CELVETİYYE; Aziz Mahmûd Hüdâî hazretlerinin kurduğu tarikata verilen ad. Bayramiyye tarikatının koludur. Celvet kelimesi; “yerini yurdunu terk etmek” mânâsında kullanılır. “İnsanlardan uzak, tenhâda Hak ile yalnız kalmak” mânâsında kullanılan “halvet”in zıttıdır. “Celvet” kelimesinden türetilmiş olan Celvetiyye ise, “tasavvuf yolcusunun halveti terk ederek, İlâhî sıfatlarla süslenmiş bir halde insanlar arasına karışması” demektir. Celvetiyye yolu, tasavvuf yolcusunun inzivâ ile değil, halkın içinde yaşayarak olgunlaşmasını gâye edinir.
Bu tarîkatte ilerlemenin esasları ikidir: Birincisi zikirle, yâni Allahü teâlânın ismini anmakla meşgul olmak; İkincisi, maddî mânevî olarak mü- câhedeye, yâni nefsin istemediklerini yapmaya devam etmektir. Celvetiyye yolunda sülük, yâni tasavvuf yolunda ilerlemek Allahü teâlânın isimlerini zikretmekle olur. Esmâ-i seb’a denilen; “Lâ ilâhe illallah, Allah, Hû, Hak, Hayy, Kayyûm, Kahhâr” isimlerinden başka; “Vehhâb, Fettâh, Vâhid, Ehad, Samed” isimlerini de zikretmek gerekir. Celvetîlerin taçları yeşil çuhadandır ve on üç dilimlidir. Bu on üç dilim, 12 isim ile bu isimlerin birliğine delâlet ettiğini gösterir.
Tasavvuf yolcusunun diğer tarikatlarda olduğu gibi Celvetiyyede de; tövbeye önem vermek, sünnet-i seniyyeye tam uymak, dünyâya ve dünyâ malına gönül vermemek, az konuşmak, kendisini yetiştiren hocasına bağlanmak ve nasîhatlarına itiraz etmemek, onun yanında ve ayrıyken edebi gözetmek sağlığına dikkat etmek, tarîkat kardeşlerine ve bütün insanlara karşı iyi ve güzel ahlâklı davranmak gibi hususlara dikkat etmesi gerekir. Celvetiyye tarîkatinin kurucusu olan Aziz Mahmûd Hüdâî, Üsküdar’da yaptırdığı dergâhında insanlara Allahü teâlânın rızâsına kavuşturan Celvetiyye yolunun esaslarını anlattı. Akın akın onun dergâhına koşan insanlar, hasta kalplere şifâ olan sohbetlerine kavuştular. Dergâh en fakirinden en zenginine, en üst kademedeki devlet adamlarına kadar her tabakadan insanlarla dolup taştı. Zamanında yaşayan Sultan Üçüncü Murad Han, Birinci Ahmed Han, İkinci Osman Han ve Dördüncü Murad Hana nasihatlerde bulundu. Aziz Mahmûd Hüdâî hazretlerinden sonra talebeleri ve sevenleri tarafından Celvetiyye yolu devam ettirildi. İstanbul’da otuz kadar Celvetiyye dergâhı açıldı. Daha çok Anadolu ve Rumeli’de yayılan Celvetiyye yolunun birinci merkezi Üsküdar’da Aziz Mahmûd Hüdâî hazretlerinin kabrinin bulunduğu yerdeki dergâh; ikinci merkezi ise Bur- sa’da İsmâiJ Hakkı Bursevî dergâhıydı.
Celvetiyye yolunun Peygamber efendimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) gelen silsilesi şöy- leydi: Muhammed aleyhisselâm, hazret-i Ali, Hasan-ı Basrî, Habîb-i Acemî, Dâvud-i Tâî, Ma’rûf-ı Kerhî, Sırrî-yi Sekatî, Cüneyd-i Bağdâdî, Mimşâd ed-Dîneverî, Muhammed Dîneverî, Muhammed Bekrî, Kâdi Vecîhüddîn, Ömer Bekrî, Ziyâeddîn Sühreverdî, Kutbeddîn Ebherî, Şihâbüddîn Tebrî- zî, Cemâleddîn Tebrîzî, İbrâhim Zâhid Gîlânî, Safiyyüddîn Erdebîlî, Sadreddin Erdebîlî, Alâeddîn Ali Erdebîlî, Hamidüddîn Aksarâyî (Somuncu Baba), Hacı Bayram-ı Velî, Akbıyık Meczûb, Hıdır Muk’ad Dede, Muhyiddin Üftâde, Aziz Mahmûd Hüdâî rahmetullahi aleyhim