Clarendon Tüzüğü, Kral II. Henry’nin
İngiltere’de kilise ile devlet ilişkilerini belirlemek
amacıyla Ocak 1164’te yayımladığı
16 madde. Kilisenin ayrıcalıklarını sınırlamayı
ve kilise mahkemelerinin yetkisini
daraltmayı amaçladığından, Henry ile Canterbury
başpiskoposu Thomas Becket arasındaki
ünlü kavgayı başlatmıştır.
Stephen’ın (1135-54) kargaşa içinde geçen
yönetim döneminde kilise hukukunun gelişmesiyle
güçlenen kilise mahkemeleri, din
dışı konularda da yargı ayrıcalıkları elde
etmişlerdi. I. Henry döneminin (1100-35),
krallık geleneklerim canlandırmaya yönelik
olan Clarendon Tüzüğü, geçmişe göre daha
katı hükümler taşıyordu. Tüzükteki maddelerle
din adamlarının ülke sınırları dışına
çıkmaları ve hukuksal konularda Roma’ya
başvuruda bulunmaları kralın onayına bağlandı.
Kilisenin aforoz ve yasak koyma
yetkileri sınırlandı ve gizli bilgilere dayanarak
halktan kişilere karşı dava açması
yasaklandı. Bütün boş piskoposlukların ve
manastırlann gelirleri ve buralara atama
yapma yetkisi krala verildi. Boş bir kilise
makamına aday gösterme hakkı, kilise borçları
ve cemaatin tasarrufunda olan topraklara
ilişkin davalar kilise dışı mahkemelere
bırakıldı.
Kilise mahkemelerine kilise malları üzerinde
etkili bir denetim verilmekle birlikte,
halktan bir kişi ile bir kilise görevlisi
arasında toprak tasarrufu konusunda ortaya
çıkacak anlaşmazlıklarda yargı yetkisi kilise
dışı bir seçici kurula verildi. En çok tartışmaya
yol açan 3. madde, ağır suç işlemiş
papazların kilise dışı mahkemelerce cezalandırılmasını
öngörüyordu. Kilise mahkemelerinin
suçlu papazlara genellikle hoşDlarendon
Yasaları 32
‘örülü davranması yüzünden konan1 bu
! iküm Becket’in sert bir tepki göstermesiî
yol açtı.
îecket, Clarendon Tüzüğü açıklandığını,
piskoposlarla birlikte gönülsüz olarak
addelere uyacağına söz verdi. Ama bir yıl
inde yemininden döndü ve ülke dışına
ıçarak altı yıl sürgünde yaşadı. Kendisine
ığlı şövalyelerin 1170’te Becket’i
Clarendon Tüzüğü
30
Mar