BOĞAZLAR, Aim. Bosporus (m.) u. Dardanellen
(pl.), Fr. Bosphore (m.) et Dardanelles (pl.), İng. Bosphorus
and Dardanelles. Dünya siyaseti bakımından
pek önemli olan boğazlar, bilhassa iki yüz yıldır siyasî
nüfuzun ve egemenliğin çarpıştığı bir yer durumuna
geldi. Doğu ile batı, güney ile kuzey arasında bir menfaat
çarpışmasının kalbi, uzun zaman hep boğazlar
olmuştur.
Çanakkale,Karadenizboğazlarının egemenliği için
çok eski devirlerde de çeşitli savaşların olduğu görülmektedir.
Persler ile Atina ve Ispartalılar arasında Med
ve Peloponez harpleri sırasında bir egemenlik savaşı
oldu. Çanakkale Boğazında M.Ö. 480 yılında Xerxes
Yunanlılara karşı ordusunu göndermek için boğazda
bir köprü kurdurmuş ve bu olaydan 116 sene sonra
Büyük İskender’in büyük kuvvetleri yine bu yerden
Anadolu yakasına geçirilmişti. Bu tarihten Doğu Roma
İmparatorluğunun kurulmasına kadar boğazların pek
önemi olmadı. İstanbul’un Bizans başkenti olması iki
boğazı tarihî bir hayata ulaştırdı.
OsmanlIların kurulması, bunların ataları gibi cengâver
ve büyük imparatorluk kurma azim ve gayretleri,
boğazlara hemen hâkim olma istekleri kuruluşun ilk
yıllarında kendini gösterdi. 1356da Gelibolu ve Bolayır
zabtedilerek Avrupa topraklarına ayak basıldı. Rumeli’
deki fetihler birbirini tâkip ediyordu. Yıldırım Bâyezid
Han İstanbul’u almak için Anadoluhisarf ndaki Güzelcehisar
adı verilen kaleyi yaptırdı. Fatih Sultan Mehmed
Han Anadolu ve Rumeli ülkelerini birbirine
H-‘Slayan ve aynı zamanda iki denizin arasını kesmek,
geçişe tamamen hâkim olmak için boğazın en dar fakat
akıntının fazla olduğu yerde Rumelihisarı’ndaki kaleleri
inşa ettirdi. İstanbul’un 29 Mayıs 1453’de fethi
boğazların hâkimiyetini tamamen Osmanlılara veriyordu.
Sultan İkinci Bâyezid Han zamanındaki fetihlerden
sonra, artık Çanakkale Boğazı, Marmara denizi,
Karadeniz Boğazı tamamen OsmanlIların egemenliği
altındaydı. Bu tarihten itibaren Osmanlılar buraya hiçbir
yabancı kuvvetin serbestçe girmesine müsade etmediler.
Osmanlıların Karadeniz ve Akdenizdekı mutlak
hâkimiyetleri buradaki devletlerin rahat içinde yaşamalarına
sebep oldu. Daha önce eşkiyalık yapan Venedik,
Malta, Cenevizliler bu kuvvetin karşısında teslim oldular
ve uzun zaman eşkıyalık yapamadılar.
Osmanlıların zayıflaması pekçok devletin boğazlar
üzerinde menfaat çatışmalarına sebep oldu. İstiklâl
savaşı neticesinde de boğazlar Türk hakimiyetinde
kaldı.
Çanakkale Boğazı, Adalar denizi olarak adlandırılan
Ege’yi Marmara Denizi’ne birleştirir. Coğrafî yapı
olarak İstanbul Boğazı’na benzer. Fakat daha uzun ve
daha geniştir. Çanakkale Boğazı’nın uzunluğu 56 km,
en geniş yeri 7500 m. en dar yeri 1290 m.dir. En derin
yeri 105 metreyi bulur. Ortalama derinlik ise 30-40
metre arasındadır. İstanbul Boğazı, Karadeniz ile
Marmara Denizi’ni birleştirir. Tuzluluk dereceleri ve yükseklikleri
farklı iki denizi birleştirdiğinden, boğazda
devamlı akıntı vardır. Karadeniz’in daha az tuzlu olan
suları üstten Marmara’ya doğru akar.
