bUköÇ tıalk% yaşarftırı^^eşHli tlh-l^rlçin hiç bir ayficalik Gİroafc&zmaym kel imetei^^İan ı yorlar. Onların diKMM^İİatfiiı cânlilsfr, bir tekkeiirrr^ije ahlatılıyor. Nfc ilgintfdefcıl mil) diye’açıJMamada fetflunmaya Şâfiştrr Kadrn/^kocasma jttbMfanie bakar \^ i^tı sOVİer; {^0 halde,işfcfit parmağını göstererek > sof^fcakalım orta, işaret parmağının adı ne iraiş?)’. £1)
. Cari; Saga*r? j^r-Öniü flıU^eyr ; anlattıktan sonra, uzak gezegenlerdeki-varlıkfarJa bir temas flçontakt} koriatorfe^nr’ kornışm* diliMn,çe kad&r güç oJacağmı, bu nedenle başka lür “Bilgi ^liş^Veıişi KurmanınZoruniuOlduğu” nubelirt- t‘wifVte çalışıyor. , _
JHatif^yaç^ınrzi^ibi, Amerîk^ Birleşik Devletten Uzay Uçuştan Yöneten Merkezi (NASA) tarafından, uzaya Voyager 1 ve Vçyager 2 adlı iki ¿yapay uydu fırlatılmıştı. Bu iki . ¿lydu*.,Güneş |fN#mi çevresinde dönen gezegenlerin^imteri- ?f>k çekerek dünyam ızagöndermekt e ve gezegenlerin yüzeyleri hakkında bilgi «iletmektedir. Bu yapay uyduUuv ^lüU979 da Jüpiter’in yamçıdan geçmiş ve öm dç’T gç^egeniıv uydularının da İ ^resimlerini çekerek Dü<ıyanruz& göndermişti,;Bu $apay uydgl###1 Voyager 1 in içme;» }nr, de resim-ses pU^%ldMrulşri*j^a g&ı^rjjmeşû .uygun gorüWişiür, Bu ses plağında 60 ;#eği$ifc dil’den selâmlar: Hetildîkten ^nna, Birleşmiş ^illetler Gerçel Sekreteri Kurt W^|dheim’in/ ,şu ^ barış, mesaj^ da, yer ¿^mıtfır: “B^ ^üneş Şf&^mim izden dışş?ty& uzayın deri^tÖderine ,jcte6ğru ‘uçuyoruz ve yalnızca barışa vg dostluk . »Iiyoruz. Eğer,; ; tp$en işte«itiıw¥ bildiklerimizi j^ftğımtmek ve efcer fırsat b^utt^c, • Y«$M**r şeyler .ürenmek amacını! taşıyoruz,.” (2) Şimdi, bu î^py: uyctunun, ?1P t5Q(yıl^sanr^jçan^ş.sistefni- -^pizden dışarı çıkıp başka bir güneş sisteminde {bizden çok daha akıllı varlıkların yaşadığı) M ^geaışgene i nd||ini varsayalım. W^kJheim’ın “b^fttferi, ^kılJ^varUklarriçin, acahar “U/ıg?*. anlamına mıgelecektir?… ,v
‘ “Şimdi, siz, bîr an kendinizi, çok uzak bir “‘zegende ^âşayan b6Vie bir akıllı varlık olarak f İ edin;’ Altmış ayrı dil’den, iletifeırselâmlar asında, he kıparsınız ? Bu altmış ayrı dili, jıl çözümlemeye çalışırsııiızi . ‘ NedeHse, şu *1tikacıllr, bilginlerin çalışmalarfite; ille de nlarını sokıMkisterfer. Politik çekişmeleri ^cniyle/Yeryuzünrîe barişı, toerİEfe ’^ağîaykma- Jâ^i hatde, çok uzakğezegehlerdeki varlıklarla iTjjr Sîşkî kurma yâftfoda, bilginler bir çabaya ^giriştfmi, hemen, altrhiş dilden ^elâm İle bârış ve döstİufe mesajı iİetimine girişirler. Oysa, böylebir
.;Şi|^^lış-Verişi lşleffoi”nde bilginlerin ilk dpşündüjü şey^bu#lı$-verişin, “Hangi Yol İle Kurul abr|,eeegi” d ir, , . lr ._
Barış ve Dostluk, en fâzla sevgi ve saygı duyulacak kavramlar. Ancak, altmış dilden selâmlar ile birlikte sesli olarak iletilen bu mesajın, şifre anahtarını, o uzak gezegendeki varlıklar, nasıl bulabilecekler?
Keniii dünyamızda 5.000 yıl-önce yaşamış olan eski Mısır uygarının yazısı olan hiyerogliflerin, çözülebilmesinin ne kadar güç olduğunu t,düşünün, .Hiyerogliflerin çözülebilmesi, bir Fransız Tarih Profesörü olan Champollion’un, hiyeroglif resimlerinin, her birinin birer “fonetik harf’ olduğunu saptaması ile mümkün olabilmiştir. Bu ‘konuda, “Tanrflfetr, Mezarlar ve Bilginler” adlı kitaptâfrT okuyacağımız bir kaç satır, bizlefe, yeteri kadar fikir verebilecektir: ‘
“..Champollion’a ilk defa bu fikir geldiği zaman; önün üstünde durmadı bile. Bir gün, *yatan yılan işareti” nin, “f” harfi öldüğünü bulunca, bu buluşu, temetehf diye” bir tarafa