Çanakkale ilinin merkezi. Marmara Bölgesi’nde, Çanakkale
boğazının Anadolu yakasında, en dar kesimi
kıyısında kurulu Çanakkale’nin nüfusu 53|995’tir.
TARİH
Çanakkale kenti, kuruluşu çok eski dönemlere
inmeyen, temelleri, XV. yy’da, Fatih Sultan Mehmet
döneminde atılmış bir kenttir. Bu yeni kentin çekirdeğini
Fatih Sultan Mehmet’in boğazdan geçişi denetleyebilmek
için yaptırdığı kale oluşturmuştur. 1463’te yaptırılan
ve Kale-i Sultaniye adı verilen bu kale, Çanakkale
boğazına dökülen Kocaçay (Sarısu) ağzındaki bir düzlükte
kurulmuştu. Kare biçiminde olan kalenin içinde
gene Fatih tarafından yaptırılan bir de cami bulunuyordu.
Kalenin çevresinde zamanla gelişen yerleşme yerine
de başlangıçta Kale-i Sultaniye deniyordu.
Evliya Çelebi’nin belirttiğine göre, XVII. yy’da Çanakkale,
çevresi bağ ve bahçelerle kuşatılmış 2 000 evden
oluşan bir yerleşmeydi. XVII. yy’a doğru Çanakkale
boğazı Venediklilerin sık sık saldırısına uğrayıp, hattâ
bir süre de ablukaları altında kaldı (1654’te Osmanlı-
Venedik deniz savaşlarının en şiddetlilerinden biri kentin
açığında oldu). Kale-i Sultaniye kenti bu olaylardan
zarar gördü ve geriledi. Ama XVIII. yy’da, yeniden gelişti.
Halkının büyük bölümü, ipek, yelken bezi, çanakçömlek
yapımıyla ve ticaretiyle uğraşan kente, çanakçömlek
üretim ve ticaretinin gün geçtikçe gelişmesiyle
Çanak-Kalesi denilmeye başlandı ve zamanla bu ad
Çanakkale’ye dönüştü.
XIX.yy’da,|nüfusu|11 000 dolayında olan kentte renkli
ipek,İ sırma ve mercanla, yapılan işlemecilik büyük
ölçüde gelişmişti^
Yönetim bakımdan Çanakkale kenti, Osmanlı İmparatorluğunun
ilk dönemlerinde Anadolu eyaletine
bağlı Biga sancağı içinde yeralırken, sonradan, XVI.
yy’ın ortalarına doğru kurulan ve merkezi Gelibolu
olan Cezayin-İ Bahr-i Sefid vilayetinin sınırları içine alındı.
Daha sonra bu vilayetin merkezi oldu. XIX. yy’ın
sonlarındaysa bağımsız Biga sancağının merkeziydi.
Çanakkale, tarihinin en karanlık günlerini XX. yy’ın
başlarında yaşadı. Birinci Dünya Savaşı patlak verince,
İtilâf Devletleri’nin Rusya’ya yardım gönderebilmek
için Çanakkale ve İstanbul boğazlarından geçmeyi tasarlamaları
üstüne, İtilâf Devletleri donanmalarının Çanakkale
boğazına saldırmasından büyük zarar gördü ve
nüfusu azaldı.
GÜNÜMÜZDE ÇANAKKALE
Cumhuriyet döneminde Çanakkale’nin nüfusu, zamanzaman kente yerleştirilen askerî birlikler nedeniyle artmış,
bazen de bu birliklerin başka yerlere aktarılması
sonucunda azalmıştır. İlk nüfus sayımında (1927) 8 515
olan nüfusu, 1935’te 11 495’e yükselmiş, İkinci Dünya
Savaşı içinde asker yığılmasının sonucu olarak 1940’ta
24 621 ‘i bulmuş, savaştan sonra yeniden 11 824’e düşmüştür
(1950). O tarihten sonra sürekli artarak, 1970’te
27 042’ye, 1980’de 39 975’e çıkmış, 1990’da da 50
000’i aşmıştır (53 995).
Kentin nüfus artışına paralel olarak, alan açısından
gelişmesi de 1950’li yıllara kadar yavaş oldu. Sözü edilen
yıllarda, kentin yerleşme alanı yüzyılın başındaki sınırlarını
aşağı-yukarı koruyor, yalnızca Kocaçay’ın Çanakkale
boğazına ulaştığı yerin gerisindeki düzlükte ve
bu düzlüğün kuzeyindeki Hastane bayırının bir bölümünde
yayılıyordu. Son kırk yıl içindeyse Kocaçay boyunca
doğuya, kıyı kesiminde kuzeye doğru genişleyip,
güneyde Kocaçay’ın karşı yakasına da taştı; doğudan
Balıkesir ve İzmir karayolları doğrultusunda iç kesimlere
doğru da yayıldı.
Çanakkale (¡D
Marmara Bölgesi’nin güneybatı kesiminde il. Yüzölçümü
9 737 km2, nüfusu 1990 sayımında 432 263, merkezi
Çanakkale kenti olan Çanakkale ili, 12 ilçeye ayrılmışta:
Merkez, Ayvacık, Bayramiç, Biga, Bozcaada,
Çan, Eceabat, Ezine, Gelibolu, Gökçeada, Lapseki, Yenice.
