wiki

h.z. Âişe’nin Tıbba Ait bilgisi:

Urve b. Zübeyr, Hz. Aişe’ye : «Ey anneciğim! Ben, senin Fıkıh’daki bilgine şaşmam. Çiinki, Resûlullâh’m zevcesi, Ebû Bekir’in de, kızıdır, derim. Ben, senin şiirdeki ve Arab târihindeki bilgine de, şaşmam. ÇiiûM, halkın bu konularda en bilgilisi olan Ebû Bekir’in kızıdır.) derim. Fakat, ben, senin Tıptaki bilgine şaşıyorum. O, sana nereden gelebilir?!» dedi Hz. Âişe, ona : «Ey Urvecik! Resûlullâh, ömürlerinin ...

Devamını Oku »

Selmân-ı Fârisi’nin ilmi :

Bir Hadîs-i şerifde : «Selmân, ilimle doldurulmuştur!» buyrulur (73). Hz. Ali de : «Ona, öncekilerin ve sonrakilerin ilmi verilmiştir. Onda-ki ilme erişilmez.» (74). «O, dibi bulunmaz bir deryâdır!» demiştir. (75) Abdullah b. Selâm ve Ebudderdâ’mn İlmi : Muaz b. Cebel, vefâtı sırasında, başucunda ağlayan bir tilmizine, ilmin, kendisiyle kaybolup gitmeyeceğini söylemiş, ilimlerinden faydalanılmasını tavsiye ettiği dört zat arasında Abdullah b. ...

Devamını Oku »

Sellâm b. Mişkem’in Peygamberimiz Hakkındaki Sözlerini anlattı:

Muâz b. Cebel üe Bişr b. Berâ’ b. Ma’rûr : «Ey Yahudi cemâati! Allâh’dan korkunuz. Müslüman olunuz! Biz, müşrik iken, Muhammed Aleyhisselâmm gönderileceğini ve sıfatlarım bize haber veren, ona tâbi olup, bize galebe çalacağınızı söyleyen siz idiniz?!» dedüer. Nadir oğullan Yahudflerinden Sellâm b. Mişkem : «Bize, onun hakkında bir şey gelmedi. Bizim, size bahsetmiş olduğumuz Peygamber o, değildir!» dedi. SeUâm’m ...

Devamını Oku »

yahudî Alimleriyle yapılan dinî münakaşa ve MÜCADELELER

Peygamberimiz, Peygamber olarak gönderilmeden önce, Yabudfler; Evs ve Hazreç Kabileleri ile aralan açıldıkça, onlara : «Bir Peygamber, gelmek, gönderilmek üzeredir; geleceği zamanın gölgesi düştü. 0 Peygamber gelince, biz, Ona tâbi olup İrem ve Ad kavimleri gibi, kökünüzü kazıyacağız!» derlerdi (1). Cenâb-ı Hak, Yahudüerin kendi aralarmdan çıkmasını bekledikleri Peygamberimizi Hz. İsmail’in soyundan, Arablar arasından çıkannca, Ya-hudîler, Onu da, Onun hakkmda söylediklerini ...

Devamını Oku »

PEYGAMBERİMİZİN SAHABİLERİNİ YETİŞTİRMESİ

Kur’ân-ı Kerim; bütün insanlar için hidâyet kaynağı, doğru yol rehberi, hakkı bâtıldan ayıran (11), her şeyi açıklayan (12) hikmetle dolu (12), İslâm dininin kaynağı ve dayanağı İlâhî Kitab olduğundan, Peygamberimiz, Sahâbüerini dâiamâ, Kur’ân-ı Kerim’i öğrenmeğe ve öğretmeğe teşvik eder : «Sizin hayırlınız, en üstününüz, Kur’ân-ı öğrenen ve onu öğretendir.» (13). «Ehl-i Kur’ân olanların şu şu âyeti unuttum! demeleri ne fenâdır! ...

Devamını Oku »

İSLAM TARİHİ MEDİNE DEVRİ I

Peygamberimiz : «Hayır! Bu, hayız değildir. Damardan gelen bir kandır. Senin asıl hayanın başlama zamanı gelince, Namazı bırak. Kesilme zamanı gelince de, yıkandıktan sonra, kıl. Ondan sonra, yine o vakit gelinceye kadar her Namaz için Abdest al!» buyurdu. (Buhâri – Sahih, c. 1, s. 63). Peygamberimizin, arada sırada, Eshâbma hutbe îrâd ettirdiği de, olurdu. Ebiidderdâ der ki : «Resûlullâh Aleyhisselâm, ...

Devamını Oku »

resulullah buyurdu ki:

– (Sırat üzrinde!) buyurdu. (8) «Peygamber Aleyhisselâm, bir gün : (Kim, hesâba çekilirse, azâba çarpılır!) buyurmuştu. Yüce Allâh : (îşte, böylesi, kolay bir hesâba çekilir! (înşikâk: 8) buyurmuyor mu?!) diye sördum. Peygamber Aleyhisselâm: «Senin bu dediğin, arzdır. (Yâni, amellerin Mîzâna.ve sâhiplerine arzıdır. Kolay bir hisâba çekilecek olanlar, Amel defterleri sağ yanlarından sunulacak olanlardır. Yoksa, her kim, ince bir hisâba çekilirse, ...

