Yazar Arşivi: kozlu

OSMAN PAŞA Boşnak, türk devlet adamı (öl. Esri 1681)

OSMAN PAŞA Boşnak, türk devlet adamı (öl. Esri 1681)

OSMAN PAŞA Boşnak, türk devlet adamı (öl. Esri 1681) OSMAN PAŞA Boşnak, türk devlet adamı (öl. Esri 1681). Genç yaşta Hasbahçe’ye alındı. Bostancılar kethüdası, bostancıbaşı (1667) oldu. Vezirlikle Şam valiliğine tayin edildi (1671). Mısır valisi (1677), Diyarbakır valisi ve ikinci defa Şam valisi, Bosna beylerbeyi (1680) ve Eğri valisi oldu.

Devamını Oku »

OSMAN PAŞA, türk denizcisi (?,1835-Oşima, Japonya 1890)

OSMAN PAŞA, türk denizcisi (?,1835-Oşima, Japonya 1890) OSMAN PAŞA, türk denizcisi (?,1835-Oşima, Japonya 1890). Sinop deniz savaşında ölen Osman Paşanın torunu. Deniz Harp okulunu bitirdi. 1877’de mülâzım oldu. 1879’da Basra’ya tayin edildi. Yüzbaşı olarak Paris’e deniz ataşesi oldu (1883). Bahriye nazın Haşan Hüsnü Paşanın kızıyle evlendi. Abdülhamid II’nin yaveri oldu. 1888’de albay, bir süre sonra da paşa oldu. Japonya’yı ziyaret ...

Devamını Oku »

OSMANLI

OSMANLI

OSMANLI OSMANLI i. (Osman’dan osmanlı). 1299 Yılında kurulan Türk imparatorluğunun uyruğundan olan kimse: İşte onun halkına «Osmanlı» dediler. Osmanlı’nm terbiye ve ilerleme ile meydana getirdiği lisan, Oğuz Türkçesinden, yani Türkmen lehçesinden ayrılıp artık «osmanlı dili» oldu (Ahmet Vefik Paşa). Vakıa Osmanhlar, Asya-yı vüstadan geldikleri zaman beraber getirmiş oldukları lisanı muhafaza etmiş olsalar da… (Ahmed Midhat), Kavgada şehadetle bütün kâm alırız ...

Devamını Oku »

ÖDÜNÇ

ÖDÜNÇ

ÖDÜNÇ ÖDÜNÇ sıf. ve zf. (esk. türk. ötünç’ten). Geri verilmek veya alınmak şartıyle (alman veya verilen): Büyük annemden ödünç para almadan ay sonunu getiremeyen dayım… (R. N. Güntekin). Ben ondan para isteyip de sadaka istemiyorum ya? Verirse ödünç verecek (M. Ş. Esendal). — Deniz, tie. huk. Deniz ödüncü, yolculuk sırasında donatanın ve yükle ilgililerin kanunî temsilcisi sıfatıyle kaptanın, kanunda gösterilmiş ...

Devamını Oku »

ÖDYOMETRE

ÖDYOMETRE

ÖDYOMETRE ÖDYOMETRE i. (yun. eudia, güzel hava ve metron, ölçü > fr. eudiometre’den). Kim. Bazı gaz karışımlarının hacimsel analizini veya bileşenleri gaz halinde olan bazı bileşiklerin sentezini, karışımın içinden elektrik kıvılcımı geçirerek yapmağa yarayan âlet. (Yanlış olarak ODYOMETRE de denir.) — ANS1KL. Ödyometri analizinin ilkesi, bir karışım, gaz halindeki iki elementten meydana gelmişse üçüncü bir gazı bu karışımın elementlerinden biriyle ...

Devamını Oku »

ÖFKELENMEK

ÖFKELENMEK

ÖFKELENMEK ÖFKELENMEK geçz. f. (öfke’Ğtn öfke-Ie-n-mek). Bir kimseye veya bir davranışa kızmak, hiddetlenmek: «Affedersiniz, bu tramvay nereye gidiyor bay efendi?» sualine daha fazla öfkelenen yolcu cevap verir: «Cehenneme» (B. Felek). «Paraları» diye hırıldayan herife apansız öfkelendi, istemeden çıkıştı: işiniz yok mu sizin? (Kemal Tahir). + öfkelendirmek ettrg. f. Kızdırmak, bir kimsenin hiddetlenmesine yol açmak: Tufandın hareketsiz duruşu birden Haydar Efendiyi ...

Devamını Oku »

ÖGENİZM veya ÖGENİK

ÖGENİZM veya ÖGENİK ÖGENİZM veya öGENtK i. (yun. eu, iyi ve gennan, doğurma > fr. eugénisme veya eugénique’den). Biyol. İnsan ırkında en sağlam ve en yetenekli bireyleri korumağa, yaşatmağa ve mükemmelleştirmeğe, yani gelecek nesillerin kalıtsal niteliğini korumağa elverişli bütün çareleri, teorik ve pratik bakımdan inceleyen bilim. — ANS1KL. ögenizm, nispeten yakın zamanda doğmuş olsa bile bu konuda yapılan çalışmalar çok ...

