BA$; AÎm. Kof (m), Fr. Tete (f), İng. Head. Boynun
üst kısmında yer alan ve en mühim organlanmızı
taşıyan vücûdun bir bölümü. Baş, vücudun idâre
merkezi durumundadır. Beyin ve beyine bitişik diğer sinir sistemi parçalan, gözler, kulaklar, ağız,
burun, kemikler, kaslar, damar ve sinir şebekeleri, deri
ve saç başta bulunan yapılar arasında sayılabilir.
Başta bulunan doku ve organlar, son derece
muntazam olarak yaratılmış bulunan baş iskeleti
içine veya üzerine yerleşmiş durumdadır. Bunlar
içinde en mühimi şüphesiz ki beyindir. Gözler
ise dış dünyâ ile irtibâtı sağlamada en önemli organımızdır.
Beyin ve gözler baş iskeletinin özellikleri
dolayısıyla dışarıdan gelecek etkilere karşı
iyi bir şekilde korunmuşlardır. Baş iskeletinin
göz, burun ve ağız boşluklarını çevreleyen kısmına
yüz; büyükçe bir boşluktan ibâret olan kısmına
ise kafa ismi verilir.
Yüz kemikleri; ikisi tek, altısı çift olmak üzere
on dört kemiktir. Çift kemikler; üst çene kemiği,
elmacık kemiği ve damak kemiğidir. Tek kemikler
ise, alt çene kemiği ve sapan kemiğidir. Yüz kemikleri
içerisinde sâdece alt çene kemiği, kafa ile
yaptığı eklem vâsıtasıyla hareket edebilmektedir.
Yü£ kemiklerinin arasında olan ve burun boşluklannın
iki yanında bulunan boşluklara “burun yanı sinüsleri”
ismi verilir. Sinüsler, içinde en önemlisi, üst
çene kemiği tarafından husûle getirilen maksiller sinüstür.
Bu sinüslerin içi normalde hava ile doludur
ve kanallan vâsıtasıyla burun boşluğu ile irtibattadır.
Sinüslerin burun boşluğu ile irtibatlan kesilince
“sinüzit” denilen iltihaplar meydana gelir.
Baş iskeletinin ikinci bölümünü teşkil eden kafa,
dördü orta hat üzerinde ve tek, ikisi yanlarda çift
olmak üzere sekiz kemikten meydana gelir. Bu
kemikler, birbirine oynamaz eklemler ile bağlıdır.
Sâdece çocuklarda kafa eklemleri tam olarak
kaynamamıştır. Çift kemikler, duvar kemiği ve
şakak kemiğidir. Tek kemikler ise; alın kemiği, ard
kafa kemiği, kalbur kemiği ve temel kemiktir.
Başın büyüklüğü ile vücudun büyüklüğü arasında
bir münâsebet vardır. Bu münâsebet daha ziyâde
yüz iledir. Baş iskeletinin şekli ve hacmi antropolojik
araştırmalarda önemlidir. Değişik ırklara mensup
insanlann başlannın şekli, farklılıklar arz eder.
Çocuklarda iki yaşma kadar kafa kemikleri
bağ dokusundan zarlar ile birbirlerine bağlanmışlardır.
Dolıyısıyla birkaç kemiğin birleşme noktaları
arasında sâdece bağ dokusu zarlar ile örtülmüş
yumuşak sâhalar bulunur ki, bunlara “bıngıldak”
ismi verilir. Bıngıldaklar içerisinde en
büyüğü ön bıngıldak olup, alın kemiği ile duvar kemikleri
arasındadır. Burası baklava dilimi şeklindedir
ve beş cm uzunluğundadır. Bıngıldak muâ-
, yenesi hekimlikte önemli yer alır. İshal ye kusma
gibi durumlarda fazla su kaybedilirse, bıngıldaklar
çöker. Beyin-omurilik sıvısının arttığı hallerde
ise bıngıldaklarda bombeleşme husûle gelir.
Başı meydana getiren kemikler arasında çok
sayıda kanal, delik, oluk gibi kısımlar vardır. Buralardan
sinirler, damarlar geçmektedir., Meselâ
kalbur kemiğinin deliklerinden koku sinirleri geçer.
Şakak kemiğindeki kanaldan işitme ve denge
siniri geçmektedir. ^
Yüzü meydana getiren çok sayıdaki kemiğin
üzerine yerleşmiş bulunan kaslar, mimik hareketlerin
yapılmasında, çiğnemede, gözleri kapamada
vazife görürler.Baş çevresinin genişliği çocuklarda beyin gelişiminin
değerlendirilmesi açısından ehemmiyet
taşır. Beynin gelişmesinin durması hâlinde başın büyümesi
de yavaşlar ve normal ölçülerin altma düşer.
BAŞ
28
Eki