wiki

BALTACILAR

BALTACILAR; Osmanlı devlet teşkilâtında,
sarayların muhâfız kıt’alarma verilen isim. “Teberdârân”
ismi de verilen bu teşkilâta devşirmelerden
seçilen kimseler alınırdı. Osmanlı Devletinin
klasik döneminde baltacılar, Zülüflü Baltacılar
(Topkapı Sarayındaki Baltacılara mahsus isim),
Eski Saray, Galata Sarayı İbrâhimpaşa Sarayı ve
Edirne Sarayı olmak üzere beş ocak halinde teşkilâtlanmışlardı.
Sultan İkinci Murâd zamânmda kurulan bu
teşkilâta acemi oğlanların güçlü, kuvvetli ve iri
cüsseli olanları alınırdı. Önceleri nakliye ve istihkâm
sınıfı olarak vazife görmüşler, Fâtih Sultan
Mehmed devrinde ise saray muhâfazasına alınmışlardır.
Devşirme usûlü devâm ettiği müddetçe, acemi
ocağından çıkmalar yapılırken, diğer ocaklarla
berâber Baltacılar Ocağına da acemi oğlanı
verilirdi. Burada yetiştikten sonra, ya hizmete
devâm ederler, ya kapıkulu süvârisi veya yeniçeri
ocağına geçerlerdi. Diğerlerine göre daha imtiyazlı
bir ocak olan Zülüflü Baltacıların çıkmaları,
Sipâhî ve Silahdâr bölüklerine olurdu. Galata
ve İbrâhimpaşa Sarayı teşkilâtları bozulduktan
sonra (1675), Baltacılar; “Zülüflü” ve “Eski Saray
Baltacıları” olmak üzere yeniden teşkilâtlandırılmışlardır.
Zülüflü Baltacılar, Topkapı Sarayının orta kapısı
dâhilindeki koğuşlarında yatarlardı ve “çiniden
yukarı yatan” ve “çiniden aşağı yatan”lar olmak
üzere iki gruptu. Zülüflü Baltacıların mûtat
vazifelerinden biri, ayda bir kere Topkapı Sarayı
Haremine odun taşımaktı. Enli ve yüksek yakalı
dolama giydikleri ve başlıklarının yanlarında yünden
zülüf sarkıttıkları için bunlara “Zülüflü Baltacı”
ismi verilmiştir.
Zülüflü Baltacıların diğer vazifeleri arasında
bayram ve cülûslerde pâdişâhın tahtını Bâbüssaâde’nin
önüne getirmek, arkasında nöbet tutmak, pâdişâhın
haremiyle berâber sayfiyeye gidişinde eşyâsını
taşımak, her sene Sultanahmed Câmiinde
okunması âdet olunan mevlid sırasında orada bulunanlara
şerbet, gülsuyu ve buhur dağıtmak, harb
esnâsında da 30 Zülüflü Baltacının sancak-ı şerîf
altında Kur’ân-ı kerîm okuması sayılabilir. Ayrıca
pâdişâh mutfağının aşçıbaşılığı ve yamaklığı vazifesini
de yaparlardı. Dârüssaâde Ağası, Silâhdar
Ağası, Hazîne Kethüdâsı, Seferler Kethüdâsı gibi
enderun âmirlerinin hizmetinde de birkaç Zülüflü
Baltacı bulunurdu.
Zülüflü Baltacıların âmirlerine verilen isimler
zaman içinde teşkilâtta yapılan değişikliklerle
farklı şekilde ortaya çıktı. En büyük zâbiti Baltacılar
Kethüdâsı idi. Bundan başka, ağa, kâtib, seroda
kethüdâsı ve baltacılara ders okutan hoca vardı.Zülüflü Baltacıların sekizi bıçaklı-eski baltacı
olup, bunlar kıdemce yüksektiler ve sırma kuşak
takarlardı. Bıçaklı-eskilerden sonra mülâzimler
gelirdi. Mülâzimler bıçaklı-eskiliğe namzed
demekti. Bütün baltacıların bellerinde siyah sahtiyandan
enli kemer ve başlarında 30-33 cm yüksekliğinde
tepesi yassı deve tüyü külah bulunur ve
iç fesin kırmızı rengi iki parmak kadar görünürdü.
Üzerlerine giydikleri dolamanın (kaput) rengi ise
18. asırda kırmızı, yeşilken sonradan lacivert olmuştur.
Zülüflü Baltacılar Ocağı, Sultan Üçüncü Mustafa
Han devrinde kaldırılmışsa da, Sultan Birinci
Abdülhamîd Han zamânında tekrar ihdâs edilmiştir.
Eski Saray Baltacıları ise, İstanbul Üniversitesinin
bulunduğu arâzideki Eski Sarayın Mercan
Yokuşu tarafındaki kapısındaydı. Bunlar Bâyezîd
Câmiinde ders görürler, içlerinden kâbiliyetli olanlar,
Dârüssaâde Ağasının nezâretindeki Haremeyn
evkâfı yazıcılığıyla Dârüssaâde Ağasının husûsî
kâtipliğini yaparlardı. Buradan yetişip hâcegân
olan ve sadrâzamlığa kadar yükselenler dahi olmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir