Genel

Castiglione, Baldassare, Kont

finden geçen ışınları dışbükey bir aynada toplayarak, teleskopun uzunluğunun ve yuvarlaklığının yolaçacağı sapıncı azalttı (1672). Aygıtını, J. Denis’nin yayınladığı Recueil des Memoires et Conferences (Muhtıra ve Konferanslar Derlemesi) adlı dergide tanıttı.

Cassegrain düzeni

Cassegrain’in bulduğu, modern teleskoplarda yaygın biçimde kullanılan optik düzen. Cassegrain düzeninde (Cassegrain teleskopu da denir), parabol biçimi içbükey aynaya düşen yıldız ışığı, önce yukarı, hiperbol biçimi bir dışbükey aynaya doğru, sonra da ilk aynadaki bir deliğin içinden aşağı doğru, teleskop silindirinin dışındaki bir odak noktasına büyütülerek yansıtılır.

Cassegrain düzeni, 4 bir teleskop silindiri (1), biriçbükey ayna{2) ve bir dışbükey aynadan (3) oluşur. Çelen ışınlar (4),

3 içbükey aynadan dışbükey aynaya,

1 içbükey aynanın ortasındaki

2 delikten de, bu aynanın

arkasındaki odağa (5) yansıtılır.

Cassegrain düzeninin odağı, öbür teleskopların odak sistemine oranla, gözlemi kolaylaştırır; ayrıca, odağa uygun ağırlıkta aygıtlar monte edilmesine olanak sağlar. Silindir uzunluğu, odak uzaklığından çok daha kısadır (genel odak oranı f/13’tür). Cassegrain düzeni, aynı odak oranlı bir Nevvton teleskopuyla eşit derecede optik sapma göstermesine karşılık, küresel sapınç çok daha azdır.

Cassini, Jean Dominique

İtalyan asıllı Fransız astronomu (Perinaldo 1625-Paris 1712). Önce edebiyat öğrenimi gören, sonra astronomiye yönelen Jean Domi,nique Cassini,1650’de B. Ca-valieri’nin yerine Bologna Üniversitesi astronomi profesörlüğüne atandı. Gezegenlerin ve kuyruklu yıldızların yörüngeleri ile astronomi cetvelleri üstüne çalışmalar yaptı. Papa Clemens IX’un yanında çeşitli görevlerde bulundu. Sonra Colbert’in çağrısıyla Fransa’ya gidip (1669), Fransız uyruğuna girerek (1673), bir yandan Bilimler Akademisi’nde ders verirken, bir yandan da gözlemlerini sürdürerek Satürn’ün iki uydusunu buldu.

Cassiodorus

Romalı devlet adamı ve yazar (Scylacium 490’a doğr.-Bruttium 580’e doğr.). Sicilya valisi olan babasından yöneticiliği öğrenen Cassiodorus (tam adı Flavius Mag-rıus Aurelius Cassiodorus’tur), Ostrogot kralı Theodo-rich’e yazdığı bir övgü söyleviyle edebi yeteneğini ortaya koydu; quaestorluğa ve sarayın tarih yazarlığına atandı (506-511). 514 yılında konsüllük yapıp, sonra 523’e kadar siyasetten uzak yaşadı. O tarihte, öldürülen Boetius’un yerine getirilip, eyalet valiliğinde bulunurken, çeşitli resmî belgeleri biraraya toplayan ünlü Variae (Seçmeler) derlemesini oluşturdu. Bu arada, günümüze kalmayan bir Çotlar Tarihi de yazdı. Ostrogot-lar İtalyası’nılîustinianos’un yeniden fethetmesiyle siya-
sal yaşamı sona erip, Squillace yakınındaki kendi yaptırdığı Virarium manastırına çekilerek (540), zengin bir kitaplık kurdu. Eski Yunan yapıtlarını Latince’ye çevirdi (Historia Ecclesiastica Tripartita) ve Latin yapıtlarını kopya ettirerek De İnstitutione Saecularium adlı yapıtında bu yapıtların bir katalogunu verdi. Ayrıca dilbilgisi, felsefe ve Kutsal Kitap üstüne yazılar yazdı.

Cassius Longinus, Gaius_

Sezar’m katillerinden biri (İ.Ö. 85’e d.- Philippoi yakını İ.Ö. 42). Parthlara karşı savaşa konsül yardımcısı olarak katılan Gaius Cassius Longinus, İ.Ö. 49’da Pompeius’u destekleyip, Sezar’a karşı iç savaşta, Pompeius’un kuvvetlerine komuta etti (İ.Ö. 48).

Farsala yenilgisinden sonra Sezar’a, katılıp, yüksek görevlerde bulundu. Kendisinin değil Brutus’un prae-torluğa atanması üstüne, Sezar’a karşı suikast, düzenleyip (İ.Ö. 44), Sezar’m öldürülmesinden sonra, Suriye valiliği yaptı. Philippi’de Antonius ve Octavianus’un ordularına karşı sol kanatta yenilgiye uğrayıp, sağ kanatta Brutus’un Octavianus’un kuvvetlerini bozguna uğrattığından haberi olmadığından, kendini bir köleye öldürttü.

