BİR ERKEKLE BÎR KADIN

Bayram ayâretlerinin bazılarında neşe ve huzur yerine üzüntü ve elem duyarım- Herkesin sevinçli, heyecanlı yaşadığı o mübarek günlerde benim üzüntü ve kedere kapılmama ziyaret ettiğim bazı dostların- evinde İslâmî usullere dikkat edilmeyişi sebep olur. Ziyaretçi kabulü sırasında bu uzak dostlar, kadın erkek sohbetlerini aynı yerde yaptı­ rır, birbirlerinin iyi kalpliliğinden, ciddiyetlerinden bahisle kaç göçe pek ¡ehemmiyet vermezler. Kadınlarla erkekleri aynı odada oturtan bu tanı­ dıklardan birine geçen seneki bayramda yaptığım ziyaretimde bir fırsatını bularak şu Hadis-i Şerifi okumuş­ tum: «— Yabancı bir kadınla bir erkek bir arada yalnız kalırlarsa, bunların üçüncüsü şeytandır.» Bu Hadis-i Şerifi kendisine okuduğum anne, henüz yetişmekte olan genç kızı için gereken kıskançlığı göstermiyor, ziyaretçiler ve komşu delikanlılanyle rahatça sohbet edip hasbihalde bulunmasını pek normal buluyordu. Bir geng kızla bir delikanlının böyle teklifsiz konuş malan, henüz ihtilâlde olan haJet-i ruhiyeleri icabı mahzurlu olacağını anlatmaya çalıştığım bu anne bana: «— Yirminci asırda .yaşıyoruz!.. Biz kızımızı cemiyete hazırlamak için âile sohbetlerine, komşu ziyaretlerine iştirak, ettirirken kaç göçe itibar etmek istemiyor,, serbest yetiştirmeyi’ arzu ediyoruz. Baksanıza âlem aya çıkıyor, biz hâlâ böyle Küçük .işlerle uğraşıyoruz?» kabilinden ders veriyor, akil öğretiyordu. O bayram ziyaretinde aramızda geçen bu tatsız soh betin sonunda ben oradan elem ve kederle ayrılmıştım. Aradan tam bir sene geçti ve ben aynı uzak dostumuzun semtine bir yakınımı ziyarete gittim. Tam sofrada iken bir sene evvelki akıllı anne içeri girdi. Ne kadar ısrar ettilerse de yemeğe oturmadı:. «— Bana ekmek haramdır. Ben bu nimetleri artık yiyemem.» diyerek’ kendi kendini ithaıiı ediyordu. «— Hayrola ne var? Başınıza bir iş mi geldi?» dedim «— Sorma, öyle -bir felâket içine düştük ki bizi kim se kurtaramıyor, itibar ve haysiyetimiz de ayaklar altında çlğneneceğe benziyor.» diye sızlanmaya başladı. Meğer bir Sene evvelki kaç göçe itibar etmeksizin hayata hazırladığı o biçare kızı aklını, sohbet arkadaşla nndan bir sarhoşa takmış, komşusunun iyi kalbli delikanlısı ile istikbâl plânlarım hazırlamışlar. Neden sonra işin farkına varan anne:> — Ben o sarhoşlara kızımı verip de halka rezil mi olacağım? Bunların bütün servetleri meyhanecinin kasasına gider. Ellerine bir çeyrek ekmek parası geçsin hemen soluğu meyhanede alırlar. Fakat cahil aklı bunlan düşünemiyor. Mahvolduk, diye feryad ediyor: «— Şimdi sen bana ne diyorsun?» diye imdat istiyordu. Artık iş işten geçmişti. Ben ne diye bilirdim- – Ben sana geçen sene dediğimi diyorum. Istersen, dünya durdukça hükmü devam, edecek olan o sözü- mü bir daha tekrar edeyim.» diyerek Hadîs-i Şerifi yeniden okudum. «—I Yabancı bir erkekle bir kadın bir arada bulunurlarsa bunların üçüncüleri şeytandır.»

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*