Devamını Oku »

ÖGLENALAR

ÖGLENALAR

ÖGLENALAR ÖGLENALAR çoğl. i. Kamçılı birhücreli-ler takımı. (Bunlarda vücudun ön tarafında dışarıyle ilişkili bir kesecik yer alır; ilişkiyi sağlayan daı kanaldan, keseciğin dibine bağlı bir veya birçok kamçı geçer; ayrıca bunların vücudunda paramiton denen ve çeşitli biçimde çok küçük taneciklerden ibaret bir yedek madde bulunur.) — ANS1KL. öglenalar takımında çok değişik şekilde beslenen canlılar yer alır: bunların bir kısmı klorofilli ...

Devamını Oku »

ÖĞLE

ÖĞLE

ÖĞLE ÖĞLE İ. (esk. türk. ön, ilk, birinci’den önle > öğle > Öğle). Sabahla ikindi arasındaki vakit, günün ortası: Bu sabah, öğleye doğru kapımda bir araba durdu (R.N. Güntekin). || öğle vakti kılınan namaz, öğleyi kıldtn mı? || öğle namazını haber vermek için okunan ezan: öğle okundu mu? || öğle sonu, ikindi vakti: Sıcak bir yaz gününün öğle sonuydu (N. ...

Devamını Oku »

ÖĞRENCİ

ÖĞRENCİ

ÖĞRENCİ ÖĞRENCİ i. (öğrenmek’ten öğren-ici > öğ-ren-cf). Yeni. Herhangi bir eğitim ve öğretim kuramımda ders gören kimse: Bu bizim üniversiteden, fakat her yerde her vesile ile herkesi güldürmeğe çalışan İranh bir öğrenciydi (Ş.S. Aydemir). [Bk. ANSİKL.]. |) özel ders alan kimse. || Bir üstadın, hocanın bir bilim >eya sanat dalındaki öğretimini, derslerini takip eden, ondan ders alan kimse: Rafael’in öğrencisi. ...

Devamını Oku »

Yasak aşk cinayeti sanığı: Para istedi vermedim, hakaret edince sinirlendim

Yasak aşk yaşadığı kadını ve yanındaki arkadaşını öldürmek suçundan 2 kez ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan işadamının davasının duruşması yapıldı Ardahan’da yasak aşk yaşadığı kuaför 29 yaşındaki Zeynep Tekinarslan ile ve otomobilde yanında bulunan üniversite öğrencisi 22 yaşındaki Nur Ayyıldız’ı öldürmekten 2 kez ömür boyu hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan vergi rekortmeni işadamı 39 yaşındaki Ersoy Tunç, “Benden sürekli ...

Devamını Oku »

ÖĞRENİM

ÖĞRENİM

öğrenim nedir, öğrenim sözlük anlamı, öğrenim kredisi, öğrenim nedir vikipedi, öğrenim belgesi, öğrenim ödeme, öğrenim bulmaca, öğrenim hakkında nedir,

Devamını Oku »

ÖĞRETMEK

ÖĞRETMEK

ÖĞRETMEK ÖĞRETMEK geçi. f. (esk. türk. öğretmek’-ten). [Birine] Bir bilim dalında, sanatta, meslekte v.b. bir alanda, bilgi veya bilgiler bütünü kazandırmak: Maksat onlara bir şey öğretmektir. Benden çalışmak! (Ömer Sey-feddin). Bile bile yalan söyleyenlerin anlatacakları hatıralar bile kıymetlidir; çünkü onlar da dinlemesini bilenlere çok şeyler öğretir (N. Ataç). \\ Bir şey yapmağa alıştırmak. yetenek kazandırmak: Piyano çalmayı öğretmek. !| (Birinin] ...

Devamını Oku »

Sabahattin Ali kimdir ?Sabahattin Ali 109 yaşında

Sabahattin Ali 109 yaşında Çilem HÖKELEK “İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı* ” sözlerinin sahibi öykücü, şair, öğretmen, yazar ve gazeteci Sabahattin Ali bugün 109 yaşında. 41 yıllık kısa yaşantısına üç roman, on öykü, iki şiir kitabı ve yedi kitap çevirisi sığdırmış olan yazar 25 Şubat 1907’de ...

Devamını Oku »

ÖKSEOTU

ÖKSEOTU

ökse otu efsanesi, ökse otu altında öpüşmek, ökse otu faydaları, ökse otu nasıl kullanılır, ökse otu şeker hastalığı, ökse otu ömer coşkun, civan perçemi, karabaş otu,

Devamını Oku »