Castelli, Francesco: Bk. borromİNİ.
Castelo Branco, H. de Aiencar

Brezilyalı mareşal ve devlet adamı (Mecejana 1900-Fortaleza 1967). Goulart’la çalıştığı için ordudaki görevinden uzaklaştırılan (Mart 1964) Humberto de Alen-car Castelo Branco, üikenin durumunu özetleyen bir bildiriyi orduda dağıttırıp, birçok subayın ayaklanmasına yolaçtı. Darbenin yapıldığı gün Goulart’ın kaçması üstüne, cunta yöneticileri tarafından başkanlığa aday gösterilerek, cumhurbaşkanı seçildi (15 Nisan 1964) ve bir baskı rejimi kurdu: Zor kullanılarak (tutuklamalar, bazı hakların geri alınması) muhalefet susturuldu; partiler kapatıldı; hükümete bağlı Ulusal Yenileşme Birliği kuruldu; muhalefetse, Brezilya Demokratik Hareketler Birliği içinde toplandı. 1965 seçimlerinde sert tutum isteyen aşırı sağcılara kulak asmayarak muhalefete iyi davrandı. 3 ekim 1966’da yerini Costae Silva’ya bırakmak zorunda kalıp, kısa süre sonra bir uçak kazasında öldü.

Castiglione, Baldassare, Kont

rena dağlarına kadar uzanan, günümüzde orta kesimindeki Guaderrama ve Gredos dağlarıyla iki bölgeye (Castilla la Nueva ve Castilla la Vieja) ayrılmış olan Cas-tilla bölgesi, yükseltisi 455-1 065 m arasında değişen dalgalı bir yaylada yayılır. Yazlan sıcak ve kurak, kışları serin, zaman zaman da soğuk bir iklim etkisindeki bölgede, en sıcak ay (temmuz) ortalaması 22 °C-28 °C, en soğuk ay (ocak) ortalaması 7 °C-9 °C arasında değişir. Dağlık kesimler dışında yıllık yağış ortalamaları 508 mm’nin altındadır. Başlıca kentleri, Madrid, Cuenca, Guadalajara, Ciudad Real ve Toledo olan bölgede, temel gelir kaynağı tarımdır. Kentlerde hafif sanayi gün geçtikçe gelişmektedir.

IX. yy. sonlarında kurulan Castilla Kontluğu (merkezi Burgos’tu), Fernando l döneminde hızla genişleyip, Le-on Krallığı, Galicia, Asturias’ı ele geçirerek, 1063’te Du-ero’nun kuzeyindeki iki Portekiz kentini de müslüman-lardan aldı. 1479’da Castilla kraliçesi İsabela ile Aragon kralı Fernando’nun evlenmeleriyle, iki krallık birleştirilerek, İspanya Krallığı’nın çekirdeği oluşturuldu ve İs-panya’daki son İslâm emirliği olan Gırnada (Granada) Emirliği de Araplardan geri alındı. İsabela’nın oğlu Kari V, annesini tahttan indirerek (1516), İspanya Krallığı’nı resmen kurdu.

Castilla, Ramon_

Perulu general ve devlet adamı.(Tarapacal 797-Arica 1867). Antonio Jose de Sucre’nin hizmetinde bağımsızlık savaşına katılan Ramon Castilla, 1845’te cumhurbaşkanlığına seçilerek, ülkede iç barışı sağladı. Guano ve nitrat dışsatımını geliştirdi ve Lima ile Callao arasındaki demiryolu hattını döşeterek, ekonomik durumu düzeltti. 1851’de cumhurbaşkanlığından ayrılıp, 1855’te yeniden seçilerek siyah köleciliği ve Kızılderililerden alınan yıllık harcı kaldırdı. 1860’ta liberal bir anayasa hazırlattı.

Castillalı Blanche: Bk. blanche, castİllaLi.
Castlereagh, Robert Stevvart

İngiliz devlet adamı (Mount Stevvart, Dovvn 1769-North Craig, Kent 1822). 1798 İrlanda ayaklanmasının bastırılmasında görev alan Castlereagh Vikontu Robert Stevvart, katoliklere özgürlük verilmesi koşuluyla İrlanda’yla “birleşme” için çaba harcadı (1800). VVhig partisinden ayrılarak Tory’lere (ilericiler) katıldı ve Hindistan işleri denetleme dairesi başkanlığı (1802), Pitt hüküme-
İngiliz devlet adamı Lord Castlereagh, Napolyon döneminde Ingiltere’nin dış siyasetini büyük bir başarıyla yönetmiştir.
tinde Savunma ve Sömürge bakanlığı (1805-1806), Dortland kabinesinde Savunma bakanlığı yaptı (1807). La Çoruna ve VValcheren yenilgileri yüzünden haksız olarak halkın gözünden düşünce, bir süre siyasetten uzaklaştı. Dışişleri bakanlığına getirilip (1812), partisinin yönetimini ele alarak, mesleğinin en parlak dönemini yaşadı: Napolyon’u yenen büyük ittifakı kurdu ve yaşattı; Chaumont antlaşmasının (1814) imzalanmasında başlıca rolü oynadı; Viyana Kongresi’nde denge siyasetini titizlikle izleyerek Prusya ve Rusya’nın isteklerine gem vurmak için Fransa ve Avusturya’yla gizii bir antlaşma yaptı; Birinci Paris antlaşmasında(1814) Fransa’yı eski sınırlarına kavuşturmak için, ikinci Paris antlaşmasında (1815) galiplerin misillemelerini engellemek için çalıştı ve etkili oldu. Avrupa’daki dengenin ve barışın bozulmamasına çabalayıp, Yunan ayaklanmasında Metternich’le anlaşarak Rusya’nın tarafsız kalmasını sağladı (1822). Bir sinir bunalımı sonucunda intihar etti.

