Çevreyi Kirletmeyen Enerji:
Bu gelişim sayesinde şimdiye kadnı yalnız klasik enerji santrallerine özgi olan büyük rakamlara jeotermik enerji santrallerinde rastlamaya başlayacağı/ İnsanlığın gittikçe artan enerji ihtiyacın
Hatta volkanik alanlarının pek göze batmadığı bölgelerde bile, doğal rezervelerinden faydalanmak düşiiıı mektedir.
Bunun için sıcak buharla karşılaşnu bile lüzum yoktur. Derin kuyularda k lı sistemler içinde su veya başka sıvı la buhar haline getirmek ve bu buhafı yet yüzüne çıkararak türbünleri çalıştırma* soğutmak ve sonra bu suyu devridaimi tamamlamak üzere geri göndermek |akî gelen ihtimallerdendir.
Şûphesizj bu düşünceler bugünden yarma gerçekleşebilecek şeyler değildir. Doğal enerji rezervelerine karşı büyüyen ilgi Orta Avrupa’da bile son zamanlarda geniş ölçüde plânlı sıcak bu sondajlarına gidilmesine sebep olmuştur.
Orta Avrupa’da eskiden volkanik olan birçok bölgelerde termal banyoların bulunduğu bilinmektedir. Bütün buralarda bir gün büyük Ölçüde enerji rezerveleri-nin bulunmayacağını kim söyliyebilir!
X – MAGAZİN’den
ünyanm enerji bilanjosunun sayfasında, güneşten gelen ışınlan hemen hemen bütün toplam dar tutar. Bu uzayda yansıyan üçte çıkarıldıktan sonra yuvarlak 120 mil kilowatt kadardır. Dünya yüzeyinim dalandığı, yerin içinden gelerek sızan bundan 4.000 kat daha azdır. İnsanlı fından fosil yakıtların yakılmasın dar de edilen enrji de güneş enerjisinin varlak onbeş milyonda biridir ki bun|a kısmen faydalanılan nükleer enerji de hildir. öte yandan insan tarafından best bırakılan bu ısı enerjileri özelli büyük şehirlerde gelen güneş ışınlar yüzde bir kaçma kadar çıkar ve ora! tehlikeli iklim değişikliklerine sebq> bilir.
Dünyanın enerji bilançosu pratik I
mınrlnn il ı«n rrnl i ol rAt t Hı ınrlfln rMİir Vriıl-İ
yayıl r. Dünyaya düşen güneş ışınlarından ilk önce yeıryüzündeki bitkilerin büyümesi için faydalanılır ve orada bağlanır. Bitkiler içleriıjıde depoladıkları enerjiyi er-geç ıısansajl ve hayvansal besin yoluyla yakmak suretiyle veya basitçe çürümek ve bozulmak yüzünden tekrar ısıya dönüştürdüklerinden yüzde bakımından pek büyük bir değer tutmayan bu miktar da dünya bilançosunu etkilemez.
E ıdüstri çağımızda muazzam bir yükseliş .göstermesine rağmen, insan tarafından ihtiyaç gösterilen tüm enerji, bugün
bize gönderdiği enerjiden 15
milyi înı keres daha azdır. İşte güneş enerjisin t böyle küçük bir kısmmdan teknik faydalanma suretiyle bütün enerji sıkıntılarımı ki ilerimizden atmayı ümit ediyoruz. Ayrıca bu sayede elimize tamamiy-
Ne var ki şu anda güneşin bu muazzam enerjisinden bu yolda nasıl faydalanılacağı bilinmemektedir. Bunun sebebi bu enerjinin tüm gücünün bu kadar dev-sel olmasına rağmen çok geniş yüzeylere yayılmış olması ve bu yüzden de az yoğunlaşmış olmasıdır. Bir milyon KW lık bir enerji santralı için dönencelerde (tropikal bölgelerde) bile yüzde onluk bir verim için 10 kilometre karelik araziyi foto elemanlarıyla kaplamak gerekecekti.
Gerek dünyanın değişik iklim bölgeleri, gerek mevsimlerin değişimi, güneş ışınlarının az veya çok eğik olarak ver yüzüne düşmesinden ileri gelmektedir;
(Şekil 1). Güneşin dik veya hemen hemen dikine düştüğü yerlerde şiddeti en lazla-dır. Yalnız iki dönüş dairesi arasındaki dönencelerde güneş yılda iki k^re tam Zenit (başucu) nda durur. Ilımlı bölgelerde ise güneş ışınları yazın daha dik kışın daha düz olmak üzere eğiktir. Kutuplara gelince, oralarda kışın güneş aşağı yukan birkaç gün dışında ufkun hiç üstünde görünmez, yazın ise buna karşılık birkaç gün «geceleyin» bile batmaz. Fakat ışınlan o kadar düzdür ki etkileri de çok zayıftır. I
Güneş ışınlarının yer yüzüne düz düşüşlerinde daha dik, hatta dikine düşüşlerden daha, az enerji bırakmalarının iki sebebi vardır: Bir kere düz bir düşüşte aynı ışın enerjisi daha büyük bir yüzeye dağılmak zorunda kalır, aynı zamaııda böyle eğik gelen ışınlar atmosferden geçerken daha da uzun bir yol giderler (Şekil 2). Soğurma yüzünden dünya atmosferinden geçerken güneş ışınlan enerjilerinden kaybederler.
Temiz ve kuru havadan soğurma (ab-sorption) çok azdır, fakat su bunan daha fazla miktarda da buğu, hatta sis, toz ve kirlenmiş hava bunu arttırır.
Büyük bir şehrin atmosferinden güneşe bakıldığı zaman, onun ne kadar zayıf, bulanık göründüğünü herkes bilir, hatta görünmediği zaman bile olur. Güneşin doğuş ve batışındaki derişik kırmızılık tarda görünüşü, atmosferik koşullardan, ışınların mavi ve mor kısımlarının drıha kuvvetli olarak soğurulmasmdajn ileri gelir.
Güneş ışınlan spğurulmadan tamamiy-le temiz beyaz, bütün spektrum renklerinin kırmızıdan mora kadar fiziksel bakımdan bir kanşımıdır ve değ şik bir çok dalga uzunluklarını kapsar: 10,8 c|en 0,4 mikrometreye, bir milimetrenin bimde biri kadar. Sanmtrak yeşilde olan erter-ji ağırlık noktası 0,55 mikrometredir. Güneş ışınlan görünen ışığın dışında daha uzun dalgalı bir kısma da sahiptirler, enerjilerinin yuvarlak olarak yarısı kızıl ötesi ve daha ufak bir kısmını ise daha kısa dalgalı gene göze görünmeyen ıjltra vi-
ışınlar teşkil eder ki bunlar ta rönt-
?ei1. Işınlarına kadar uzanırlar. Ultra viyo .eRl^ kısa dalgalı kısmı ve röntgen ışın-ar* Çok yüksek atmosfer tabakaları tara-J^n emilirler ve bu yüzden de ancak ^tler ve dünya uvdulan tarafından esaMı olarak incelenebilir.
^nineş spektrumu dışına çıkan» ışık,
, §ibi elektromanyetik ışınlardan baş-korpusküler ışınlar, hızlı protonlar, v?. Elektronlar gönderir ki bunlar güneş ^^ânnı oluşturur. Bunlar fazlasıyla r^sferin içine girmezler ve yalnız yük-s? tabakalarda kuzey ışığının görünme-sıne sebep olurlar.
. ^üneş ışmlanndan bahsedildiği zamıaıı, genellikle ışığa benzeyen ışınları .as^der. Gene güneşin yayımladığı neut-P.no ışmlanmn herhangi duyulabilen lr etkisi yoktur.
^ütün durağan yıldızlar gibi tabii gü-n.e? de zamanla bazı değişiklikler göste-bunlar da onnu ışınlarını değiştirirler, a!^t bu değişiklikler çok uzun zamanlar, ~ ^arca yıllar sonra kendini gösterir. .u*^gan yıldızların da gelişim dönemle-rı periyotları) vardır ki bunlarda onlar, onx^ğln içerlerinde yeni enerji üretim Tv^anizmaları etkili olmaya başlayınca,
. sıcaklaşırlar veva herşeyden önce 1(^erWînde nükleer süreçler serbest kalır Y.e onların çevrelerine daha fazla ener-
11 Sayımlamağa başladıklan gelişim dönelerinde ise soğurlar.
, . ^Jzun zaman güneşin göresel ihtiyar ,ır. Vıldız olarak soğuma döneminde bulun* -U^Vı sanılmıştı, bugün onun ısmacaöın-
bahseden kuramcılar bile vardır. Her İ de kuvvetli bir ölçüde vuku buldu-
taktirde dünyamızdaki hayatı tehlike-kokacak niteliktedir. Teknik romanlar-.a kulunlardan kopup gelen buz kütlelerden korunmak isteyen insanlann re-sın*le*rîne rastlanır. Bir taraftan da bu-î1111^ karşısında artan sıcaklıktan yanan-1ar gelmektedir. Öte yandan insan türü er*tli eseri olan «ilerleme» sayesinde eü-nejHert gelecek herhangi bir tehlikeden önce yok olabilir.
KOSMOS’ tan
yole
datı
ikis
Peşin hükümler insanları birbirinden u^ak tutmak için bilgisizlikten