Belçika polisi şaşkın: Listede Türkler yok
Brüksel’de 31 kişinin ölümü, 260 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan terör saldırıları, dikkatleri IŞİD destekçilerinin üzerine çekti.
Paris’te 130 kişinin öldüğü saldırıların Brüksel’in Molenbeek banliyösünde planlandığı ve Belçika pasaportlu militanlar tarafından gerçekleştirildiği hatırlatılırken, Belçika hükümeti, banliyölerdeki IŞİD hücrelerini kontrol edemediği için eleştiriliyor. Havaalanı ve metroda gerçekleşen son saldırıların Brüksel’in Scharbeek mahallesinde planlandığı ortaya çıkmıştı. Bir kez daha militanlar Brüksel’de büyüyen Fas kökenli Belçika vatandaşlarıydı. “Türk mahallesi” olarak bilinen Scharbeek’in nüfusunun çoğunluğunu Türk ve Kuzey Afrika kökenliler oluşturuyor.
YÜZDE 80’İ FASLI
Belçikalı uzmanlar, neden Faslılar Radikalleşirken, Türklerin cihatçı örgütlerden uzak durduğunu incelemeye koyuldu.
Belçika Kraliyet Askeri Akademisi’nde cihatçı ağlar üzerine araştırmalar yürüten Didier Leroy, Belçika istihbaratının şiddet eylemlerine katılabilecek 1000 kişilik bir liste hazırladığını, bu listenin yüzde 80’ini Fas kökenlilerin oluşturduğunu belirterek; “Belçikalı yabancı savaşcılar arasında neredeyse hiç Türk yok, çoğu Faslı” dedi. Leroy, Türk ve Faslı azınlıklar arasında ciddi farklılıklar olduğunu belirtirken, bunun nedeninin İslam’la bağdaştırılmaması gerektiğini, Türklerin de Sünni Müslüman olduğunu vurguladı. Leroy, “Örneğin Schaerbeek’te nüfusun yarısı Türk, yarısı Faslı. Türk toplumunda IŞİD’e katılma yönünde bir hareketlilik yok” dedi. Bu durumun, Türk azınlığın kimlik inşasıyla ilişkisi olabileceğine vurgu yapan Leroy, “Türkler herşeyden önce kendi dillerine bağlı bu da Vahabi dini propogandaya maruz kalmalarını engelliyor” ifadesinde bulundu.
Belçika’daki Faslı camiler, Vahabi ya da Selefi gibi radikal İslam hareketlerinin güçlü olduğu Körfez ülkelerinden gelen fonlara dayanıyor. Leroy, buna karşılık Belçika’daki Türk camilerinin,Diyanet tarafından işletildiğine ve Hanefi olduğuna vurgu yaptı. Leroy için bir diğer etken iseAtatürk’ün bıraktığı seküler mirasın halen bir ölçüde rol oynaması.
“RADİKALLEŞENLER AZ”
Belçika’da yayımlanan Yeni Vatan Gazetesi’nden Şükrü Sağlam’ın yaptığı açıklamada, Scharbeek’de yaşanan olaylarda Türk kökenli isimlerin geçmediğini belirterek, Brüksel polisinin operasyonlarının Fas, Tunus ve Cezayirlilerin yaşadığı bölgelerde yoğunlaştığını vurguladı. Sağlam, “Türkler arasında radikal gruplara katılanlar var. Bundan önce Suriye’ye giden veya Suriye’den Belçika’ya dönen Türklerden de söz edildi ancak sayılarının çok az olduğunu biliyoruz” dedi. Türk ve Kuzey Afrikalalıların birlikte yaşadığı mahallelerde özellikle küçük yaşta radikalleşme süreçlerinin başladığına dikkat çeken Sağlam, “Elbette çocuklar sokakta oynarken birbirlerinden etkilenebiliyor” dedi. Yaşanan terör saldırılarının halkı çok korkuttuğunu vurgulayan Sağlam, “Terör saldırılarının ardından ayrımcılık daha da vahim bir boyuta ulaştı. Artık Müslümanlar için iş bulmak daha zor bir hale geldi. Türkleri bu durumdan ayrı tutuyorum ancak Kuzey Afrika kökenli ve başörtülüler bu durumdan direkt olarak etkilenecek.” dedi.
DİYANETİN ETKİSİ
Belçika Türk Dernekleri Birliği’nden Aydın Malkoç ise, Türklerin radikalleşmemesinde en büyük nedenin Diyanet olduğunu belirtti. “Buradaki Arap veya Faslılar daha çok Selefi. Bu ideolojiyi taşıyorlar ve Selefi camilerine gidiyorlar. Ancak Türk dernekleri ve Diyanet sayesinde daha geniş ve zengin bilgiye ulaşabiliyor. Türkler ve Faslıları bu noktada ayırmak lazım. Faslılar daha sert ve radikal. Türkler daha milliyetçi ve dindar. Ancak radikal değiller” dedi. Eğitimin radikalleşme üzerindeki önemini vurgulayan Malkoç, “Türk dernekleri buradaki Türklerin eğitimi üzerinde söz sahibi ancak bu dini faaliyetlerle yürümüyor. Biz onlar gibi değiliz” dedi. Faslıların beklentilerinin çok yüksek olduğunu bu yüzden “isyankar” tavırlar sergilemeye daha yatkın olduklarını vurgulayan Malkoç, “Türkler daha kaderci. Küçük şeylerle yetinebiliyorlar, beklenti azalınca isyankarlık da azalıyor” dedi. Belçika toplumunda Faslılara yönelik düşmanca bir tavır olduğuna dikkat çeken Malkoç, “Türkler için aynı şey geçerli değil. Ama yine de eskisi kadar rahat değiliz” dedi.