Devamını Oku »

Peygamberimiz :

Evet! Ey Allâh’m kullan! Hastalıklarınızı tedâvî ettiriniz. Çünki, Allâh, şifâsız, devasız bir dert vermemiştir. Yalnız, bir hastalık var ki, devâsı yok !» buyurdu. «Nedir o Yâ ResûlaUâh?» diye sordular. «İhtiyarlık!» buyurdu. (Tirmizî- Sünen, c. 4, s. 383). «Size çörek otunu tavsiye ederim. Çünki, onda, her derde şifâ var. Ancak, ölüme yok!» buyurdu. (Tirmizî – Sünen, c. 4, s. 385) Şarap ...

Devamını Oku »

CEBRAİL ALEYHİSSELAMIN GELİŞİ:

(Allâh ve Resûlü, daha iyi bilir!) dedim. O, (Cebrail’di. Size, dininizi öğretmek için gelmişti.) buyurdu (8). Buhârî’ye göre : Soran kişi, arkasını dönüp gidince, Resûlullâh : (Onu çeviriniz!) diye emir verdi ise de, izini tozunu bulamadılar (9). Peygamberimize : «Yâ Resûlallâh! Sen, ne zamandan beri Peygamberdin?» diye sordular. Peygamberimiz : «Âdem (A.S.) Rûh ile cesed arasında bulunduğu zamandan beri!» buyurdu, ...

Devamını Oku »

Hz. Ömer der ki

Bir gün, ResûluUâh ile otururken, elbisesi bembeyaz, saçı simsiyah, üzerinde yolculuk eseri görülmeyen, bununla berâber, hiç birimizce de, tanınmayan bir adam çıkageldi. Resûlullâhm önünde diz çöküp oturdu. Dizini Resûlullâhm dizine dayadı. Ellerini dizinin üzerine koydu. (Yâ Muhammed! Bana, İslâm hakkında bilgi ver!) dedi. Resûlullh : (Islâm, Allh’dan başka tanrı bulunmadığına ve Mu-hammed’in Resûlullah olduğuna şehâdet etmen, Namazı kılman, Zekâtı vermen, ...

Devamını Oku »

Peygamberimize Vahiy Geliş Hali :

Hz. Ömer : «Vahiy gelirken, Resûlullâhın yanında arı uğultusuna benzer bir uğultu duyulurdu!» der. (Ahmed b. Hanbel• Müsned, c. 1, s. 34). Hz. Âişe de : «En soğuk bir günde, Resûlullâh’a Vahiy gelirken görmüşlüğüm var : Kendisinden Vahiy hâli geçince, alnından ter damlaları dökülürdü.» der. (ibn-l Sa’d -Tabakat, c. 1, s. 198, Buhârt – Sahih, c. 1, s. 4). Peygamberimiz, ...

Devamını Oku »

PEYGAMBERİMİZİ SAHABÎLERİNİ YETİŞTİRMESİ

Resûlullâh : (Filân gün, filân saatte, filân, filân yerde toplanınız!) buyurdu. Toplanınca, yanlarına gitti. Kendisine, Allâh’ın öğretmiş olduğu şeyleri onlara öğretti (Buhârî • Sahih, c. 8, s.’149) . Peygamberimiz, bâzan, Sahâbîlerine sorular sorardı. Übey b. Kâ’b da : «Allâhü lâ ilahe illâ hüvel Hayyul Kayyûmü, lâ te’-huzuhû sinetün ve lâ nevin. Lehû mâ fissemâvâti ve mâ fil ard. Men zel-lezt ...

Devamını Oku »

PEYGAMBERİMİZİN TEBLİGAT ve İCRAATI ve SAHABİLERİNİ YETİŞTİRMESİ

Peygamberimizin Tebligat ve İcr&atmdan Başhcalan : Peygamberimizin, Allâh’dan telâkki eylediğiKur’ân-ı Kerîm’e dayar narak insanlara neleri ve nasıl tebliğ, tâlim ve tatbik ettiğini, Sahâbileri-ni hangi sahalarda ve nasıl yetiştirdiğini anlamak için, Hadis ve Sünnet mecmualarının fihristlerine bir göz gezdirmek yetişir. Peygamberimizin sözleri, işleri ve gidişâtmdan başhcalan, meşhur Hadis ve Sünnet mecmuâlannda konulara göre tasnif edilen kitaplarda ye bunların bablannda, Meselâ : ...