castrato_

Gırtlağın gelişmesini önlemek için ergenlik döneminden önce hadım edilerek sesinin pürüzsüzlüğü korunmuş erkek soprano ya da kontralto şarkıcı. Hadım etme sonucu castratoların sesleri tiz olarak kalıyor, buna karşılık ciğerleri ve göğüsleri geliştiği için çok güçlü ses üretebiliyorlardı. Ses alanları kadın soprano ya da kontral-tonunkilerle aynı olmakla birlikte, daha güçlü ve daha etkileyiciydi. XVII. ve XVIII. yy’larda castratolar Avrupa’nın bütün operalarında baş şarkıcı olarak çalıştılar; opera bestecilerinin çoğu, castratolar için roller yazdılar. İtalya’daki, özellikle de Roma’daki kilise korolarında da çalışan en ünlü castratolar arasında Francesco Bernardi (Senesino adıyla ünlüydü, 1680-1750), Carlo Broschi (Farinelli adıyla ünlüydü, 1705- 82), Gaetano Majorano (Caffarelliadıyla ünlüydü, 1710-83) ve Gio-vanni Battista Velluti (1780-1861) sayılabilir.

Castren, Mathias Alexander

FinlandiyalI dilci ve türkolog (Tervola 1813-Helsinki 1852). Finlandiya, Rusya ve Kuzey Sibirya’da geziler yapan (1838-1849) Alexander Castren, gezdiği yerlere ilişkin bilgi topladı. Helsinki Üniversitesi’nde kendi adına kurulan Fin dili ve edebiyatı kürsüsünün başına geçip (1851), Fin Kalevala destanını İsveççe’ye çevirdi (1841).

Başlıca yapıtları: De Affixis Personalibus Linguarum Altaicaryum (Altay Dillerindeki Kişi Ekleri Üstüne, 1850), Grundzüge Einer Tungusicshen Sprachlehre (Tunguzca Dilbilgisinin Ana Çizgileri, 1854), Versuch Einer Koibalischen und Karagassischen Sprachleh-re(Koybolca ve Karagasça Dilbilgisi Denemesi, 1857). Versuch Einer Jenissei-Ostjakischen und Kotlischena Sprachlehre (Yenisey Ostyakçası ve Kotça Dilbilgisi Denemesi, 1758).

Castro, Cipriano

Venezuelalı siyasetçi (Capacho 1858-San Suan, Porto Riko 1924). And dağları yöresinden bir köylü olan Castro, 1899’da Devlet Başkanı İgnacio Andrade’ye karşı bir ayaklanmayı yöneterek iktidara gelmeyi başardı. İki yıl başkomutan olarak, daha sonra da devlet başkanı olarak ülkeyi diktatörlükle yönetti. 1902’de, gün geçtikçe artan dış borçları ödemeyi reddetmesi üstüne İn-giliz-Alman-İtalyan donanmalarının başlattıkları ambargoyu, ABD’nin yardımıyla savuşturdu. 1908’de Av-

İtalyan yazarı (Mantova 1478-Toledo, İspanya 1529). Milano, Mantova, Urbino ve Roma saraylarında yüksek görevlerde bulunan Kont Baldassare Castiglione, bir yandan da bu saraylardaki edebiyatçı ve sanatçılarla yakın dostluklar kurdu. Papa Clemens VII tarafından Kari V’e elçi olarak gönderilip, orada öldü.

Castiglione, başlıca yapıtı El Cortegiano’da (Saray Adamı, 1528’de yayınlanmıştır), Rönesans devrimi saray yaşamını, övgü dolu, aynı zamanda da yer yer gerçekçi bir üslupla yansıtmıştır. Mektupları (Lettere, 1791 ‘de yayınlanmıştır) da, dönemin anlaşılması bakımından değerli birer belge oluşturur.

Castilla

İspanya’da tarihsel bölge ve eski krallık. İspanya’nın iç kesiminde, kuzeyde Pirene dağlarından güneyde Mo-
70 CASSEGRAİN DÜZENİ

rupa’ya bir yolculuk yaptığı sırada yardımcısı Vicente Gomez’in darbesiyle devrildi ve bir daha ülkesine dönmedi.

Castro, Fidel_

Kübalı devlet adamı (Oriente 1927). Hukuk öğrenimi görüp, Batista hükümetini devirmek için devrimci eylemlere girişen (1953) Fidel Castro, iki kez yurt dışına sürüldü. Aralık 1956’da Che Guevara’yla birlikte geri dönüp, yandaşlarıyla birlikte sürdürdüğü gerilla savaşımı sonunda yönetimi ele geçirdi ve Batista’yı Dominik Cumhuriyeti’ne kaçmak zorunda bıraktı (1 Ocak 1959). Başbakanlığa seçilip (15 Şubat 1959), ABD’nin yaptığı iktisadi ve siyasal baskılara karşı koymaya çalıştı; bütün Latin Amerika ülkelerinin de aynı yolu benimsemeleri için çaba harcadı. SSCB’yle ticaret anlaşması imzalayıp (1960), büyük bir tarım reformuna girişerek, sanayinin bir bölümünü ulusallaştırdı. Marksçılığa bağlılığını ve “emperyalizm” le savaşacağını açıklaması üstüne (1 Ocak 1961), ABD, Amerika’daki Kübalı göçmenleri CIA yoluyla destekleyerek bir istila hareketine girişmelerini sağladıysa (Domuzlar Körfezi Çıkarması) da, hareket başarıya ulaşamadı (Nisan 1961).
Fidel Castro, 1959’da, ABD’nin desteklediği diktatör Fulgencio Batista’yı

devirerek sosyalist bir yönetim kurmuş,

ekonomik durumu bir türlü tam anlamıyla düzeltmeyi başaramamasına karşın, iktidarda kalmayı başarmıştır.