M arma ra ’nın daha tuzlu suları da, alttan
Karadeniz’e doğru akar. Üst akıntı alt akıntıya nazaran
hem daha hızlı hem de geçirdiği su bakımından daha
fazladır. En büyük hız Kandilli hizalarında olup saniyede
1.45 m.yi bulur.
Boğazın ortasından geçen bir hatta göre uzunluğu
29.9 km.dir. Kıyıları takip eden uzunluk ise Rumeli
tarafı Haliç dahil 46 km., Anadolu kıyısı ise (Anadolu
Feneri ile Kuz Kulesi arası) 34 km.dir. Boğazın genişliği
yer yer değişir. En dar kısmı hisarlar arası olup 698
m.dir. Anadolu ve Rumeli fenerleri arası 3600 m. ile
boğazın en geniş yeridir.
İstanbul Boğazı’ndaki Önemli Kazalar: Büyük mal
ve can kaybına sebep olan son yıllardaki önemli kazalar
şöyle sıralanmaktadır: 14 Aralık 1960 tarihinde Yunan
tankeri ile Yugoslav tankeri Kanlıca önlerinde çarpıştılar.
Çıkan yangın boğaz için büyük tehlikeye sebep olurken,
tanker kaptanları dahil 20 kişi öldü. Her iki gemi
boğaz trafiği için büyük engel ve tehlike teşkil etti. 4
Aralık 1963 günü Sovyet yük gemisi sis yüzünden
Baltalimam’nda yalılara bindirdi; üç kişi öldü, 11 kişi
yaralandı.
13 Aralık 1963’de Yunan tankeri Kanlıca’da yalılara
bindirdi. Hasar çok fazla oldu, bir kişi öldü.
15 Eylül 1963’de Norveç tankeri Serviburnu’nda
yan yatık olan tankere çarptı. Binlerce ton akaryakıt
boğaz sularına yayıldı. 21 Haziran 1965’de Sovyet
gemisi Beylerbeyi iskelesi yanındaki kahveye bindirerek
hasara sebep oldu.
9 Kasım 1965’de Yunan yük gemisi sis yüzünden
Yeniköy önlerindeki bir yolcu motoruna çarptı, 5 kişi oldü. f Mart 1966 günü Sovyet tankeri ile Sovyet yük
gemisi gece Üsküdar önlerinde çarpıştı. Akaryakıt
denize yayıldı ve ateş aldı. Köprüdeki Kadıköy iskelesi
yandı.
18 Aralık 1966’da Romanya tankeri Beylerbeyi-
‘önünde bir balıkçı motoruna çarptı, 7 kişi öldü.
27 Temmuz 1972’de Turan Emeksiz vapuru Sönmezler
şilebi ile Sarayburnu önünde çarpıştı, 5 kişi öldü.
30 Aralık 1972’de Beşiktaş civarında bir dolmuş
Vnotoru ile Mavna çarpıştı, 6 kişi öldü.
15 Kasım 1979’da Rumen İndepentante tankeri ile
Yunan tankeri çarpıştı. Rumen tankeri yanarak battı.
Çanakkale Boğazı’ndaki Kazalar: 4 Nisan 1953’de
fNaraburnu önlerinde “Dumlupınar” denizaltısı İsveç
şilebi ile çarpışarak; kazada 81 denizcimiz şehit oldu.
1 Kasım 1966’da Derince araba vapuru Sovyet şilebi
ile Eceabat açıklarında çarpıştı ve battı.
19 Nisan 1969’da Hindistan şilebi ile Sovyet şilebi
çarpıştı.
al 7 Aralık 1969’da Yunan şilebi, Çanakkale iskelesindeki
Ayvalık vapuruna çarptı,can kaybı olmadı.
IJ Ocak 1972’de Norveç ile Liberya şilebleri çarpıştı,
can kaybı olmadı.
BOĞAZLAR
22
Haz