BİRGİVİ; Osmanlı Devleti zamânında yetişen âlimlerin büyüklerinden. İsmi; Muhammed bin Ali, lakabı Zeynüddîn’dir. Ödemiş’e bağlı Birgi kasabasında yerleştiği için Birgivî veya İmâm-ı Birgivî diye meşhûr olmuştur. 1521 (H. 928) senesinde Balıkesir’de doğdu. 1573 (H. 981)senesinde Birgi’de vefât etti. Babası âlim bir zât olup, müderris olan Birgivî, önce babasından ilim öğrendi. Daha sonra yüksek ilimleri öğrenmek için İstanbul’a gitti. İstanbul’daki meşhûr müderrislerden Ahîzâde Mehmed Efendiden ve kazasker Abdurrahmân Efendiden ders aldı. İcâzet (diploma) imtihânını büyük bir başarı ile vererek, müderrislik rütbesini kazandı. Bir müddet İstanbul medreselerinde ders okuttu. Bu sırada Bayramiyye yolu büyüklerinden Şeyh Ab- durrahmân-ı Karamânî’nin sohbetlerinde bulunarak tasavvufta da yetişti.
Edirne Kassâm-ı askerî (Mîrâs taksim eden kâdı nâibi yardımcısı) vazifesine tâyin edildi. Bir müddet sonra vazifeden ayrılarak, köşesine çekilmek istedi. Fakat hocası Abdurrahmân-ı Karamânî’nin isteği üzerine ders verip, vâz etmeye başladı. İkinci Selîm Hanın hocası Atâullah Efendi, Birgivî’nin ilimdeki kudretini takdir ederek, onu Birgi’de yaptırdığı medresenin müderrisliğine tâyin ettirdi. Birgi’ye yerleşip ömrünü, talebe yetiştirmek, vâz vermek ve kitab yazmakla geçirdi. 1573 (H. 981) senesinde burada vefât etti. Türbesi aynı kasabada küçük bir tepe üzerindedir. İmâm-ı Birgivî, haramlardan sakınmanın önemini ve dünyânın fânîliğini çok iyi anladığından, dînin emirlerini tâviz vermeden açıklardı. Zamâ- nın âlimleriyle yazılı ve sözlü, pekçok münâzara- lara girerdi. Hak bildiğini İlmî delilleriyle söylemekten çekinmezdi. Buyurdu ki: “Çoluk-çocuğuma vasiyetim olsun ki, üzerime sesli ağlamasınlar. Allahü teâlâdan rahmet ve mağfiret istesinler. Öldüğüm günde, yedisinde, kırkında, sene-i devriyesinde yemek pişirip ziyâfet vermesinler. Fakat sevâbım rûhuma hediye etmek üzere sadaka versinler. Duâ ederken beni hatırlasınlar, unutup gitmesinler. Yine çocuklarıma va- siyetimdir ki, dünyâya düşkün olup, mal, mevki ve makam peşinde koşmayalar. Allahü teâlâya tevekkül edip, faydalı ilimleri öğrenmeye ve bunları yaymaya çalışsınlar. Sâlih ameller işlesinler ve takvâ üzere olsunlar, haramlardan sakınsınlar.”
Eserleri: İmâm-ı Birgivî kıymetli eserler yazmış olup, en meşhûr eserlerinden bâzıları şunlardır:
1) Tarîkat-ı Muhammediyye: Arapça olarak yazılmış olup, Ehl-i sünnet âlimleri arasında büyük bir îtibâr görmüştür. Birçok âlim tarafından şerh edilmiştir. Bu şerhlerden en meşhurlan; Abdülganî Nablüsî’nin Hadîkat-ün-Nediyye fi Şerhi tarîkat- il-Muhammediyye ve Hâdimî’nin El-Berîka Şerh-ut-Tarîka adlı eserleridir. Bu şerhlerden bâzı kısımlar İstanbul’da İhlâs Vakfı tarafından bastırılmıştır. Tarîkat-ı Muhammediyye ayrıca Os- manlı Türkçesine tercüme ve şerh edilmiştir.
2) Birgivî Vasiyyetnâmesi,
3) Avâmil, 4) İzhâr,
5) EI-Emsile-i Fadliyye,
6) Ravdat-ül-Cennât fi Usûl-il-îtikâd,
7) Şerhu Hadîs-il-Erbaîn,
8) Et- fâl-ül-Müslimîn,
9) Ziyâret-ül-Kubûr,
10) Dürr- ül-Yetîm fi ilm-it-Tecvîd,
11) Hâşiyet-ül- Hidâ- ye,
12) Risâ|etün min-el-Âdâb,
13) Tefsîru Sû- ret-il-Bekara