Biyokimyasal Nedeni

Biyokimyasal Nedeni

Biyokimyasal Nedeni

İnsanları intihara sürükleyen pek

exTtve.Tv o\d.w^\ V>’\\\w\^oıc. \^wYv VvâJS-’ta\ıYi\ar\, a\\e \.a.î\Y\çes\ ve vahamda V^ax-

şılaşılan olaylar bir arada bu etmenleri oluşturuyor. Yalnızca intihar etme fırsatını yakalamak bile riski artırıyor. Son bir araştırma, intihar kurbanlarının yaklaşık yarısının ölümlerinden önceki 90 gün içinde hekimlere başvurduklarını ve bunların yalnızca dörtte birinin psikiyatrik tedavi gördüğünü ortaya koydu. Nörolojiyle ilgilenen bilim adamları intihar eğilimli davranışları tetikleyen biyolojik etmenlerin neler olduğunu araştırıyorlar. Bulgulan, beyindeki duygular ve baskılanma ile ilgili bölüm olan pref-rontal kortekste bulunan kimyasal

ileti maddeleri üzerinde yoğunlaşıyor.

Columbia Üniversitesi’nden John. J. Mann, yeni araştırmanın, intiharın büyük acılara verilen normal bir tepki olmayıp, güçlü duygularla baş edebilmekte zorlanan ve kolaylıkla yarala-nabilen kişilerin tepkisi olduğunu gösterdiğini belirtiyor. Mann, çalışmalarını sinir hücreleri arasında kimyasal iletimi gerçekleştiren maddelerden olan serotonin üzerinde yoğunlaştırıyor.

Bilim adamları uzun süreden beri omurilik sıvısındaki serotonin miktarı az olan maymunların daha tepkisel ve saldırgan olduğunu biliyorlardı.

1976 yılındaki bir çalışmada da depresyonda olan ve intihar girişiminde bulunanlarda benzer düşük değerler vardı. Yakın zamanda da Mann ve arkadaşı Kevin M. Malone, bu değerlerin, yaşamlarını sonlandırmak için daha kesin ölüm yöntemleri kullananlarda daha

AuVat. V>u VıvA^iuVAvAvm ‘joVa. araştırmacılar intihara eğilimli kişilerde beyinde serotonine bağlı hs®erleş-melerin yetersiz olduğu varsayımını

N AVıt AM. U\WVWW A<İÇJV\\ V\«V«\V\ ‘iftVi.-mak o\dukça güç olacaktı. Ancak, Mann yaklaşık bir teknik geliştirdi ve serotonin salgılanmasını uyaran bir bileşik olan fenfluramini alan kişilerin pozitron emisyon tomografilerini (PET) aldı. Sağlıklı yetişkinlerde bu ilaç prefrontal korteksteki metabolik etkinliği artırıyor. Ancak, tahmin edildiği gibi bu değişim depresyonlu hastalarda çok küçük düzeyde oldu. Ayrıca, Mann’ın diğer bir arkadaşı olan Victoria Arango da azalan serotonin etkinliği ile intihar arasında bir ilişki olduğunu gösteren başka kanıtlar buldu. Ölen kişilerde, serotonin kısa sürede dağıldığı için beyindeki düzeyi ölçülemiyor. Arango, alkolik ve depresyonlu olduğu bilinen ve intihar ederek ölmüş olan kişilerin beyinlerinin prefrontal korteks bölümünden örnekler aldı ve bu örneklerdeki serotonin reseptörlerini saydı.

Alkoliklerden alman örneklerde daha az sayıda serotonin reseptörü olduğunu gördü. Arango’ya göre, bu eksiklik kalıtsal ya da gelişimsel olabilirdi ve belki de alkolizme eğilimi artıran bir durumdu ya da alkolün yan etkilerinden biri olabilirdi. Nedeni ne olursa olsun, bu sonuç alkoliklerdeki intihar eğiliminin yüksekliğini açıklıyordu. İntihar eden kişilerde başka biyokimyasal anormallikler de görülüyordu.

Bu örneklerin çoğu, kontrol örneklere kıyasla daha çok reseptör içeriyordu. Bu büyük bir sürpriz değildi.

düşük olduğunu

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*