ATOM BOMBASI; Alm. Atombombe, Fr.
Bombe atomique, İng. Atomic bomb. Kararsız
atomların çekirdeğindeki zincirleme bölünme reaksiyonunun
bir anda ve patlama şeklinde olmasıyla
ortaya çıkan enerji. Eğer zincirleme bölünme
reaksiyonu, kontollu bir şekilde devâm ettirilirse
atom pili veya nükleer santral meydana getirilir.
Atom bombasının yapımı çalışmaları: Bâzı
atom çekirdeklerinin büyük birer enerji deposu
olduğu, 1896’da Fransız fizikçisi Henri Becquerel’in
radyoaktifliği keşfetmesiyle anlaşılmıştır.
1919’da İngiliz fizikçisi Rutherford azot gazı çekirdeğini,
radyoaktif cisimlerin yaydığı alfa tânecikleri
ile bombardıman ederek azot çekirdeğini
oksijen çekirdeğine dönüştürmüştür:
7N 14+2He4-* 8 0’l7-;+ ,1i1 •
Bu buluştan sonra çekirdek reaksiyonu üzerindeki
çalışmalar* artmış ve 1934 yılında İtalyan
fizikçisi Enrico Fermi uranyum çekirdeği ile nötron tâneciğinin reaksiyonundan, atom numarası
daha büyük olan transuranyum denilen yeni elementlerin
meydana geldiğini ileri sürmüştür. Bu
bilgilerden faydalanan Alman kimyâcıları Otto
Hahn ve F. Strasmann 1938 yılında uranyum çekirdeğini
nötron bombardımanına tâbi tutarak yaklaşık
aynı boyda iki çekirdeğe bölmüşlerdir:
T t235 . 1 t » 140 . 92 0 İ T
92 + 0 n ^ 56 + 36 K r 3 0n + Is i
Bir uranyum 235 çekirdeğinde 92 proton ve
143 nötron vardır. Kararsız olan bu çekirdekte
enerji fazlalığı olup, her an patlamaya hazır vaziyettedir.
Böyle bir çekirdeğe bir nötron daha gönderildiğinde
daha yüksek enerjili hâle gelir. Bu
enerji fazlalığı çekirdeğin küresel şeklini bozarak
iki parçaya bölünmesine sebeb olur. Bölünme sonucunda
meydana gelen radyoaktif baryum ve kripton
bir süre beta ışını yayarak kararlı hâle geçerler.
Ayrıca fazla miktarda enerji ve nötron açığa çıkar.
Açığa çıkan nötron, reaksiyonu devâm ettirir.
Her bir çekirdeğin bölünmesinden çok fazla
miktarda enerji meydana gelir. Buna göre bir kilogram
uranyum 235 çekirdeğin bölünmesiyle açığa
çıkan enerji 2500 ton kok kömürünün yanmasıyla
açığa çıkan enerjiye eşittir.
Bu çalışmalar İkinci Dünya Savaşının yaklaştığı
bir zamanda Alman kimyâcıları tarafından
yapılmaktaydı. Amerika Birleşik Devletleri, Almanların
atom enerjisinden faydalanarak bomba
yapabileceklerini düşünerek, Almanlar’dan önce
sonuca ulaşabilmek için metalürji projesi kod
adıyla çalışmalara başlamışlardır. Proje İtalyan
fizikçisi Enrico Fermi tarafından yönetilerek 1942
yılında Uranyum çekirdeklerinin zincirleme parçalanması
gerçekleştirilmiş ve 2 Aralık 1942’de ilk
reaktör çalıştırılmıştır. Bu târih atom çağının başladığı
gün olarak kabûl edilir. Böylece atom bombasının
yapımı için ilk adım atılmıştır.
İkinci Dünyâ Savaşma katılmış olan Amerika,
atom bombasının yapımı için New Mexico eyâleyâletinde
Los Alamos’da atom bombası yapım merkezi
kurmuştur. Bu bölge askerî yasak bölge ilân edilerek
adı haritadan silinmiş, atom fizikçisi Prof. Dr.
Oppeheimer başkanlığındaki 5700 kişilik bilim
ordusu çalışmalarını sürdürmüştür. Bu merkezde
1945 yılı başında bombanın esas maddesi olari
saf uranyum 235 ve plutonyum 239’dan 50’şer
kilogram elde edilmiştir.
1945 yılı Temmuz ayında dünyânın ilk atom
bombası hazırlanmıştır. Bunlardan uranyum
235’ten yapılan atom bombasına (little boy), plütonyum
239’dan yapılana ise (fat man) adı verilmiştir.