ABD’nin 1962 Ekimi nde Küba’ya abluka uygulamaya başlaması üstüne komünist ülkelerden yeterli destek göremeyen F. Castro ile bu ülkelerin arası açıldı. Havana konferansında SSCB’yle ilişkileri düzeldiyse de, Komünist Çin’le anlaşmazlığı iyice kötüye gitti. Daha sonra, “barış içinde birarada yaşama” siyasetinden ayrılarak, “silahlı anti-emperyalist savaşıma hız verilmesi”ni savunması, Çin ve SSCB’yle ilişkilerini yeniden gerginleştirdi. 1967’de, Latin Amerika’daki devrimci eylemleri destekleyeceğini açıklayıp, 1968’de SSCB’nin Çekoslovakya’ya yaptığı askerî müdahaleyi onayladığını ve Vietnam’la dayanışma içinde bulunduklarını bildirdi. Lenin’in yüzüncü doğum yıldönümünde (1970), SSCB’yle tam anlaşma içinde bulunduğunu belirtip, 1971 ‘de Şili’ye yaptığı gezide, Şilili maden işçilerine ücret konusunda sabırlı olmalarını öğütledi. 1972’de, daha çok komünist ülkeleri içine alan uzun bir geziye çıkıp, Antil denizi devletleriyle (Guyana, Barbados, Trini-dad, vb.) yakın diplomatik ilişkiler kurdu. 1973’te, iktisadi suçlara (tembelliği önleme yasası, vb.) ve yasa dışı cinsel eylemlere karşı önlemler aldı. Angola’nın bağımsızlık savaşını asker ve araç gereç yardımıyla destekledi. 1986’da parti birinci sekreterliğine yeniden seçildi. Körfez bunalımı sırasında (1991), BM Güvenlik Konse-
yi’nin Irak’a yaptırım uygulanması kararlarına karşı çıktı.

Castro y Bellvis, Guillen de_

İspanyol tiyatro yazarı (Valencia 1569-Madrid 1631). Süvari yüzbaşılığı yapan Guillen de Castro y Bellvis, klasik İspanyol tiyatrosunun oluşumunda önemli rol oynayan Valencia’daki “Nocturnos Akademisi” yazarları topluluğuna katıldı. Başlıca yapıtı olan Las Mocedades del C/d’de(Cid’in Gençlik Başarıları) halk temalarından yararlandı (Corneille, Le Cid adlı trajediyi yazarken bu yapıttan büyük ölçüde esinlenmiştir).

Catania

İtalya’da kent. Sicilya’nın ikinci büyük kenti, önemli bir ticaret ve balıkçılık limanı olan, aynı adlı körfez kıyısında, Etna yanardağının eteğinde yeralan Catania’nın nüfusu 366 000’dir. Liman etkinliklerinin yanı sıra, kentte sanayi de gelişmiştir: Kimya ve dokuma sanayileri, XI. yy’dan kalma katedrali, XIII. yy’da yapılmış Ursino kalesi ve yakınındaki Etna yanardağıyla çok sayıda turist çeken kent, Sicilya’nın en eski üniversitesi olan Catania Üniversitesi (1434’te kuruldu) ve birçok yüksek okulla, bölgenin başlıca öğretim merkezidir.

İ.Ö. VIII. yy’da Naksoslu Yunanlılar tarafında! kurulan İ.Ö. 263’te Romalılartarafından alınan Catania, Akdeniz’deki yolların kesiştiği bir noktada bulunduğundan, sırasıyla Bizanslılar, Araplar, Normanlar, Almanlar, Aragonlular ve Bourbonlar tarafından istila edildi. 1169 ve 1693 depremlerinden, 1559’da da Etna’nın püskürmesinden sonra, üç kez aşağı yukarı bütünüyle yeniden kurulup, İkinci Dünya Savaşı’nda büyük zarar gördü.

Cateau Cambresis Antlaşmaları

2-3 Nisan-1559’da Fransa’da Cateau Cambresis kasabasında imzalanan iki antlaşma. Birincisi Fransa ile İngiltere, İkincisi Fransa ile İspanya arasında imzalanan bu antlaşmalarla, İtalya Savaşları adı verilen, kesintilerle 65 yıl sürmüş olan savaş sona erdi. Fransa kralı, Ispanya’ya Piemonte ve Savnia’da kazandığı toprakları geri vermeyi ve İtalya üstündeki haklarından vazgeçmeyi kabul etti. Buna karşılık, antlaşmalarda söz edilmemesine karşın Metz, Toul ve Verdun piskoposluk bölgelerinin denetimini ele geçirdi. Savaş sırasında İspanya’yı açıkça desteklemiş olan İngiltere’yse, Fransa’daki son toprağı Calais’yi Fransa’ya bıraktı.

Cather, YVilla S.

ABD’li kadın romancı (VVİnchester, Virginia 1876-New York 1947). Çocukluğu Nebraska’da geçen VVilla Siber Cather, Nebraska Üniversitesi’ni bitirip (1895), bir süre gazetelerde çalıştıktan sonra, 1901-1906 arasında öğretmenlik yaptı. 1906-1912 arasında New York’ta McClures Magazine’in yönetmenliğini üstlendi.

