi; ama kısa süre sonra aryalar, “da Capo aryaları” diye adlandırdıkları daha uzun kompozisyonlarda kullanılmaya başlandılar (“da Capo baştan tekrar et” anlamına gelir). Da Capo aryaları, açılış bölümünden (A) sonraki farklı bir bölümden (B)sonratekrar(A) bölümüne dönüyor, şancılarta- rafından yeğlenmelerine karşın, operayı inandırıcılıktan uzaklaştırdığı gerekçesiyle çalgıcılar ve eleştirmenler tarafından eleştiriliyordu. Eleştirilerin başlıcası, A’da ortaya konan sorunun B’de çözülmesi ve sırf müzikal nedenlerle yeniden sorunun ortaya koyulmuş olduğu A bölümüne dönülmesinin, operada bir çelişki yaratma- sıydı. XVII. yy. ortalarında aryalar hâlâ eylemi kesmelerine karşın, duygusal açıdan ve tiyatro sanatı açısından opera sahneleriyle bütünleştiler. Richard Wagner’in Tristan ve ¡soldé’si gibi yapıtlarla, arya ile recitativo arasındaki ilişki son derece karmaşıktır. XIX. yy. klasik.operaları, repertuardaki önemli yerlerini büyük ölçüde anımsanmaya değer bir melodiyi, dramatik bir geçişi ve önde gelen bir kişiliği biraraya getiren çekici aryalarına borçludurlar.