Bu bombalar sâniyenin milyonda birinde,
bir milyon kere milyon kilo kalori enerji açığa çıkarmaktadır.
Bu enerji havayı ısıtarak 12.000 nl
yüksekliğinde bir bulut meydana getirmekte, rüzgârlarından
binâlar yıkılmakta ve 400 m çapındaki
alanı eriterek ateş gölü hâline getirmektedir.Atom bombasının kullanılması: Amerika
Birleşik Devletleri tarafından 6 Ağustos 1945 günü
ilk uranyum bombası Japonya’nın Hiroşima
ve 9 Ağustos 1945’te plutonyum bombası Nagazaki’ye
atılmıştır. Bunun sonucunda Japonya teslim
olarak İkinci Dünyâ Savaşından çekilmiştir.
Bombaların etkisi ile 300.000’den fazla insan ölmüş,
250.000 kişi yaralanmış ve radyoaktif ışınlardan
zarar görmüştür. Aradan 50 yıla yakın bir
süre geçmesine rağmen, hâlen bölgedeki korku
ve huzursuzluk sürüp gitmektedir.
Atom silahlan patlayınca, hemen şiddetli bir
rüzgâr etrafa yayılır. Bu rüzgâr beş sâniye sürer.
Sonra etraftan buraya, ikinci bir rüzgâr gelir. Bu rüzgârlar,
binâları, ağaçları yıkar. Ancak kuvvetli çelik
çerçevelerle takviye edilmiş betonarme yapılar,
bunlara dayanabilir. Gamma ışınlan, kandaki akyuvarları
(lökositleri) tahrip edip, alyuvarların (hematilerin)
üremesini men eder. Hiroşima’da bu ışmlârla
9000 kişi ölmüştür ki, bu miktar, bütün zâyiâjtın
% 15’i kadardır. Patladığı yerden îtibâren birkaç
kilometreye kadar şiddetli tesiri vardır. Otuz üç
Santimetre kalınlığında çeliğin, bir metre betonun,
yüz altmış yedi santimetre toprağın; atom bombası
tesirinden korudukları tespit edilmiştir.
Bugün, tesiri daha fazla ve daha korkunç atom
bombalan yapılmaktadır. Fakat, şimdi, atom bambasmdan
endişe ve korku kalmamış gibidir. Çünkü,
haber alma merkezlerindeki radarlarda, düşmanın
bomba taşıyan uçağının harekete geçtiği görülür.
Yerden idâre edilen roket atılarak, tam isâbet ile,
Yeni Rehber Ansiklopedisi 24
bomba, düşmanın memleketi üzerinde patlatılacak,
onun bombası ile kendisi imhâ edilebilecektir.
Haberleşmede meydana gelen ilerlemelerin
sonucu olarak, radar merkezinde, herhangi bir şehirden,
bir üsten kalkan uçağın, cinsi, yüksekliği,
hızı, uçuş istikâmeti, her an görülmektedir. Keşif
uçakları ve gemiler, düşmanın binlerce kilometre
uzaktaki hareketi, ekranda seyredilmektedir. Tam
isâbetli roket ve füzeler gönderilerek, düşmanın hareketi
önlenmektedir.
Bugün ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, İtalya,
Pakistan, Mısır, Japonya ve Almanya bu savunma
vâsıtalarını kendileri yapmaktadırlar. Müttefik oldukları
memleketlerde de bu merkezler kurulmuştur.
Bugün atom bombasına sâhip ülkeler ABD,
Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin Halk Cumhûriyetidir.
Bu devletlerin elindeki toplam güç, Hiroşima’ya
atılan ilk atom bambasmm 500.000 katıdır.
Buna karşılık bu silahlardan korunma çâreleri üzerinde
de devamlı çalışılmaktadır.
Atom çekirdeğinde saklı olan bu muazzam
enerji, akıllı insanları düşündürmektedir. 1956 yılında
Türkiye’ye gelip, atomda saklı muazzam
enerji hakkında seri konferanslar veren atom âlimi
W. Heisenberg sözlerini şöyle bitirmişti: “Bütün
konferanslarımda atomdaki enerjiden nasıl istifâde
edilebileceğini anlattım. Şimdi aklımıza
haklı olarak şu sual gelmektedir. Bu muazzam
kudreti, küçücük yere kim ve nasıl koydu? Buna
ancak metafizik (ilâhiyat) cevap verecektir.” Bu
ATOM BOMBASI
26
Eki