XX. yy’ın ilk yarısındaki en önemli ABD’li romancılardan sayılan VVilla S. Cather, romanlarında büyük ölçüde, Nebraska’ya ilk yerleşen toplulukların yaşamını işlemiştir: O Pioneers! (1913, Ey Öncüler!), “MyAn-tonia (Antonia’m,1918), A Lost Ladyj{YH\k Bir Hanımefendi, 1923), The Songofthe Lark (Tarlakuşunun Şarkısı, 1915),One of Ours (Bizden Biri, 1923; Pulitzer Ödülü), The Professor’s House (Profesörün Evi, 1926), vb. Ayrıca öyküler (Obsaire Destinies [Çapraşık Kader

rupa’ya bir yolculuk yaptığı sırada yardımcısı Vicente Gomez’in darbesiyle devrildi ve bir daha ülkesine dönmedi.

Castro, Fidel

Kübalı devlet adamı (Oriente 1927). Hukuk öğrenimi görüp, Batista hükümetini devirmek için devrimci eylemlere girişen (1953) Fidel Castro, iki kez yurt dışına sürüldü. Aralık 1956’da Che Guevara’yla birlikte geri dönüp, yandaşlarıyla birlikte sürdürdüğü gerilla savaşımı sonunda yönetimi ele geçirdi ve Batista’yı Dominik Cumhuriyeti’ne kaçmak zorunda bıraktı (1 Ocak 1959). Başbakanlığa seçilip (15 Şubat 1959), ABD’nin yaptığı iktisadi ve siyasal baskılara karşı koymaya çalıştı; bütün Latin Amerika ülkelerinin de aynı yolu benimsemeleri için çaba harcadı. SSCB’yle ticaret anlaşması imzalayıp (1960), büyük bir tarım reformuna girişerek, sanayinin bir bölümünü ulusallaştırdı. Marksçılığa bağlılığını ve “emperyalizm” le savaşacağını açıklaması üstüne (1 Ocak 1961), ABD, Amerika’daki Kübalı göçmenleri CİA yoluyla destekleyerek bir istila hareketine girişmelerini sağladıysa (Domuzlar Körfezi Çıkarması) da, hareket başarıya ulaşamadı (Nisan 1961).
Fidel Castro, 1959’da, ABD’nin desteklediği diktatör Fulgencio Batista’yı

devirerek sosyalist bir yönetim kurmuş,

ekonomik durumu bir türlü tam anlamıyla düzeltmeyi başaramamasına karşın, iktidarda kalmayı başarmıştır.

ABD’nin 1962 Ekimi nde Küba’ya abluka uygulamaya başlaması üstüne komünist ülkelerden yeterli destek göremeyen F. Castro ile bu ülkelerin arası açıldı. Havana konferansında SSCB’yle ilişkileri düzeldiyse de, Komünist Çin’le anlaşmazlığı iyice kötüye gitti. Daha sonra, “barış içinde birarada yaşama” siyasetinden ayrılarak, “silahlı anti-emperyalist savaşıma hız verilmesi”ni savunması, Çin ve SSCB’yle ilişkilerini yeniden gerginleştirdi. 1967’de, Latin Amerika’daki devrimci eylemleri destekleyeceğini açıklayıp, 1968’de SSCB’nin Çekoslovakya’ya yaptığı askerî müdahaleyi onayladığını ve Vietnam’la dayanışma içinde bulunduklarını bildirdi. Lenin’in yüzüncü doğum yıldönümünde (1970), SSCB’yle tam anlaşma içinde bulunduğunu belirtip, 1971 ‘de Şili’ye yaptığı gezide, Şilili maden işçilerine ücret konusunda sabırlı olmalarını öğütledi. 1972’de, daha çok komünist ülkeleri içine alan uzun bir geziye çıkıp, Antil denizi devletleriyle (Guyana, Barbados, Trini-dad, vb.) yakın diplomatik ilişkiler kurdu. 1973’te, iktisadi suçlara (tembelliği önleme yasası, vb.) ve yasa dışı cinsel eylemlere karşı önlemler aldı. Angola’nın bağımsızlık savaşını asker ve araç gereç yardımıyla destekledi. 1986’da parti birinci sekreterliğine yeniden seçildi. Körfez bunalımı sırasında (1991), BM Güvenlik Konse-
yi’nin Irak’a yaptırım uygulanması kararlarına karşı çıktı.

Castro y Bellvis, Guillen de_

İspanyol tiyatro yazarı (Valencia 1569-Madrid 1631). Süvari yüzbaşılığı yapan Guillen de Castro y Bellvis, klasik İspanyol tiyatrosunun oluşumunda önemli rol oynayan Valencia’daki “Nocturnos Akademisi” yazarları topluluğuna katıldı. Başlıca yapıtı olan Las Mocedades del C/c/’de(Cid’in Gençlik Başarıları) halk temalarından yararlandı (Corneille, Le Cid adlı trajediyi yazarken bu yapıttan büyük ölçüde esinlenmiştir).