Devamını Oku »

MEDİNE’NİN HAREMLEŞTİRİLMESİ ve SINIRLANMASI

Ayr, veyâ Air’in de, Medine’nin Kıblesinde, Ziilhuleyfe yakınında büyük ve meşhur bir dağ olduğu bildiriliyor (5). Mervan b. Hakem, bir hutbesinde, Mekke’den ve onun Haremleştiril-mesinden bahsedince, Râfi’ b. Hadîc, ona seslendi : «Mekke, nasıl Harem olmuşsa, Medine de, Haremdir! , / . Onu, ResûluUâh Haremleştirmiştir. Bu, Havlânî bir deride yazılı olarak yanımızda bulunmaktadır. Okumamızı istersen, onu, sana okuyalım?» dedi. Mervan ...

Devamını Oku »

MEDİNE PAZARI ve TİCARİ HAYATIN TANZİMİ

Müslümanlara Çarşı ve Pazar Yeri Hazırlanması : Peygamberimiz, Müslümanlara, Yahudîlerinkinden ayrı bir çarşı ve Pazar yeri gösterip onlan, Yahudîlerin istismarından kurtarmak istedi. İlk önce, Nebît çarşısına gidip baktı. «Burası, size elverişli değildir!» dedi. Sonra, başka bir çarşıya gitti, baktı. Yine : «Burası da, size elveriş-li değildir!» buyurdu. (1) Semhûdf’nin çeşitli kaynaklardan nakline göre : Zübeyr’in boş arâ-rfsine bir çadır kurdurdu ...

Devamını Oku »

Zeyd b. Sâbitin Mahareti :

Zeyd b. Sâbit, Vahiyleri imlâda üstaddı (28). Vahiy yazmaktan başka işi yoktu (29). Peygamberimizin devrinde Ensârdan Kur’ân-ı Kerîm’i başından sonuna kadar ezberleyen 4,6 zat arasında idi (30). Zeyd b. Sâbit, Vahiyden başka, Hükümdarlara veyâ Şahıslara yazılacak yazılan da, yazardı (31). 5 — Hz. Ömer; 6 — Hz. Osman; 7 — Hz. Ali; Vâkıdî’ye göre : Peygamberimiz, muâhede ve musâleha yaptığı ...

Devamını Oku »

PEYGAMBERİMİZİN YAZI İŞLERİ VE YAZICILARI

Peygamberimizin yazı iğleri : 1 — İnsanlarla olan muamelelerine, 2 — İlâhî Vahy’e âid olmak üzere ba§hca iki bölüme ayrılır. Peygamberimiz, her iki bölüme âid yazı- işleri için müteaddid yazıcılar kullanmıştır. Kaynaklarımıza göre; yazıcıların sayısı kırkı bulmakta ve hattâ aşmaktadır. lbn-i Sa’d’in, Şâ’bî’den rivâyetine göre : Peygamberimiz, Mekke’de iken, yazdıracağı yazılara, Kureyşin yaptığı gibi, (BismikAllâhümme) di-yt rek başlatırdı. Hûd sûresinin ...

Devamını Oku »

MEDİNE’DE İSLÂM DEVLETİNİN KURULMASI

Her zümre, esirlerinin kurtulmalık akçelerini de — mü’minler arasında mâ’ruf olan âdil esaslar dâiresinde — ödeyeceklerdir. Mü’minler borçlu ve çok çoluk çocuklu olanları, kendi hâllerine bırakmayarak onlarm kurtulmalık akçelerini veya kan diyetlerini — aralarında mâ’ruf esaslar dairesinde — ödeyeceklerdir. Hiç bir Mü’min, diğer bir Mü’minin Mevlâsı (*) ile aleyhte bir anlaşma yapmıyacaktır. Müttaki Mü’minler, içlerinden, azgınlık eden veya zulüm ve ...

Devamını Oku »

MEDİNE’DE İSLÂM DEVLETİNİN KURULMASI

Medine İslâm Devleti’nin Kurulmasını Sağlayan Âmiller : Peygamberimiz; ilk önce, Mekkeli ve Medineli Miislümanlar arasında — mallanyle canlanyle birbirlerine bağlayan — bir kardeşlik kurarak Medine’de kuvvetli bir İslâm câmiâsı vücûda getirdi (1). Medineli müşrik ve Yahudüerden bir şoklarının — aradaki akrabalık dolayısıyle — bu câmiaya karşı zaafları vardı. Nitekim, Mekkeli müşriklerin tehdid ve tahriki Ue Peygamberimiz ve Miislümanlar aleyhindeki teşebbüslerinden ...

Devamını Oku »

Medine İslâm Devletinin Medineliler İçin Koyduğa Esaslar :

Bu, Peygamber Muhammed (A.S.) tarafından, Kureyşli ve Yes-rib’li Mii’min ve Müslümanlarla onlara bağlanmış ve katılmış olanlar ve onlarla birlikte savaşanlar arasında yazılan bir yazı (belge) dır.Muhkkak ki, onlar, şâir insanlardan ayrı bir toplulukturlar.Kureyş’den olan Muhâcirler, kan diyetlerini aralarında — geleneğe göre — ortaklaşa ödeyecekleri gibi, esirlerinin kurtulmalık akçelerini de — Mü’minler arasında mâ’ruf âdil esaslar dâiresinde — ortaklaşa ödeyeceklerdir.Avf oğullan ...

Devamını Oku »