Ben cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım

kutludogum haftası animasyon“Ben cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat Suresi; 51/56) ilahi hükmüne muhatap olan insanların büyük bir çoğunluğu böyle bir hükmü açıkça reddederken, Allah’ın (c.c) kulu olduğunu ve ahiret gününe iman ettiğini söyleyen bir çok Müslüman da dünya gaileleri arasında kaybolup gitmekte; maalesef ancak ölümle uyanmaktadır. Fakat o zaman da iş işten geçmiş olmaktadır.

Bu ilahi hükmü bilen ve hayatını da buna göre tanzim etmeye çalışan İslam davetçileri de zaman zaman dünyanın, mevki ve makamın, çoluk-çocuğun, nefsani istek ve şeytani vesveselerin arasında yaratılış gayesini ve sorumluluklarını unutmakta, bir de bunun yanında kardeşlerinden de uzak düşmüşse (Allah (c.c.) korusun) kaybolup gidebilmektedir.

İşte bu noktada, kullarına karşı merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz (c.c.), mümin kullarına tevbe edip kendilerine gelmeleri, manevi donanımlarını kuşanarak sorumluluklarını hakkıyla yerine getirebilmeleri için fırsatlar sunmakta ve onları temizlenmeye davet etmektedir.

Kitap ve Peygamberler gönderdiği gibi, belli günler, geceler, aylar ve belli saatleri de seçerek müminlere fırsatlar sunmaktadır. Beş vakit namaz, cuma saati, hac, umre, imkanı olanların zekat vermesi, kurban kesmesi, Ramazan ayı,
oruç, Kadir gecesi, seher vakitleri gibi… Yeter ki kulları Rablerine yönelsinler, günahlarını itiraf edip tövbe etsinler…

Yıl boyunca muhtelif meşgalelerle uğraşırken, istenilen arınma ve Allah’a (c.c.) yakınlaşma vesilelerini yeterince değerlendiremeyen biz kullar, Ramazan ayı ile manevi bir iklime sokularak temizlenmeye teşvik ediliyoruz. “Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan (c.c.) bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhâri)

Bu ayda; orucuyla, sahuruyla, iftar sofralarıyla, mukabeleleriyle, teravih namazlarıyla… bizlerden ibadi tempomuzu artırmamız isteniyor. Şeytanların bağlandığı, Cehennem kapılarının kapatılarak Cennet kapılarının ardına kadar açıldığı bu ayı, ancak böyle bir ayı dört gözle bekleyip onu Rablerinin bir ikramı, mümin kullarına bir hediyesi olarak görenler değerlendirebileceklerdir.

Sahursuz, teravihsiz, Kur’an’sız, infaksız geçen nice Ramazanlar kadri bilinmeyerek, elden kaçıp gitmektedir. Maalesef bazılarımız için Ramazan; çeşit çeşit yemeklerle donatılmış ‘iftar sofrası’, fırınların önünde ‘pide kuyruğu’ ya da dört gözle beklenen ‘bayram’ olarak hatırlanmaktadır.

Onun için de Allah (c.c)’a yaklaşmak için vesile (yol) arayın..” (Maide Suresi; 5/35) ayeti

I
Dosya Konusu
mucibince amel edenler bu fırsatı iyi değerlendirecektir.
Elbette Ramazan ve oruç, kendisini bekleyen ve onu bir fırsat olarak görüp hasret ve neşeyle karşılayanlara ikramlarda bulunacak, arınmak isteyenleri temizleyecek ve yüceltecektir.
Bu Ramazanın kendisi için son Ramazan olabileceği duygusuyla; orucun, Kur’an-ı Kerim okumalarının, teravihlerin hakkını verecek ve Kadir gecesini yakalamak için çırpınacak, gerekirse bir ay boyunca uykusundan ve işlerinden fedakarlık ederek bu sayede Rabb’inin razı olduğu kullarının arasına girmeye çalışacaktır. Bütün meselemiz de bu değil mi zaten?

Sahabe efendilerimiz sürekli Peygamberimizden (s.a.v) en hayırlı ayı, en hayırlı günü, en hayırlı sa-
atleri ve en hayırlı amelleri soruyor ve onları değerlendirmek için adeta birbirleriyle yanşıyorlardı.

Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) daha Recep ayı girerken “Allah’ım, Recep ve Şabanıbize mübarek kıl, bizi Ramazana ulaştır!” (Müsned) diye dua etmemizi istemesi; bu noktada pek manidardır. Belki de buradan bizlere şu mesajı vermektedir: Ramazandan arınarak, manevi deponu doldurmuş ve Rabbinin rızasını kazananlardan olarak çıkmak istersen; ondan iki ay evvelinden hazırlıklara başlamalısın. Nafile oruçlarla, Kur’an okumalarını artırmakla, namazlarında daha titiz davranmakla, belki geceleri kalkarak kılacağın teheccüdlerle Allah’a (c.c.) yakınlaşma niyetini göstermelisin. Yoksa ansızın gelen ve hazırlıksız yakalandığın bir Ramazan ayında “çok acıktım”, “çok susadım” şikayetlenmelerin-den kendini kurtaramazsın, böyle olunca da aç kaldığın halde orucun sevabından da mahrum kalabilirsin…!

Evet, Ramazan ayının sıcak ve uzun günlere denk geldiği bu günlerde oruç tutmak biraz

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*