Catania_

İtalya’da kent. Sicilya’nın ikinci büyük kenti, önemli bir ticaret ve balıkçılık limanı olan, aynı adlı körfez kıyısında, Etna yanardağının eteğinde yeralan Catania’nın nüfusu 366 000’dir. Liman etkinliklerinin yanı sıra, kentte sanayi de gelişmiştir: Kimya ve dokuma sanayileri, XI. yy’dan kalma katedrali, XIII. yy’da yapılmış Ursino kalesi ve yakınındaki Etna yanardağıyla çok sayıda turist çeken kent, Sicilya’nın en eski üniversitesi olan Catania Üniversitesi (1434’te kuruldu) ve birçok yüksek okulla, bölgenin başlıca öğretim merkezidir.

İ.Ö. VIII. yy’da Naksoslu Yunanlılar tarafından kurulan İ.Ö. 263’te Romalılartarafından alman Catania, Akdeniz’deki yolların kesiştiği bir noktada bulunduğundan, sırasıyla Bizanslılar, Araplar, Normanlar, Almanlar, Aragonlular ve Bourbonlar tarafından istila edildi. 1169 ve 1693 depremlerinden, 1559’da da Etna’nın püskürmesinden sonra, üç kez aşağı yukarı bütünüyle yeniden kurulup, İkinci Dünya Savaşı’nda büyük zarar gördü.

Cateau Cambresis Antlaşmaları

2-3 Nisanl 559’da Fransa’da Cateau Cambresis kasabasında imzalanan iki antlaşma. Birincisi Fransa ile İngiltere, İkincisi Fransa ile İspanya arasında imzalanan bu antlaşmalarla, İtalya Savaşları adı verilen, kesintilerle 65 yıl sürmüş olan savaş soria erdi. Fransa kralı, İspanya’ya Piemonte ve Savnia’da kazandığı toprakları geri vermeyi ve İtalya üstündeki haklarından vazgeçmeyi kabul etti. Buna karşılık, antlaşmalarda söz edilmemesine karşın Metz, Toul ve Verdun piskoposluk bölgelerinin denetimini ele geçirdi. Savaş sırasında ispanya’yı açıkça desteklemiş olan İngiltere’yse, Fransa’daki son toprağı Calais’yi Fransa’ya bıraktı.

Cather, VVilla S.

ABD’li kadın romancı (VVinchester, Virginia 1876-New York 1947). Çocukluğu Nebraska’da geçen VVilla Siber Cather, Nebraska Üniversitesi’ni bitirip (1895), bir süre gazetelerde çalıştıktan sonra, 1901-1906 arasında öğretmenlik yaptı. 1906-1912 arasında New York’ta McClures Magazine’in yönetmenliğini üstlendi.

XX. yy’ın ilk yarısındaki en önemli ABD’li romancılardan sayılan VVilla S. Cather, romanlarında büyük ölçüde, Nebraska’ya ilk yerleşen toplulukların yaşamını işlemiştir: O Pioneers! {1913, Ey Öncüler!), “My An-tonia(Antonia’m,1918),/\ Lost Lady\(Yitik Bir Hanımefendi, 1923), TheSongoftheLark (Tarlakuşunun Şarkısı, 1915),One of Ours (Bizden Biri, 1923; Pulitzer Ödülü), The Professor’s House (Profesörün Evi, 1926), vb. Ayrıca öyküler (Obsaire Destinies [Çapraşık Kader-

 

Pulitzer ödüllü romana Willa S. Cather,

Nebraska’da Red Cloud’da geçirdiği çocukluğundaki gözlemlerine dayanarak, romanlarında ABD’nin sınır bölgelerine ilk yerleşen toplulukların yaşamlarını büyük bir başarıyla işlemiştir.
,er 1932; vb.) ve şiir kitapları (April Tvvilights [Nisan Se-“f’ic;-: 1903, vb.) yayınladı.

Catherine de Medicis

^ansa kraliçesi (Floransa 1519|-Blois 1589). Lorenzo II de Medici’nin kızı olan Catherine de Medicis küçük ^aşta babasını yitirip, amcası Papa Clemens II tarafından ürieans dükü Henri’yle evlendirildi (1533). Eşinin î 547’de Henri II adıyla Fransa tahtına çıkmasıyla kraliçe olup, Saint Denis’de taç giydi; ama kralın Diane de Poıtiers’ye âşık olması nedeniyle, ikinci planda kaldı. Henrı ll’nin ölümü (1559) ve oğullarının çok küçük ol-nası gerçekten dolambaçlı bir siyaset yürütmesini sağ-.adı Charles IX tahta çıkınca (1 560) EtatsGeneraux’dan îî.t vaşındaki kralın vesayetini almayı başarıp, protes-tanlara hoşgörülü davrandı; ama, Guiselerin ve kral ai-esınden öbür prenslerin taht üstündeki emelleri, ayrıca s,)vaset öğretileri arasındaki karşıtlığın sivriliği, çok geçmeden birçok mezhep kavgasına yolaçtı. 1564’te ergenlik yaşına gelen Charles IX, annesine akıl danışmayı
Fransa kralı Henri II ile Catherine de Medicis’nin evlenme uıreninı canlandıran, iacopo da Empoli tarafından yapılmış ı Catherine, oğulları Froncois II, Charles IX ve Henri II ün krallıkları süresince Fransa’yı fiilen yönetmiştir.
sürdürdü ve Coligny’nin nüfuzundan kaygılanan Catherine, bu kez katoliklere yanaştı: Saint-Barthelemy kıyımı (24 Ağustos 1572), düşmanlıkları yeniden canlandırdı. Öbür oğlu Henri lll’ün tahta çıkmasıyla (1574 yetkileri daha da artırdıysa da, Barikatlar Günü’nden sonra, kralla Blois’ya kaçmak zorunda kaldı ve Guise dükünün öldürülmesinden birkaç gün sonra öldü.