Çanakkale ilinin topraklarını, kuzeydoğu-güneybatı
doğrultulu Çanakkale boğazı, eşit olmayan bir biçimde
ikiye böler. Boğazın batısında kalan kesim, batıdan Ege
deniizi, kuzeyden de Edirne ve Tekirdağ illeriyle sınırlıdır.
Boğazın doğusundaki kesim de, kuzeyden Marmara
denizi, doğudan Balıkesir ili, güneybatı ve batıdan
Ege deniziyie kuşatılmıştır. Ege denizinde bulunan Bozcaada
ve Gökçeada (İmroz) da, Çanakkale ilinin sınırları
içine girer.
Çanakkale ili genel olarak ele alındığında oldukça»
engebelidir. İli oluşturan iki kesim arasında da, Anadolu
kesiminde yeralan Biga yöresinin, Trakya kesiminde
kalan Gelibolu yarımadasına göre daha engebeli olduğu
dikkati çeker. İlin en yüksek kesimleri, güneybatıda
Edremit körfezi kıyılarına dik biçimde inen Kaz dağları
üstündedir (1 767 m). Güneye doğru dik biçimde inen
Kaz dağları, kuzeye doğru hafif bir eğimle alçalarak ilin
orta kesimlerindeki tepelik, vadilerle derinlemesine yarılmış
alana karışır. Çanakkale ilinde ovalık alanlar azdır.
Başlıca ovalar, ilin güney kesimindeki Kara Menderes
vadisi boyunca sıralanmıştır. En önemlileri Bayramiç
ve Ezine ovalarıdır. Ayrıca akarsuların ağızlarında
alüvyonların birikmesiyle oluşmuş düzlükler de vardır.
Bunların başlıcası, bir kenarında ünlü Truva kenti yıkıntılarının
bulunduğu ovadır.
Çanakkale ilinin kıyı kesiminde, özellikle Edremit
körfezi kıyılarında, tipik Akdeniz iklimi egemendir. İlin
merkezindeki uzun bir süredir gözlem yapan meteoroloji
istasyonunun verilerine göre, en soğuk ay ortalaması
6 °C, en sıcak ay ortalaması 24,7 °C, günümüze kadar
kaydedilen en düşük sıcaklık -11,5 °C|(29.2.1929), en
yüksek sıcaklık da 38,7 °C’tır (22.8.1952). Yıllık yağış
ortalaması. Çanakkale’de 629 mm, İmroz ve Biga’da
750 mm’nin üstündedir (759 ve 766 mm).
İl sınırları içinde büyük akarsu yoktur. En önemlileri
arasında Çanakkale boğazının güney ağzında, Kumkale
yakınlarında denize ulaşan Kara Menderes (ya da Eski
Menderes) çayı, Çanakkale kenti yakınlarında Çanakkale
boğazına dökülen Sarıçay (/Kocaçay1 da denir)ve güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda akarak Marmara
denizine dökülen Kocabaş çayı (ya da Biga,çayı)
sayılabilir. İlin önemsenebilecek tek gölü, Gelibolu yarımadasının
batısında, Anafarta limanı kıyısında yeralan
Tuz gölüdür.
Çanakkale ilinde ormanlık alanlar yaygındır. Gelibolu
yarımadası ve Kaz dağı, kızılçamların yaygın olduğu
alanlardır. İlin alçak kesimlerinde bodur maki topluluklarına
raslanır.
EKONOMİ
Çanakkale ili topraklarının dörtte biri tarıma elverişlidir.
Tarım alanlarının büyük bir kesiminde de tahıl ekimi yapılır.
Tahıl türleri arasında, buğdaydan sonra ikinci sırada
yulaf, üçüncü sırada arpa gelir. Sanayi bitkileri arasında
(şekerpancarı üretimi başlıca sırayı alır. Onu ayçiçeği
izler. Yenice ilçesinde iyi cins tütün yetiştirilirse de,
üretim fazla değildir. Bağcılık da, Çanakkale ilindeönemli yer tutar. Yetiştirilen üzümler, sofralık olarak ve
şarap yapımında kullanılır. Bozcaada’da İstanbul piyasasını
da besleyen yüksek nitelikli “çavuş” üzümü yetiştirilir.
Edremit körfezi kıyısındaki ince kıyı şeridi, ilin
önemli zeytin yetiştirme alanlarındandır; bu şeritte yeralan
Küçükkuyu, önemli bir zeytincilik merkezidir.
Gökçeada’da da zeytin ağaçları yaygındır. Tarıma ve
deniz ürünlerine dayalı sanayi kollarının (domates salçası,
konserve, içki fabrikaları, vb.) son yıllarda geliştiği
gözlenmektedir. Ayrıca seramik ve çimento sanayisi de
yaygınlaşmıştır.
ULAŞIM
Çanakkale ili sınırları içinde demiryolu yoktur. İstanbul’u
Trakya üstünden İzmir’e bağİayan ve Gelibolu,
Eceabat, Çanakkale, Ezine, Ayvacık’tan geçen karayolu,
ilin başlıca trafik eksenidir. İkinci önemli karayolu da
Çanakkale’yi Çan-Yenice üstünden Balıkesir’e bağlayan yoldur. Çanakkale ve Gelibolu’nun, deniz yoluyla
da İstanbul’la bağlantıları vardır.
Çanakkale
09
Eki