Catherine of Aragon

(Alcala de Henares, Castilla 1485-Kimbolton, İngiltere 1536). Aragonlu Fernando ile Castillalı İsabel’lin kızları olan Catherine of Aragon, 1501’de VVales prensi Art-hur’la, eşinin bir yıl sonra ölmesi üstüne de, İngiltere kralı Henry Vlll’le evlendi. Eşinin, erkek çocuğu olmamasını bahane ederek (aslında Ann Boleyn’e âşık olmuştu) papa Clemans Vll’den evliliğin iptalini istemes (1525), ama papanın boşanma kararını bir türlü vermemesi üstüne, 1533’te Henry VIII, Roma kilisesiyle ilişki sini kopararak, başpiskopos Cranmer başkanlığında bir mahkemeden boşanma kararı aldı. Catherine of Ara-gon, o tarihten sonra inzivaya çekildi.

Catiiina

Romalı siyasetçi (? İ.Ö. 108’e doğr.-Pistoia İ.Ö 62 Konsüllüğe adaylığının Senato’da kabul edilmemesi (İ.Ö. 63) üstüne, çevresine hertürden hoşnutsuzlukları parasız kalmış soyluları, düş kırıklığına uğramış kişileri toplayan Catiiina (tam adı Lucius Sergius Catilina’dır bir komplo düzenledi. Komployu ortaya çıkaran ü-cero’nun Senato’daki söylevinin sertliğinden ürkerek Etruria’ya kaçıp, yardımcısı C. Manlius’un ordusuna katıldı. Roma’da kalan suç ortakları ölüm cezasına çarptırıldı; kendisi de Pistoia Savaşı’nda (İ.Ö. 62) yenilerek öldürüldü.

Catlin, George

ABD’li ressam ve yazar (VVİlkes-Barre, PennsyKama 1796-JerseyCity, Nevvjersey 1872). 1820-1824arasır-da Philadelphia ve New York’ta minyatür sanatçısı olarak çalışan ve seçkin çevrelerden birçok kişinin portre sini yapan George Catlin, daha sonra on yıl süreyle Bı. yük Göller ve Büyük Ovalar’daki Kızılderili kabileler arasında yaşayıp, 500’e yakın portre ve tablovla dördü. 1830-1848 arasında yaptığı Kızılderili resimlerden ve derlediği Kızılderili eşya ve giysilerinden bir ge zici sergi düzenleyip, bu sergiyle ABD’nin çeşitli e\a!e*-
Ceorge Çatlın ın yaptığı Kızılderm reislerinden The Surroander’un portresi. Kızılderililer arasında on vrf yaşayan Catlır. r~ süre içıpde i az. i 500 resimce ~ 300’ünü oinşt^’a” portrelerinin çoğunda, modellerinin kişiliklerini ca^ bir üslupla yansıtman başarmıştır.
CATLİN, GEORGE 73

CAYNACILIK 77
Sardinya-Piemorıte hükümdarı Vittoria-Emanuele ll’nin başbakanı Cavour Kontu, İtalya’nın birleşik bir krallığa dönüşmesinde başlıca rolü oynamıştır. (Francesco Hayez, Brera Resim müzesi, Milano.)
karşı savaşı savunan II Risornimento gazetesini kurup, 1848’de milletvekili seçilerek, 1850’de Tarım Sanayi ve Ticaret bakanlığına getirildi. 1852’de Sardinya-Pie-monte’nin yeni hükümdarı Vittorio-Emanuele II tarafından başbakanlığa atandı.

Sardinya-Piemonte’yi büyük ölçüde modernleştirip, İtalya’daki öbür prenslikler için örnek alınacak bir modele dönüştürerek, Kırım Savaşı’nda İngiltere ile Fransa’nın yanında savaşa soktu ve Paris Kongresi’ne(1856) katıldı. 1859’da Kuzey İtalya’nın kurtarılması konusunda Fransa kralı Napoleon IM’le anlaşarak, Avusturya’ya karşı savaşa girişip, Napoleon’un savaşı, kararlaştırılmış olduğu gibi, Venedik’in geri alınmasından sonra değil, Lombardia’nın geri alınmasından sonra durdurması üstüne, durumu protesto etmek için istifa etti. Kısa süre sonra yeniden başbakanlığa getirilip, NapoleonTa giriştiği pazarlık sonucunda, Savnia ile Nice’in Fransa’ya bırakılmasına karşılık, Romagna, Parma, Modena ve Tos-cana’nın Piemonte’ye katılmalarını sağladı.

1860’ta Giuseppe Garibaldi’nin Sicilya’yı istila etmesinden İtalya’yı tek bir krallık olarak birleştirmek için yararlanıp, Garibaldi’nin Roma’yı almasını önlemek bahanesi altında Piemonte ordusunu papalık sınırından geçirerek, papalık topraklarının büyük bölümünülPie-monte’ye kattı. Böylece İtalya’da bütünlüğü sağlayıp, 1861 ‘de yeni kurulan İtalya Krallığı’mn ilk başbakanlığına atandı. Roma’nın başkent olmasının yolunu açacak “serbest bir devlette serbest bir kilise” düşüncesini papaya kabul ettirmek için uğraştığı sırada öldü.

Caxton, VVilliam

İngiltere’de 1476’da ilk basımevini kuran tüccar ve yazar (Kent 1422-Londra 1491). Köln’e giderek basım tekniğini öğrenen VVilliam Caxton, Belçika’da Brug-ge’de bir basımevi kurdu. Daha sonra İngiltere’ye dönüp (1476), VVestminser’de bir basımevi kurarak (1477), İngiltere’de basım tarihli olarak yayınlanmış ilk kitap olan Dirtes orSayennes ofthe Phylosophers’ı (Filozofların Sözleri ya da Deyişleri) yayınladı. Daha sonra Chaucer, Govver ve Malory’nin yapıtlarını, ayrıca Fransızca ve Latince yapıtlardan kendi yaptığı çevirileri içeren 90’ı aşkın kitap yayınladı.

Cayley, Arthur_

İngiliz matematikçisi (Richmond 1821-Cambridge 1895). Bir yandan avukatlık yaparken, bir yandan da bilimsel muhtıralar yayınlayan Arthur Cayley, 1826’da Cambridge Üniversitesi’nde kendisi için kurulan yeni matematik kürsüsüne atandı. Matematiğin bütün dalla-
rında çalışmalar yaptıysa da, özellikle değişmezler kuramı, çizgisel dönüşümler teoremi, analitik geometri, matrisler teoremi ve boyutlu geometriler alanlarına katkıda bulundu.

Cayman adaları_

Antil denizinde İngiliz kolonisi. Yaklaşık olarak Küba’nın güney kıyılarına 160 km, Jamaika’nın kuzeybatı kıyılarına 290 km uzaklıkta yeralan Cayman adalarının nüfusu 25 900’dür; üç ada içerir: Merkez George-town’ın bulunduğu Büyük Cayman adası, Küçük Cayman adası, Cayman Brac. Toplam yüzölçümü 260 km2 kadar olan adaların en yüksek noktası Cayman Brac’ın orta kesimindeki kireçtaşı tepesidir (43 m yükselti).

Kıyıları mercan kayalıklarıyla kaplı olduğundan yaklaşılmaya elverişli yeri çok az olan Cayman adalarında, sıcaklık ortalamaları kış mevsiminde 13 °C, yaz mevsiminde 35 °C’tır; yıllık yağış ortalaması 1 400 mm kadardır. İngilizler ve yerlilerden oluşan halkın başlıca gelir kaynağı balıkçılık ve turizmdir.

Cayman adaları 1503’te Kristof Kolomb tarafından bulunmuş, 1670’te İngilizler tarafından alınmıştır.

caynacılık

Hindistan’daki üç büyük dinden biri. Caynacılığı Budd-ha’yla aynı dönemde yaşamış Mahavira’nın (İ.Ö.VI. yy.) kurduğu kabul edilir. Caynâcılar Mahavira’yı, ilki Rishabha olan Tirthamkara’ların (kurucular) sonuncusu sayarlar. 1991 verilerine göre aşağı yukarı tümü Hindistan’da yaşayan 3 650 000 caynacı vardır. Cayna-cılık Mahavira’nın döneminden bu yana Hindistan’da, kesintisiz biçimde etkili olmuştur.

Caynacılık içinde en büyük ayrılık, İ.S. I. yy’da Di-gambara ve Svetambara mezhepleri arasındaki bölünmeyle ortaya çıkmıştır; Svetambaralar (“beyaz giysi giyenler”) ile Dinambaralar (“çıplak yaşayanlar”) da kendi içlerinde birçok tarikata ayrılmışlardı; ama temelde tümünün ahlâk ve felsefe açısından görüşleri aynıdır.

Cayna ahlâkının en belirgin özelliği, yaratılmış hiçbir şeye zarar vermemektedir. Cayna felsefesi her şeyin bir ruhu olduğunu öne sürer; bu yüzden, söz konusu şid-detsizlik (ahimsa) kuralına uymak, bütün eylemlerde son derece dikkatli olmayı gerektirir. Cayna keşişleri soluk alırken istemeden canlı yaratıkları öldürmekten kaçınmak için, genellikle giysilerinin ucuyla ağızlarını örterler; ayrıca Cayna evlerinde yerler, canlıların üstüne basmaktan kaçınmak için son derece temiz tutulur. Caynacılar kasıtlı olarak can alımayı, hattâ şiddet içeren düşünceleri çok daha büyük kusurlar olarak görürler. Cayna felsefesi, varlıkları beş duyusu olanlardan tek duyusu olanlara doğru derecelendirir. Sıradan insanların başkalarına zarar vermemek ellerinden gelmez; ancak onlar da bu zararı et, bazı meyveler ve bal yemekten ya da şarap içmekten kaçınarak sınırlayabilirler. Caynacı-lar hindu dinindekiler! andıran bazı davranışlara uyar, sözgelimi oruç tutma, gezerek dua etme, bedeni güçlüklere alıştırma, yoganın bir benzeri olan içsel sınırlamalar gibi bazı çilecilik davranışları, vb. sergilerler. Cay-nacılık, ruhsal olarak çok ileri üyelerinin, bazı uygulamalarla (başlıcası oruç) ve belirli durumlarda kendi ölümlerini hızlandırmalarına izin verir.

Cayna felsefesi canlı ve cansız maddelerin temel ayrımı üstüne kurulmuştur. Yaşayan ruhlar bağımlı ve bağımsız olarak ikiye ayrılırlar ve hareketli ya da hareketsiz durumda olurlar. Cansız maddelerse ruha girip, de-

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir